'Kadın öğrenciler gerici baskı altında yaşıyor'

'Kadın öğrenciler gerici baskı altında yaşıyor'

İTÜ Kolektif temsilcisi Ezgi Taş, kadın öğrencilerin iki kat mağdur edildiğine dikkat çekerek "Ne ailemizin bize ayırdığı bütçe erkeklere ayırdığı ile bir oluyor ne de bizim günlük gereksinimlerimiz erkekler ile aynı. Ailemizin bizi okutacak yeterli durumu yoksa önce erkek öğrenciden çok biz kadınlar okullardan alınıyoruz. Gerici baskılar ailemizi de kışkırtıyor, üniversitede sürekli bir aile takibinin altında yaşıyoruz" diye konuştu.

Türk Hava Yolları Başkanı Hamdi Topçu'nun kızı için usulsüz ek kontenjan açılmasını protesto ettiği için geçtiğimiz günlerde uzaklaştırma cezası alan, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kolektif Temsilcisi Ezgi Taş ile yeni dönemde üniversite öğrencilerini bekleyen sorunları konuştuk...

'EV KİRALARI PAHALI; CEMAAT YURTLARI KABUS...'

-Yeni dönemde öğrencileri bekleyen temel sorunların başında yine ev-yurt sorunu mu geliyor?

Ailesinden başka bir şehirde yaşayan bir öğrenci için en temel sorun tabii ki, nerede barınacağı, yemek yiyeceği, okula nasıl ulaşacağı... Özellikle İstanbul, Ankara gibi büyük illerde bir okul kazanmışsanız; sevinecek misiniz, üzülecek misiniz; belli değil. Örneğin İTÜ'de bulunan kadın yurtlarının sayısı oldukça yetersiz. Eve çıkılmak istendiğinde ev kiraları ise 800 liradan aşağı değil ve bu fiyata dahi ev bulmak oldukça zor. Devlet her sene artan üniversite kontenjanlarına rağmen KYK yurtlarının kapasitesini veya sayısını artırmaya yönelik bir adım atmıyor. Şu an devlet yurtlarında barınan öğrenci sayısı toplam öğrenci saysının yüzde 10'u kadar. Bu oldukça yetersiz bir sayı.

Bunun yanı sıra elbette özel yurtların, ev kiralarının fahişliğinden yakınıp, cemaat yurtlarına gitmek zorunda bırakılan öğrenciler için hayat tam bir kabusa dönüyor. Kiminle nerede ne zaman olacağından, namaz kılıp kılmayacağına kadar sürekli bir baskı altında bırakılıyorlar. Üniversite içinde yaşanan gerici baskı ve zorlamaların en büyüğü cemaat yurtlarında yaşanıyor. Bütün bu nedenler sıralandığında barınma, en büyük sorunlardan biri.

-AKP'nin muhafazakar söylemleri, ev sahipleri için belirleyici/etkileyici oluyor mu?

Elbette. Özellikle Tayyip Erdoğan'ı rol model alan insanlar için ona benzeme gayreti dikkati çekiyor. 'Kızlı erkekli' ev meselesinden sonra zaten var olan baskılar arttı. Bir eve sadece kadınlar ya da sadece erkekler çıkmayacaksa ev bulmak neredeyse imkansız. Bir şekilde karma bir eve çıkanlar için de AKP tabanının güçlü olduğu yerlerde sürekli bir mahalle baskısı mevcut. Kişisel olarak ben 3 senede sırf erkek arkadaşlarım evime ziyarete geliyor diye 2 defa ev değiştirmek zorunda kaldım.

-Hükümet ve kolluk kuvvetlerinin örgütlü üniversite öğrencilerine yaklaşımının da toplumda karşılığı var mı?

Bize yönelik baskı toplumun çeşitli kesimlerinde farklı etkiler bırakıyor. Tabii, AKP'nin yarattığı karanlık rejimden memnun olmayan insanlar üniversitelileri toplumunun umudu olarak görmeye devam ediyor. Çünkü AKP bize veya toplumun herhangi bir kesimine ne zaman saldırsa, baskı uygulasa üniversite bir şekilde buna reaksiyon veriyor ve AKP'den hesap soruyor. Bu yüzden AKP'nin bize uyguladığı baskılar bizi değersizleştirmiyor; tersine daha direngen, daha cesaretli kılıyor. Bir de AKP seçmeni, çoğunluğunu yoksulların oluşturduğu bir kesim var. Onlar için "ateist, terörist, eşkiya, çapulcu"yuz.

'METROPOLDE OKUMAYANLAR DAHA ÇOK BASKIYLA KARŞILAŞIYOR'

-Öğrenciler olarak sorunlarınız tam anlamıyla ortak mı? Mesela, okulu metropolde olmayan öğrenciler için avantajlar azalıyor mu?

Barınma, ulaşım, beslenme her öğrenci için bir sorun ancak, taşralarda okuyan arkadaşlarımız için AKP'nin dinci- gerici muhafazakar politikaları öğrencilerle halkı uzaklaştıran bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Metropollerin dışında okuyan arkadaşlarımız sıkça "buranın halkı öğrencileri pek sevmiyor" diye yakınıyor. Bunda doğrudan AKP'nin payı var; üniversite öğrencilerini o şehrin ahlakını bozmakla suçluyor.

Metropollerin dışındaki üniversitelerde okul yönetimleri de daha baskıcı ve yasakçı oluyor. Buralarda yaşanan sorunların ülke gündemine gelmesi zor olduğundan bu üniversitelerde okuyan arkadaşlarımızın işi zorlaşıyor. Bildiri, afiş yasağı hemen hemen hepsinde var. Kantin zammına karşı çıktığında bile okuldan atılmayla tehdit ediliyorsun. Bunun örneği Hatay Mustafa Kemal Üniversite'sinde görüldü.

'ERKEK ÖĞRENCİLERDEN DEZAVANTAJLI DURUMDAYIZ'

-Öğrenci yaşamının egemenler tarafından 'ahlak' üzerinden formüle edildiğini söylediniz. Bunda cinsiyetçi temayüller de ağır basıyor mu?

Kadın öğrenciler olarak paralı eğitimden erkek arkadaşlarımızdan daha çok etkilendiğimizi söylemeliyim. Ne ailemizin bize ayırdığı bütçe erkeklere ayırdığı ile bir oluyor ne de bizim günlük gereksinimlerimiz erkekler ile aynı. Ailemizin bizi okutacak yeterli durumu yoksa önce erkek öğrenciden çok biz kadınlar okullardan alınıyoruz. Gerici baskılar ailemizi de kışkırtıyor, üniversitede sürekli bir aile takibinin altında yaşıyoruz. Kaldığımız yurtlarda çok daha fazla baskının altındayız.

Ders müfredatlarından, hocalarımızın erkeklerin cinsiyetçi tutumlarına; üniversitede kampüs içinde bize yönelik taciz, tecavüz ve şiddetin cezasız kalmasına kadar birçok sorunla boğuşuyoruz. Kadınların bir sorun yaşadığında müracaat edebilecekleri bir kurum yok, hatta üstü kapatılmaya çalışılıyor. Keza birçok üniversitede yurtlarda yaşanan tecavüzleri duyuyoruz ancak tüm ülkede olduğu gibi bunlara müdahele eden, suçluyu yakalayan kimse yok. "Dekolte giyen tecavüzü hak eder" diyen profesörler var.

Devlet yurtlarında özellikle kadınlara uygulanan kuralları da ayrıca belirtmek gerekiyor. Saat 23.00'ten sonra gelen kadın öğrenciler kesinlikle içeri alınmıyor. Yurda gelmeyince doğrudan aile aranıyor ve kadın öğrenci zor durumda bırakılıyor. Kadın üzerinde oluşacak fiziksel, psikolojik her türlü şiddetin zemini oluşturuluyor.

'HARÇLAR SAYEMİZDE KALDIRILDI'

-Hep eleştiriyorsunuz ama, hükümet, örneğin harçların kaldırılmasıyla övünüyor...

AKP'nin böyle bir hakkı yok, çünkü bu harçlar onlar istedi diye kaldırılmadı. 1996 yılında Meclis'te 'harçlar kaldırılsın' diyen öğrenci koordinasyonu üyelerinden bugüne bunun mücadelesini yürüten üniversiteliler var. Tabii hükümet bunu öğrencilere yaptığı bir lutüfmuş gibi gösterse de, herkes biliyor ki, bu öğrenci mücadelesinin bir kazanımı. Biz övünmeliyiz.

Parasız, bilimsel, anadilde eğitim hakkını savunuyoruz. Kürt öğrenciler de anadilde eğitim için çalışmalarını yürütüyor. Kendilerinin yanında olacağız.

'GEZİ AYAKLANMASININ NESLİYİZ'

-Artık, Cumhurbaşkanlığı seçimini de kazanan bir AKP var. Örgütlü mücadele açısından zor bir dönem mi bekliyorsunuz?

AKP karşısındaki muhalefetin en direngen ve canlı kesimini oluşturuyoruz belki de. Cumhurbaşkanının Tayyip Erdoğan olduğu bir ülkenin üniversitelerinde bizlere yönelik baskıların artacağını tahmin etmek zor değil. Keza bunun bir örneğini bundan bir hafta önce İTÜ Rektörünün yaptığı usulsüzlüklere karşı çıktığım için bana verilen 1 ay uzaklaştırma cezasından görüyorum. Ancak bir yandan artık üniversiteye gelen arkadaşlarımız örgütlenmenin önemini daha iyi anlıyor. Çünkü 'Gezi' gibi bir ayaklanmanın nesliyiz. Orada gördük ki, bir arada olursak daha iyi savaşıyoruz. O zaman ayrı ayrı mücadele vermek neden? AKP bizi baskılarla susturmaya çalışsa da biz daha örgütlü, daha kitlesel bir öğrenci hareketini yaratma iddiasıyla giriyoruz bu döneme.

-Yine de, halihazırda yeterli olamadığınızı kabul ediyor musunuz?

Aslında öğrenci hareketinin örgütlenmesi için yeterli olan şartlar mevcut. Eğitim ne bilimsel, ne nitelikli; müfredatlar yeterli değil; üniversite içinde özgür bir ortam yok, her konuşana ceza veriliyor; ülke gündemi kaynıyor, her gün işçiler inşaatlarda can veriyor, ülkemiz IŞİD gibi cihatçı çetelerin başını çektiği bir savaşın içine sürükleniyor. Yani koşullar hiç olamayacağı kadar hazır! Ancak burada sorun; bu kadar problemin olduğu bir ülkede muhalefetin hazır olan bu kitleyi örgütlemesinde.

Eksiklerimiz tabii ki var. Fakat İTÜ'de Maden Fakültesini işletenler, ODTÜ'de direnenler, Mersin'de Rektörlük işgal edip taleplerini kabul ettirenler de biziz. Bu sene de razı olan değil, mücadele eden taraf olacağız.