Kadınların barış sürecine öncülük yapması şart
Kadınların barış sürecine öncülük yapması şart
Kadınların barış sürecine öncülük yapması şart
PAJK Koordinasyonu üyesi Tekoşin Ozan, kadınların barış sürecinin ilerlemesinde büyük bir etkisi olacağını belirterek “İçinde olduğumuz süreç açısından da demokrasinin yaşanması ve güçlenmesinin en önemli koşulu kadınların aktif yer alması ve katılmasıdır” dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı ‘demokratik çözüm’ süreci ve kadınların üzerine düşen görevleri, Partiya Azadiya Jinên Kurdistan (PAJK) Koordinasyonu üyesi Têkoşin Ozan, ANF'ye değerlendirdi.
Kadınların bu sürecin ilerlemesinde çok büyük etkisi olacağını belirten Ozan “Kadınların katılımı sürecin gidişatını etkileyecektir. Kürt özgürlük hareketinin bu kadar demokratik ve özgürlükçü olmasının en önemli nedeni Kürt kadınların çok örgütlü olmasıdır. İçinde olduğumuz süreç açısından da demokrasinin yaşanması ve güçlenmesinin en önemli koşulu kadınların aktif yer alması ve katılmasıdır” dedi.
Bu sürecin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan tarafından başlatıldığının altını çizen Ozan, “Demokratik çözüm sürecinin ve barışın lideri Önder Apo’dur. Bu sürece aktif katılım sağlamak ve emek vermek, Kürt halkı, Ortadoğu halklarının özgürlüğü için çalışmak, tüm Ortadoğu’nun özgürlüğünü gerçekleştirmek demektir. Bu sürecin kalıcı ve derin olması için kadınların öncülük yapması şarttır” ifadelerini kullandı.
Bu dönemin iç ve dış koşulların olgunlaşmasıyla başladığını dile getiren Ozan şöyle konuştu: “Bu süreç Önder Apo tarafından stratejik bir dönem olarak başlatıldı. Kırk yıllık bir mücadele geçmişimiz, verilmiş bedellerimiz ve halkın yaratmış olduğu değerler vardır. Dört parça Kürdistan’da çok büyük bir örgütlü güç haline geldik. Kürt halkında kendi diline ve kültürünü sahiplenme noktasında yüksek bir bilinç düzeyi gelişti. Siyasi ve politik bir duruş yaratıldı. Kadınlar ve gençler başta olmak üzere güçlü bir örgütlülük yaratıldı. Kürt halkı içinde halkın kendi örgütlülüğüne sahip çıkacağı ve yaratılan değerlerini koruyacağı politik ve siyasi bir düzey oluşmuştur. Toplumsal devrim gerçekleşmiştir. Kürt halkının gelmiş olduğu düzey dünyada örnektir. Ulusal boyutta bir aydınlanma yaşandı. Ulusal kurtuluş mücadelesinin temelleri Önder Apo’nun emekleriyle atılmıştır.”
Türkiye’nin demokratikleşme noktasında tıkanma yaşadığına dikkat çeken Ozan “Kürt halkının gelmiş olduğu politik ve demokratik düzeye bakınca Türk halkı bunun çok gerisinde kalıyor. Demokratik zihniyet bilincinin yaratılması noktasında Kürtler, Türkiye de öncülük yapacaklardır. Türkiye’nin demokratikleşmesi için de bu süreç bir fırsattır. Türkiye’deki tüm demokrasi ve sol çevreler bu sürece katılım sağlamalıdır” dedi.
Böylesi süreçlerin çok zorlu geçtiğini de kaydeden Ozan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın bu süreci başlattığını, ancak sorunun muhatabının zihniyet olarak çözüme hazır olmadığını da vurguladı. Kürt halkının bu sürece çok hazırlıklı olduğunu da belirten Ozan, Kürt halkının demokratik haklarına sahip olmak istediğini ve bu talebini de barışçıl yöntemlere dile getirdiğini de sözlerine ekledi. Akil İnsanların yaptığı gezilerde Kürt halkının kardeşlikte ve çözümde ısrarlı olduğunun ortaya çıktığını da vurguladı.
Kadınların bu sürecin ilerlemesinde çok büyük etkisi olacağını belirten Ozan “Kadınların katılımı sürecin gidişatını etkileyecektir. Kürt özgürlük hareketinin bu kadar demokratik ve özgürlükçü olmasının en önemli nedeni Kürt kadınların çok örgütlü olmasıdır. İçinde olduğumuz süreç açısından da demokrasinin yaşanması ve güçlenmesinin en önemli koşulu kadınların aktif yer alması ve katılmasıdır. Kadınların kendi rengi ve görüşlerini sürece katması çok önemlidir. Sorunu yalnızca siyasal olarak ele almıyoruz. Bu aynı zamanda sosyal ve toplumsal bir sorundur. Çünkü sorunun kaynağı erkek egemenlikli zihniyet ve bunun bakış açısıdır. Cinsiyetçi toplum ve erkek egemenlikli zihniyet sorunun bir yanıdır” dedi.
Bu sürecin demokratikleşme süreci olduğunu ve çözümün demokratikleşmeyle gelişeceğini dile getiren Ozan şöyle devam etti: “Demokratikleşme yalnızca silah bırakmakla olmaz. Kürt halkının iradesinin tanındığı, kültürünü yaşayabildiği, ana diliyle eğitim yapabildiği bir zeminin oluşturulması gerekiyor. Bunların gerçekleşmesi için anayasada ve mevcut yasalarda değişimlerin yapılması gerekiyor. Ancak toplumsal ve siyasal değişimler olduğu zaman bu sürecin çift taraflı geliştirildiğini dile getirebiliriz. Yalnızca bazı yasaların değiştirilmesiyle demokrasi sorunu çözülemez. Türkiye’de çok ciddi zihniyet sorunları var. Faşizm ve milliyetçilik temelinde yürütülen bir siyaset var. Hala Türkiye’de ciddi bir zihni dönüşüm yaşanmamış. Bazı partiler 1920’lerde nasıl ki Hitler ve Musolini’den etkilenmişlerse hala o temelde yaklaşım sergiliyorlar. Türkperestlik üzerinden zihniyet şekillenmesi yaşayan bir kesimi değiştirmenin zorlukları vardır. Bu zihniyetle sonuna kadar mücadele edilecektir. Yalnızca geri çekilme yapıldı, Türkiye’de bazı yasalar değiştirildi, sorun çözüldü diyemeyiz. Hem örgütlenme hem de bu zihniyetle mücadele etme noktasında süreç devam edecektir.”
‘TÜRKİYE’DE KADINA YÖNELİK ŞİDDET ÜRKÜTÜCÜ BOYUTTA’
Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ve katliamın her geçen gün arttığını ve bu konuda yapılan istatistik sonuçlarının, sorunun ürkütücü boyutlara ulaştığını gösterdiğini dile getiren Ozan “Bu zihniyetle mücadele devam edecektir. Sadece Kürt dilinin kazanılmasıyla bu toplum özgürleşmez. 40 yıllık vermiş olduğumuz mücadele yalnızca bir statü kazanmak için değildir. Aynı zamanda özgür yaşam içindir. Esas hedefimiz eşitlik ve özgürlüktür. Kadınların her şeyden önce kendi özgür örgütlülüğünü yaratması gerekiyor. Türkiye’de siyasi fraksiyonlarla birlikte kadınlar da parçalanmış. Nasıl ki siyasi partiler birbirine karşı kronik rahatsızlıklar yaşıyorlarsa, kadın örgütlülüğünde de maalesef bu durum devam ediyor. Türkiye’de demokrasi sorununun çözümünün kadının özgürlüğünden geçtiğini belirtmeliyiz. Toplumsal cinsiyetçiliğe karşı biraraya gelmeliyiz. Bu noktada bir örgütlenme gelişirse çözüm yaratabiliriz. Bu sürece kadınlar bu örgütlülük temelinde katılmalı ve müdahil olmalıdır. Kadınlar bu süreçte insiyatif almadır. Tüm alanlarda özellikle de oluşturulan komisyonlarda kadınlar yer almalıdır. Ancak komisyonlarda yer almak tek başına yetmez, kadınlar bu süreci takip etmelidir. Bazı barışçıl dernekler kurulmalıdır. Bundan sonraki nesillerin eğitimlerinde kadınlar öncü olmalıdır” dedi.
Ozan son olarak da bu dönemde, dört parça Kürdistan’da kadın konferanslarının yapılacağını, Ortadoğu Kadın Konferansını yapacaklarını da dile getirdi. Ortadoğu halklarının en temel sorunlarının tartışılacağı bu gibi konferanslara güçlü katılım çağrısı da yapan Ozan, “Demokratikleşme yalnızca Kürtlerin değil tüm Ortadoğu’nun sorunudur. Bunlara ortak çözüm bulma noktasında kadınlar öncülük yapacaklardır” dedi.