Lozan Üniversitesi tarih profesörlerinden Cenevre Kanton Milletvekili Jean Batou, Erdoğan’ın Türkiye’yi açıktan diktatöryal bir sisteme götürmek istediğini ifade etti. Erdoğan’ın rejiminin kırılgan bir yapıya sahip olduğunu belirten Batou, “Eğer Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesine destek verilirse Erdoğan’ın otoriter sistemine son verilebilir” dedi.

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu politikaları ve başkanlık sistemi ile getirilmek istenen tek kişilik yönetim anlayışının ne anlam ifade ettiğini, Lozan Üniversitesi Tarih Profesörlerinden Cenevre Kanton Milletvekili Jean Batou ile konuştuk.

‘ASKERİ DARBE GİRİŞİMİNDEN FAYDALANARAK MUALEFETE SALDIRDI’

15 Temmuz askeri darbe girişiminden sonra Erdoğan’ın ülke içerisinde otoritesini daha da güçlendirmek için darbe girişiminden yararlandığını belirten Jean Batou, Erdoğan’ın darbe bahanesiyle kendisine karşı gördüğü bütün muhalefete saldırı ilan ettiğini söyledi.

7 Haziran seçimlerinde HDP’nin elde ettiği başarının Erdoğan’ı çok korkuttuğunu vurgulayan Batou, “HDP’nin başarısı, ülkeyi tek kişilik sisteme götürmek isteyen Erdoğan’ın önünde büyük bir engel teşkil eder hale gelince Erdoğan, zor kullanarak ülkeyi tekrardan götürdüğü demokratik olmayan seçimle, kaybettiği gücünü geri aldı. Daha sonra askeri darbe girişiminden yararlanan Erdoğan, darbe sonrasında ülkedeki muhalefete yani başta Kürtler olmak üzere tüm demokratik kesimlere saldırarak kendi kurmak istediği sistemin önünü açmaya başladı” diye konuştu.

‘KÜRT HALKININ MÜCADELESİ ERDOĞAN’IN ÖNÜNDE EN BÜYÜK ENGEL’

Erdoğan’ın basın, sivil toplum kuruluşları, yargı, üniversiteler başta olmak üzere birçok alana yapılan saldırılarla, otoriter bir rejime giden yolun adımlarını güçlendirmeye çalıştığını kaydeden Batou, şu şekilde devam etti: “Bu adımlar atılırken kendisi karşısında direnen en büyük muhalif güç olan HDP’ye ve demokratik çevrelere de saldırmaya başladı. Tamamen demokrasiye gözlerini kapayan bir rejimle karşı karşıyayız. Ama Kürt halkı ve demokratik çevrelerin direnişi, ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik krizden hareketle, bu rejim anlayışı çok sürdürülemeyecek diyebiliriz.”

‘AVRUPA ÇIKARLARI GEREĞİ ERDOĞAN’A KARŞI SESSİZ’

Avrupa’nın, Türkiye ile içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi antlaşmalardan kaynaklı Türkiye’ye baskı kuramadığını söyleyen Jean Batou, Türkiye’nin de kapıları açarak ülkede bulunan göçmenleri Avrupa’ya göndermekle Avrupa’yı tehdit ettiğini, bunun sessizlikte büyük etkisinin olduğunu belirtti.

"Diğer taraftan Avrupa ve dünya güçleri, uluslararası ekonomik politikalar gereği Türkiye’ye karşı büyük bir rol oynamıyor” diyen Batou, Avrupa ve diğer dünya güçlerinin temel meselesinin Türkiye’deki demokrasinin varlığı olmadığını ifade etti.

Avrupa’nın Türkiye’deki gidişata dair pek bir şey yapmadığına vurgu yapan Jean Batou, son dönemlerde Avrupa’da da Erdoğan mantığına sahip politikacıların yükselişte olduğuna dikkat çekti. Batou, “ABD, Rusya, Fransa gibi birçok ülkede Erdoğan benzeri siyasetçiler yükselişte. Sosyal eşitsizlik dünya genelinde gittikçe büyüyor. Birçok ülkede tıpkı Erdoğan gibi ırkçılık, milliyetçilik duyguları yükseltilerek toplumlar arasında yaratılan kutuplaşmadan güç sağlanmaya çalışılıyor. Dünya genelinde büyüyen işsizlik, yoksulluk, sosyal adaletsizlik gibi durumlar, ırkçı politikalarla yaratılan öfkenin gerisinde bırakılarak üstü kapatılmaya çalışılıyor” dedi.

‘AVRUPA’NIN TUTUMUNA RAĞMEN SOL-SOSYALİSTLER HAREKETE GEÇMELİ’

Avrupa ve dünya güçlerinin tutumuna karşı dünya genelindeki sol-sosyalist çevrelerin ve militanlarının Kürt halkı ve demokratik çevrelerle uluslararası bir dayanışma içerisine girmesi gerektiğinin önemine vurgu yapan Batou şöyle devam etti: “Rojava’da olduğu gibi Türkiye’de de Erdoğan rejimine karşı Kürt halkının mücadelesi desteklenmeli. Sol-sosyalist çevreler, Kürt halkına destek vermek ve Türkiye’de yok edilmek istenen demokrasi değerlerine sahip çıkma noktasında Avrupalı yöneticileri de zorlamalıdır. Avrupa ekonomik ve siyasi baskılarla bunu rahatlıkla yapabilir.’’

‘BU ORTAMDA GERÇEKLEŞECEK REFERANDUM DEMOKRATİK OLMAZ’

Bütün yetkilerin tek kişiye devredileceği başkanlık sistemine de değinen Batou, referandumun nasıl bir ortamda gerçekleşeceğinin çok önemli olduğunu, muhalefete ve demokrasi güçlerine yönelik saldırıların bu şekilde devam ettiği bir ortamda yapılacak referandumun demokratik ve gerçekçi olamayacağını söyledi.

‘ERDOĞAN, DİKTATÖRLÜĞE GÖTÜREN YÖNTEMLER KULLANIYOR’

Diktatörlük ve otoriter rejimler arasından her zaman bir limitin olduğunu dile getiren Batou, bütün otoriter rejimlerin diktatöryal rejime geçişte, Erdoğan’ın kullandığı yöntemlerin aynısını kullandığını vurguladı. Batou, Türkiye’nin açıktan diktatörlüğe doğru yol aldığını işaret etti: “Demokratik seçimlerle seçilip ardından kendi gücünü azaltan demokratik seçimlere saygı duymamak, kendi karşısındaki muhalefeti tutuklamak ve ardından muhalefet olmadığı bir ortamda yapılacak anti-demokratik seçimlerle kendi varlığını koruyarak otoriter rejimi güçlendirmek. Bunlar diktatörlüğe gidenlerin kullandığı yöntemler.”

‘ERDOĞAN’I DURDURACAK EN ÖNEMLİ GÜÇ KÜRT MUHALEFETİ’

Erdoğan rejimini durduracak en önemli gücün Kürt halkının direnişi olduğunu söyleyen Batou, şunları ekledi: “Kürt halkı ve demokratik sol çevrelerin ortaya koyduğu direniş, Erdoğan’ın götürmek istediği tek kişilik sistemin önünde en büyük engel. Erdoğan, henüz bütün muhalefeti, en önemlisi de Kürtleri, yok edemediğinden dolayı Erdoğan’ın diktatörlük isteği engellenebilir. Kalıcı diktatörler ülkede bütün muhalefeti ortadan kaldırmayı başarırlar. Demokrasi mücadelesi veren Kürtler yok edilemediği için Türkiye’de kalıcı bir diktatörlüğe geçiş hala başarılamamıştır.”

‘KÜRT HALKI DESTEKLENİRSE ERDOĞAN’IN ÖNÜNE GEÇİLEBİLİR’

Erdoğan rejiminin kırılgan bir yapıya sahip olduğunu dile getiren Batou, Kürt halkı ve demokratik çevreler desteklenirse, Erdoğan’ın önüne geçilebileceğini söyledi. Batou, “Tekrardan söylemek istiyorum; Avrupa ve dünya genelindeki sol-sosyalist güçler, onların militanları, ilerici güçler, sendikalar, Kürt halkı ve demokratik çevrelerle bir bağ kurup onların mücadelesini desteklerse, Erdoğan rejimi çok kolay durdurulur. Filistin halkı için yapılan dayanışmanın aynısı Kürt halkı ile de yapılmalı. Eğer Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesine destek verilirse kırılgan yapıya sahip olan Erdoğan rejimine son verilebilir” ifadelerini kullandı.