Enternasyonal rengi ile Kürdistan’ın birçok şehrini ve kasabasını dolaşarak, örgütleyen Karadenizin asi çocuðu Haki Karer, Kürt özgürlük direnişinin temellerinin atılmasına öncülük etti. Kontrgerilla tarafından katledildiði tarih olan 18 Mayıs gününü Kürt özgürlük hareketi Karer’in anısına Şehitler Günü ilan etti.
Türkiye’de devrim rüzgârlarının estiði 70’li yıllarda Kürt özgürlük hareketinin öncülerinden olan Karadenizli Haki Karer, Türkiye’nin baðımsızlıðının Kürdistan devriminden geçtiðine inananlardan biriydi. 18 Mayıs 1977 yılında katledilişinin ardında Mayıs ayı Kürtler için direniş ve “şehitler ayı” olurken Mayıs’ın 18’i de “Şehitler günü” olarak kabul edildi.
Haki Karer, 1950 yılında Ordu’nun Ulubey Ýlçesinde fındık üretimiyle geçimini saðlayan tarım emekçisi ailenin bir çocuðu olarak dünyaya gelir. Ortaokulu Ulubey’de okuduktan sonra liseyi de Ordu’da okur. 1971-72 öðrenim yılında Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümüne girer.
Küçük yaşlarda hem yoksulluðu tanımış, hem de emekçiliði. Çocukluðunu Karadeniz’in fındık tarlalarında emeðin ve emekçilerin içinde geçiren Haki Karer, emek dünyasını kendinden bir parça olarak görür. Emek ve emekçilik onun için vazgeçilmez bir gerçeklik olur. Bundandır ki daha lise yıllarında sol ve devrimci düşünceleri benimsemekte gecikmemiş ve tereddüt etmemiş. 1968 devrimci gençlik hareketinde derinden etkilenir. Ordu Fındık Mitingi’nin coşku ve heyecanının içinde yer alır. Liseli yıllarda devrimci düşüncelerle tanışan Haki Karer, üniversiteye başladıðında artık solcu ve devrimci bir gençtir.
KÜRT VE TÜRK HALKLARININ KURTULUŞU
Haki Karer’in üniversiteye başladıðı yıllar 12 Mart 1971 darbesinin aðır saldırılarının geliştiði bir döneme denk gelir. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Ýbrahim Kaypakaya gibi devrimci liderlerin 12 Mart faşizmine karşı geliştirdikleri direnişin etkisi içinde kendisini bulur. 12 Mart faşizmine karşı 1973’ten itibaren yeniden kitleselleşerek gelişen devrimci gençlik mücadelesi içinde ön saflarda aktif bir biçimde yer alır. 1973’ten sonra gelişen sol ve devrimci gençlik hareketinin lider ve önde gelen militanlarının büyük çoðunluðunu bizzat tanıma imkanı bulur. Tanıştıðı bu devrimci liderlerden en çok etkilendiði ve daha sonraki hayatını belirleyen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olur.
Kürt Halk Önderiyle 1972 güzünde tanışır ve bir daha da birbirlerinden ayrılmazlar. Her iki devrimciyi bir araya getiren temel neden ise Kürt ve Türk halklarının kurtuluşunu iç içe ele alan ideolojik çizgi olur. Eylem ve irade birlikteliðinin geliştiði mücadele arkadaşlıðında Öcalan, Haki Karer için “Benim gizli ruhum gibiydi” der.
APOCU GRUPTA ÖN SAFLARDA
Haki Karer, 1973’en sonra Öcalan ile özel yoldaşça ilişkilerini kesintisiz sürdürür. 1974’ten itibaren ise gelişen Apocu gruplaşma içinde yer alır ve ön saflarda çalışan biri olur. Apocu ideolojik grubun oluşması ve grubun Kürdistan’a taşınmasında Kürt Halk Önderi’ne yardımcılık yapacak düzeyde aktif bir katılım saðlar. 1974’te devrimci gençliðin genel örgütü olan Ankara Demokratik Yüksek Öðrenim Derneði’nde (ADYÖD), Öcalan ile birlikte fiili yönetim kurulu içinde yer alır. Böylece 12 Mart darbesi ardından devrimci gençliðin yeniden toparlanması ve örgütlenmesi mücadelesine en ön safta ve aktif katılan bir militan olur.
KÜRDÝSTAN DEVRÝMÝ
Türkiye’nin baðımsızlıðının Türk ve Kürt halklarının kardeşliðinden ve Kürdistan devriminden geçtiðine inanan Haki Karer, 1975’ten itibaren devrimci mücadelesini Kürdistan şehirlerinde devam ettirir. Enternasyonal rengi ile Kürdistan’ın birçok şehrini ve kasabasını gezer. Kısa bir zaman diliminde Batman, Aðrı, Adana ve Antep’te grup faaliyetlerini yönetir. Dilini hiç bilmediði Kürtlerin özlemlerini dile getirir. Buralarda çok sayıda Kürt genciyle tanışır. Onlara özgür, eşit ve demokratik yaşamı, bunun için direniş ruhu ve bilincini taşır. Karadeniz’in hırçın ruhlu bu genci büyük fedakarlık gerektiren Kürt özgürlük direnişinin temellerinin atılmasına yılmada öncülük eder.
ÖCALAN: ÇEVRESÝNE ESÝN KAYNAÐIYDI
Kendisini Kürdistan devrimine adayan Haki Karer; sadeliði, baðlılıðı, cesurluðu, fedakarlıðı ve samimiyetiyle mücadelesini sürdürür. Öcalan, Haki Karer için o dönem şunları belirtir:
“Kürdistan devriminin gereðini kavradıðı andan itibaren, üniversitenin son sınıfını terk edip yataðını sırtladıðı gibi, hiç tanımadıðı ülkemize yönelmekte tereddüt etmedi. Beş kuruşu olmadıðı zaman, hamallık yaparak mücadeleyi yürüttüðü günler az deðildir. Kendisini yakından tanıyanlar en yırtık elbiseleri kendisinin giydiðini, aylarca tek öðün basit bir kahvaltıyla yaşadıðını unutmazlar. Tüm olumsuzlukların aşılması için, çevresine bir esin kaynaðıydı. Yanında bulunanlar zamanın nasıl geçtiðini fark etmezlerdi. Onunla her zaman birlikte yaşamaya can atarlardı.”
KONTRGERÝLLA DEVREDE
1970’lerin sonlarına gelindiðinde Türk devleti Kürdistan’da bir kıpırdamanın olduðunu fark eder. Darbelerle solu ezdiðini düşünen devlet Kürdistan’da gelişen ve bir gençlik hareketi olan Apoculara yönelmeye başlar. Bunun için de öncülük düzeyinde çalışma yürüten kadroları hedef alır. Bunun için Apoculara karşı kontrgerilla devreye sokulur. MÝT’in kontrolünde kurulmuş olan “Sterka Sor” adlı kontra bir örgüt devreye sokularak Haki Karer, Antep’te Alaattin Kaplan adında bir kişi tarafından görüşmeye çaðrılır. 18 Mayıs 1977’de gerçekleşen randevu sırasında Haki Karer kendisine karşı gerçekleştirilen tuzak sonucu katledilir. Gerçekleşen bu saldırı ile sadece Apocular deðil aynı zamanda Kürt ve Türk halkaları arasında gelişen kardeşlik ve devrimci dayanışma da hedef alınmıştı.
KONTRGERÝLLAYA CEVAP, PKK’NÝN KURULUŞU OLDU
Örgütsel ve eylemsel gelişkinliði ile Kürt özgürlük hareketinde büyük emek sahibi olan Haki Karer, ideolojik gelişkinliðiyle de PKK’nin şekillenmesinde de rol sahibi oldu. Haki Karer’in yaşamını yitirişine cevap olarak Kürt Özgürlük Hareketi önce programını oluşturur ardından da partileşmeye gider. 27 Kasım 1978’de kuruluşu ilan edilen PKK bu cevabın pratik ifadesi olur.
ŞEHÝTLER AY VE GÜNÜ
Kürt özgürlük hareketi ve partisi olarak şekillenen PKK, Haki Karer’in yaşamını yitirdiði 18 Mayıs gününü “Şehitler Günü” olarak ilan eder. Mayıs ayı Kürt özgürlük mücadelesi için gericiliðe ve sömürgeciliðe karşı mücadele ayı olur. 19 Mayıs 1978’de PKK’nin öncü kadrolarından Halil Çavgun katledilir. 17 Mayıs 1982’de 12 Eylül faşizmine karşı Diyarbakır Zindanında Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Mahmut Zengin ve Eşref Anyak bu çizgiyi zindana taşırlar. Direniş ve onun verdiði bedeller PKK’yi “şehitler partisi” Mayıs ayını da “Şehitler Ayı” haline getirir.
ANF NEWS AGENCY