Uluslararası sözleşmeler göre yasaklanan kara mayın sivillerin hayatını tehdit ediyor. Türk askerinin Kobanê-Suruç sınır hattına döşediği mayın en son üç kişinin elinde patladı. Patlamada dayısını kaybeden, kendisi ve arkadaşı yaralanan 14 yaşındaki Beşar Mahmud, tedavi olmadığı takdirde gözünü kaybetme riski bulunuyor.

DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye yönelik işgal saldırıları nedeniyle sınır hattında bekleyen yurttaşlar, bu kez Türk devletinin döşediği mayınlardan ölüyor. Sadece son iki ayda patlayan çok sayıda mayından birçok kişi yaralandı ve yaşamını yitirdi. Kobanê’nin Xanê köyünden sınır hattına gelen yüzlerce kişi, mayınlı alanda bekletildi. Ömründe mayın görmeyen Beşar Mahmud, dayısının yerde bulduğu mayını aldıktan sonra patladığını ve kendisi ile bir arkadaşının yaralandığı belirterek, dayısının da yaşamını yitirdiğini söyledi.

TÜRK ASKERİ MAYINLI ALANDA TOPLADI

14 yaşındaki Beşar Mahmud, bir ay önce başından geçen olayı şöyle anlattı: “Köyümüz  Xanê’den Tilşeîr köyüne yakın sınır önünde bulunan mayınlı alanda gelerek beklemeye başladık. Çünkü DAİŞ çeteleri köyümüze havan toplarıyla saldırıyordu. Bulunduğumuz mıntıka mayınlı alan olmasına rağmen mayının nasıl bir şey olduğunu bilmiyorduk. Dayım Mahmud Ehmed Elî eline aldığı mayın bir anda patladı, o sırada dayım yaşamını yitirdi, arkadaşım Diyar Elî’nin de 4 parmağı kesildi, benim de sol gözüm, iki elim ve yüzüme şarapnel parçaları battı. Urfa’da bir hastaneye kaldırıldım orada ameliyat edildikten sonra ailemin olduğu Kader Ortakaya Çadır Kenti’ne geldim. DAİŞ bombalarına hedef olmamak için sınır hattına geldik Türk askeri de bizi mayınlı tarlada topladı. Biz mayının ne olduğunu bilseydik orada bile durmazdık.”

ANKARA’DA TEDAVİ GÖRMELİ

Beşar Mahmud’un babası Mahmud Ahmed ise, DAİŞ’İn lanetlenmesi gerektiğini ifade ederek, Türk devletinin mayını nedeniyle oğlunun gözü kör olmakla yüz yüze kaldığını kaydederek, “Biz sınır hattına geldiğimizde çocuklarımıza tehlikeli bölgede olduğunu söyleyemedik. Oğlumun bir gözü kör oldu. Halen yüzünde, ellerinde ve gözüne batan şarapnel parçaları nedeniyle bir kez daha ameliyat olması gerekiyor. Oğlumun Ankara’da tedavi görmesi gerekiyor. Ancak DAİŞ bizi talan etti, şuan üzerimizdeki giysilerimizden başka hiçbir şeyimiz yoktur. DAİŞ zulmü bir yana birde Türk devletinin topraklarımıza ektiği kara mayınlarla canlarımızı katlediyor.” Dedi.  

Türkiye’nin uluslararası sözleşmelere göre sınırları dahilinde bulunan kara mayınların temizlenmesi için 2004 yılında Ottowa Sözleşmesi imzalayarak, 2008 yılında kara mayınların tümden temizlenmesi kararına rağmen hemen her gün sınır hattında mayınlar can alıyor.