Jónasson: Leyla Güven'in çığlığına ses olmak istiyoruz

Kürt Halk Önderi Öcalan'ı ziyaret etmek için Türkiye'ye gelen eski İzlanda İçişleri ve Adalet Bakanı Jónasson, tecridin kabul edilemez bir durum olduğunu belirterek, Leyla Güven'in çığlığına ses olmak istediklerini söyledi.

Uluslararası Barış Delegasyonu heyeti üyeleri, tecridin sona ermesi için başlayan açlık grevi eylemlerini incelemek ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ı ziyaret etmek için Türkiye'ye geldi. Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı'na mektup gönderen heyetin içinde yer alan eski İzlanda İçişleri ve Adalet Bakanı Ogmundur Jónasson, ANF'nin sorularını yanıtladı. Öcalan'a yönelik tecridin Türkiye'de çelişki yarattığını söyleyen Jónasson, AKP hükümetinin de bundan çıkar sağladığını kaydetti.

Öcalan'ın barış çabalarının çok önemli olduğuna değinen Jónasson devamla şunları belirtti: "Öcalan'ın 2013-2015 yılları arasındaki barış çabaları çok önemliydi ve aldığı sonuçlardan çok memnundum. Barış süreci görüşmelerinde sayın Öcalan ve Erdoğan arasında bir çalışma yürütüldü. Fakat Bugün baktığımızda, Türkiye'nin durumu iyi görünmüyor. Dün sayın Leyla Güven ve sivil toplum kurumları ile bir görüşme gerçekleştirdik. Tek bir gündem vardı o da tecrit. Eğer bugün tecrit ortadan kaldırılırsa o zaman diyalog yolu da açılır. Bizler barış için Türkiye'deyiz. Tüm Türkiye halkların barış içinde yaşaması için duyarlılık çağrısı yapıyoruz."

ÖCALAN YENİ YAŞAM MODELİ ÖNERİYOR

Öcalan'ın sadece Türkiye için değil, tüm dünya için yeni yaşam perspektifi sunduğunu vurgulan Jónasson, "Öcalan, yeni, özgür, demokratik ve birlikte bir yaşam modeli öneriyor. Özellik kadın özgürlüğü konusunda sayın Öcalan büyük bir mücadele veriyor. Konuşmalarında da "Kadın özgür olmadığı bir toplum da özgür değildir" diyor. Bu söz ve istek toplumu ilerletmenin yolunu da gösteriyor. Bu atılım sadece Ortadoğu ve Türkiye için değil tüm dünya içindir" diye konuştu.

Tecridin kabul edilemez bir durum olduğunu sözlerine ekleyen Jónasson konuşmasına şöyle devam etti: "Öcalan'a yönelik özel uygulamalar devrede. Bu kişiye özel hukukun ciddi bir şekilde eleştirilmesi lazım. Çünkü bu durum insan haklarına ve uluslararası sözleşmelere aykırı bir durum. Açlık grevi direnişçilerinin talepleri net. Türkiye'nin kanunlarına göre hareket etmesi ve tecridin sona ermesidir talepleri. Bu da haklı bir talep."

CPT GÖREVİNİ YAPMALI

CPT'nin İmralı'ya dönük tutumunu da değerlendiren Jónasson, "CPT'nin sessizliğine her zaman karşı çıktım. Açık bir şekilde çalışmalarını yürütmeliler. Bu onların öncelikli görevidir" diye konuştu. Avrupa Parlamentosu'nun bir kaç gün önce Öcalan'a yönelik tecridin sona ermesine dönük bir karar aldığına dikkat çeken Jónasson, kendilerinin de heyet olarak bu karara destek verdiklerini belirtti.

Türkiye'de, Kürt halkına dönük yaşanan baskılar karşısında şaşkınlık içerisinde kaldığını söyleyen Jónasson konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Türkiye'de yaşanan gerçekliği tüm dünyanın görmesi gerekir ve bu zulme karşı devreye girilmeli. Sayın Leyla Güven, "Ölümüm belki tecridi erdirmez ama tecridin tartışılmasına vesile olur" dedi. Buradaki görevimiz demokrasi ve insan haklarını savunmak, Leyla Güven'in çığlığına ses olmak."