Kadın tutsaklardan Rojava için aktif direniş çağrısı
Kadın tutsaklardan Rojava için aktif direniş çağrısı
Kadın tutsaklardan Rojava için aktif direniş çağrısı
PAJK'lı tutsaklar Kuzey ve diğer parçalarda Rojava'ya aktif direniş çağrısı yaparak, "Biz Rojava’ya dışarıdan yardım eden bir halk değiliz.O katliamlar bizlere karşı yapılıyor. Bunun idrakinde olup seferberlik ruhuyla hareket etmeliyiz" dedi.
Şakran Cezaevindeki PAJK’lı tutsaklar yaptıkları yazılı açıklamada Rojava halkına desteğin yükseltilmesi çağrısında bulundu.
Rojava’da yaşananların dünyanın gözü önünde ve birçok gücün direk müdahilliğinde şekillendiğini kaydeden tutsakların açıklamasında, “Kürtler ve diğer barışçı halklar kendilerini korumak ve doğuştan gelen haklarını elde etmek için direniyor” dendi.
Bu haklı direniş karşısında yer alan çeteci güçlerin, Kürtlere ve diğer halklara kanlı katliamlar yaşattığına da dikkat çekilen açıklamada, başta Türkiye sınırları olmak üzere, birçok sınırın insani yardımlara kapalı olduğunun altı çizildi. Ancak sınır kapılarının çetelere ambulanslar içinde silah ve eleman gönderilmesi için sonuna kadar açıldığı da vurgulandı.
Açıklamada devamla, “Rojava’nın, Suriye’nin içişlerine o kadar müdahale edenler, her şeyi söyleme hakkını kendinde görenler orada insanlar ölürken insani refleks göstermemektedirler. Başta Irak Kürdistan Yönetimi sınır kapılarını kardeşlerine kapatmıştır ve Türkiye de tüm gizleme çabalarına rağmen kapılarını oradaki insanları katledenlere açmış, halka yardıma kapatmıştır. Bu yaklaşımlar insani olmaktan uzaktır ve kınanması yeterli değildir. Aktif olarak bu yaklaşımların karşısında durulmalı, izin verilmemelidir” denildi.
Bu rolün Kürt halkına ve Kürt kurumlarına düştüğünün de altı çizilen açıklamada, Türkiye ve Güney Kürdistan’daki tepkilerin yetersiz olduğu belirtildi.
Tutsaklar devamla Rojava içi daha aktif direniş çağrısında bulundu. Açıklamada şunlar belirtildi:
“Yanı başımızda halkımız katledilirken birkaç saatlik bir yürüyüş ve basın açıklaması yeterli olmamaktadır. Rojava devrimini hem heyecan hem de katliamların acı ve öfkesi daha derinden hissedilip yaşanmalıdır. Tarih bize şunu öğretmiştir; ezilen halkların yüzyıllarca mücadelesi sonucu kısıtlı zaman dilimlerinde çok az fırsat çıkar karşılarına. Bu fırsatı doğru değerlendirdiğinde kazanım elde eder. Fakat durup beklediğinde, kendiliğindenliğe bıraktığında kaybederler. İşte tam da o kazanma ve kaybetme anındayız. Bunu çok iyi anlayıp varlık yokluk mücadelesine aktif katılmak gerekiyor. Biz Rojava’ya dışarıdan yardım eden bir halk değiliz. Zaten Rojava bizim ve o yaşananlar, katliamlar bizlere karşı yapılıyor. Bunun idrakinde olup seferberlik ruhuyla hareket etmeliyiz.”