Kanar: Gerçek gazeteciler yargılanıyor
Kanar: Gerçek gazeteciler yargılanıyor
Kanar: Gerçek gazeteciler yargılanıyor
KCK adı altında yargılanan gazetecilerin davasında talepler alınıyor. Avukat Eren Keskin, yargılananın özgür basın geleneği olduğuna dikkat çekerken Ercan Kanar da, yargılananların gerçek gazeteciler olduğunun altını çizdi.
Kürt basın kurumlarında çalışan gazetecilere dönük yapılan "KCK" operasyonunun ardından, haklarında dava açılan 33'ü tutuklu 46 gazetecinin Silivri Cezaevi Yerleşkesi'nde bulunan 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki üçüncü duruşmasının son oturumu başladı. Bütün tutuklu gazeteciler, tutuksuz yargılanan 8 gazeteci ve müdafi avukatların hazır bulunduğu duruşmayı, gazetecilerin aileleri ve meslektaşlarının yanı sıra BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane de takip etti. Duruşmada kimlik tespiti yapılan tutuksuz gazeteciler, Hemşince ve Kürtçenin farklı lehçeleri başta olmak üzere anadillerinde yanıt verdi.
Duruşmada ilk sözü alan ve aynı zamanda Özgür Gündem Genel Yayın Yönetmeni olan Avukat Eren Keskin, Yasaklı bir coğrafyada kimsenin haberdar olmak istemediği haberleri canları pahasına yapan gazeteciler burada yargılanıyor. Onların geleneğinde gazetecilik yapan bir çok gazeteci devlet güçleri tarafından katledildi. 79 yaşındaki Musa Anter'inden, 9 yaşındaki gazete dağıtımcısını kadar” dedi.
20 yıl önce bile bu kadar fütursuzca bir dosya görmediğini belirten Keskin, "Dosyaya delil olarak telefon görüşmeleri, yurt dışı giriş ve çıkışları ve haberleri konmuş. Telefon görüşmelerinin hepsine baktık ama örgüt bağlantısını kuracak bir konuşmaya rastlamadık. Haber yaptıkları bölge Kuzey Kürdistan'a gitmeleri örgüt bağlantısı olarak gösterilemez" diye konuştu.
113 ÜLKEDE ANADİL BÖLMEDİ BURADA MI BÖLECEK?
Anadilde savunma hakkı için yapılan yasal düzenlemeye değinen Keskin, "Müvekkillerimiz bir yıl boyunca anadilde savunma talep etti; ancak kabul edilmedi. Yapılan yasal düzenleme haklılığımızı ortaya koydu. Ne yazık ki hakimlerimiz karar almakta cesur değil" dedi. Son olarak "Türkiye devleti çözüm için ne istiyor" diye soran Keskin, "Kürtler dağdan insin gelsin deniliyor. Benim müvekkilim Yüksel Genç, Barış Grubu ile geldi, cezaevine girdi. Cezaevinden çıktı demokratik mücadeleye dahil oldu şimdi yine cezaevinde. Bu dosya ve bunun gibi dosyalar güvensizliği pekiştirmekten başka bir etkisi olmuyor" diyerek sözlerine sonlandırdı.
Av. Fırat Epözdemir, yasal değişikliğe rağmen anadilde savunma hakkının tanınmadığını söyledi, "Bu durum başta Kürtler olmak üzere bu ülkenin diğer asli unsurlarına haksızlıktır" dedi. Av. Epözdemir, yasal değişiklik yapılmadan da uluslararası sözleşmelerin tanıdığı bu hakkın kullandırılması gerektiğini belirtti.
Dünyada 113 ülkede birden fazla resmi dil kullanıldığını, İran'da 8, Irak'ta 4 resmi dil olmasını örnek gösteren Epözdemir, "Bu ülkelerde bölünme olmazken burada asli unsur olan halkın anadilini kullandırmamak manidardır" diye konuştu.
Epözdemir, anadilde savunma taleplerinin yargılamanın her aşamasında yerine getirilmesini ve müvekkillerinin tahliyesini talep etti.
TEMEL HAKLAR SANIK SANDALYESİNDE
Avukat Ercan Kanar, "KCK" davalarının siyasal oportünizmle açılmış ve düğmeye basılmış gibi bir birini takip eden davalar olarak tanımladı.
Bu davalarda, haberleşme, bilgiye ulaşma hakkının, haber kaynağını açıklamama hakkının, siyasal katılım, yoksulluğa, eşitsizliğe, zulme karşı direnme hakkının saldırıya uğradığını söyleyen Kanar, tüm bu hakların sanık sandalyesine oturtulduğunu kaydetti.
'İDDİANAME GERÇEKLE ÇELİŞİYOR'
36 bin kişinin ölümüne neden olan Kürt sorununun çözümüne ilişkin yeni bir sürecin başladığını hatırlatan Av. Kanar, "Buradaki gazeteciler haberlerinde Abdullah Öcalan'ın muhatap alınması yönünde ifadeler kullandıkları için yargılanıyor. Şimdi Başbakan İmralı'nın çözüm konusunda muhatap olduğunu açıklıyor. Bu iddianame gerçekle çelişiyor" dedi.
Kanar, "Bu süreçte değişmeyen tek şey yargı pratiğidir" dedi ve şöyle devam etti: "Sizin buradakilerle, Kürt halkı ile empati kurmanız gerekiyor. Dünyada barış için yargıya çok iş düştü. Hukukçular barış kapısını açacak. Bunun örnekleri dünyada bir çok ülkede yaşandı. Yargıçlar ideolojilerden bağımsız hukuk üretir. Barışa siz de katkıda bulunmalısınız. Vereceğiniz kararlarla buna hizmet etmelisiniz. Ama siz değişen yasalara dahi direnç gösteriyorsunuz. Vazgeçin. Yasaları özgürlükçü yorumlayın."
İdeolojik önyargılarla tutuklamaların devam ettirilmemesi gerektiğini vurgulayan Av. Kanar, "Bu davada yargılananlar gerçek gazetecilerdir" dedi. Kanar, bir yıldır tutuklu olan gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
Duruşma avukatların savunma ve talepleri ile devam ediyor.