‘Karar 1 hafta önce verilseydi Ebru yaşayacaktı’

Avukat Aytaç Ünsal, adil yargılanma talebiyle yaptığı ölüm orucunu sonlandırmadan önce açıklama yapan avukatlar, baro başkanları ve milletvekilleri, “Tahliye kararı 1 hafta önce verilseydi Ebru Timtik yaşıyor olacaktı” dedi.

Avukat Aytaç Ünsal, adil yargılanma talebiyle başlattığı ölüm orucunu sonlandırıp hastaneye kaldırılmadan önce Halkın Hukuk Bürosu önünde avukatlar, baro başkanları ve milletvekilleri açıklama yaptı.

Adil yargılanma talebiyle yaptığı ölüm orucunun 238. gününde yaşamını yitiren Avukat Ebru Timtik’in fotoğrafının taşındığı açıklamada, Ünsal’ın ölüm orucunu sonlandırıldığı haberi İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel tarafından duyuruldu. Çok kötü dönemlerde geçildiğini hatırlatarak sözlerine başlayan Yücel, bugün en azından Aytaç’ı yaşatmak konusunda iyi bir haberle burada olduklarını ifade etti. Tahliye kararı çok geç verildiği için Avukat Ebru Timtik’i maalesef yaşatamadıklarını belirten Yücel, mücadeleyi büyütmek için hep birlikte çalışacaklarını vurguladı. Adil yargılanma talebinin bu ülkedeki tüm yurttaşlar için dile getirilen bir talep olduğunu hatırlatan Yücel, baro başkanları olarak her zaman bu talebin arkasında olacaklarını kaydetti. “Bu mücadele varlık mücadelemizdir” diyen Yücel, “Bu mücadele avukat olma, insan olma mücadelemizin bir parçasıdır ve bu mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.

Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan, avukatların dosyasındaki hukuka aykırılıkları defalarca dile getirdiklerini hatırlattı. Sağkan, Adli Tıp Kurumu’nun “Cezaevinde kalamazlar” raporuna rağmen avukatların tahliye edilmemeleri ve tedaviyi reddetmelerine karşın cezaevinden daha ağır koşullar altındaki hastane ortamında tutulmalarının adil yargılanmama noktasındaki zincirine çok daha ağır bir halka eklendiğini vurguladı. Bu ağır halka sonucunda Avukat Ebru Timtik’i kaybettiklerini hatırlatan Sağkan, “Bugün Aytaç ile ilgili tahliye kararı verildi. Bu karar sadece bir hafta önce verilseydi bugün Ebru Timtik’i de yaşatabilecektik” diye konuştu.

KAYA: BU MÜCADELE ADALETSİZLİĞE KARŞI MÜCADELE

HDP Milletvekili Hüda Kaya, Aytaç’ın tahliye kararını hem hüzün hem de mutlulukla karşılaştığını ifade ederek şöyle devam etti: “Bu hepimizi için yaşama tutunma ve yaşayarak direnme, direnerek halkın hakkını sahip çıkma arayışıdır. Aytaç’ın da aramıza olması umudumuzu bir kez daha tazeledi. Bugüne kadar ki süreçte vekil grupları olarak baştan itibaren yaşama dair karar vermesi, yaşayarak direnmesi noktasındaki talepleri iletiyorduk. Bugün de bizzat bunları Aytaç’a söyleyebilme ve milyonlarca insanımızın, halkımızın talebini kendisine iletme imkanı oldu. Bu eylem adaletsizliğe karşı verilen bir mücadeledir. Aytaç’la birlikte yaşayarak direnişimize devam edeceğiz.”

CHP Milletvekili Ali Şeker, daha önce ölüm orucunda yaşamını yitirenleri anımsatarak, bu kararın normalde adli tatil öncesi verilmesi gerekirken, verilmediğini vurgulayarak, “Eğer bu karar bir hafta önce verilmiş olsaydı Ebru bugün yaşıyor olacaktı” dedi.

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ünsal ile yaptığı görüşmeyi paylaşarak, “Toplumun talebini illettik kendisine. Toplumun talebi Aytaç’ın yaşamasıdır. Kendisine adil yargılanmanın güvencesi olacağımızı illettik. Kendisi de bunu kabul ederek, ölüm orucunu sonlandıracağını illetti” diye konuştu.

BAŞ: MÜCADELEYİ HEP BİRLİKTE ZAFERE TAŞIYACAĞIZ

TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Ünsal’ın çağrısının bütün Türkiye halklarına olduğuna dikkati çekerek, “Türkiye öyle bir ülke haline gelmiştir ki; en temel insani haklarımız için bile kararlı bir mücadele vermemiz gerekiyor. Bu mücadele bugün itibarıyla tüm Türkiye halklarına ve bu işe aracılık ettiğimiz için bizim omuzlarımıza yüklenmiş durumda. Umuyorum ki bu mücadeleyi hep birlikte zafere taşıyacağız.”

ŞIK: BU BÜTÜN YURTTAŞLARA TUTULAN BİR AYNA

İstanbul Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, Avukat Ebru Timtik adil yargılama talebi gasp edildiği için yaşamını yitirdiğini vurgulayarak, “Ebru Timtik hakkını talep ettiği için kendisini aç bırakarak öldü. Bunu hiç kimse aklında çıkarmamalı. Bu aynı zamanda bize ve ülkenin bütün yurttaşlarına tutulan bir ayna. Ve herkes o aynaya baktığında nerede durduğunun kararını versin” dedi.

FİNCANCI: AYTAÇ 4 HAFTA İÇİNDE 6 KİLOGRAM KAYBETTİ

TİHV Başkanı Şebnem Korur Fincancı da açlık grevi eylemlerinde bağımsız hekimlerin önemine vurgu yaptı. İstanbul Tabipler Odası’nın görevlendirilmesi ve Ünsal’ın onay vermesiyle kendisini muayene ettiğini aktaran Fincancı şunları söyledi: “Aytaç 4 hafta içinde 6 kilogram kaybetmiş. 1.83 boyunda bir insanın beden kitle endeksi yüzde 15’e inmiş ki bu risk düzeyidir. Bağımsız bir heyet tarafından tekrar muayene edilecek.”

BABA KOÇAK: MUSTAFA’YI AĞIZINIZA BİLE ALMAYIN

Adil yargılanma talebiyle ölüm orucunun 297. gününde yaşamını yitiren Mustafa Koçak’ın babası Hasan Koçak bir konuşma yaptı. Sabah oğlu Mustafa’nın mezarı başına giderek, ona avukatı Aytaç Ünsal’ın tahliye edildiği haberini verdiğini belirten acılı baba, “Aytaç’a ‘hoş geldin’ dedi. ‘Ben öldüm sen ölme’ dedi. Ben onun selamını getirdim herkese” ifadelerini kullandı.

Oğlu yaşarken haberini yapmayan gazetelerden biri olan Cumhuriyet Gazetesi’ne tepki gösteren Koçak, “Cumhuriyet Gazetesi buradaysa ben ona sesleniyorum. Buradaysa Mustafa’yı ağızına bile almayacak. Çünkü ben onlara gidip haber yapmaları için yalvardığımda bana ‘Mustafa’nın hiçbir değeri yoktur’ dediler” diye aktardı.

İtirafçı, yalancılar nedeniyle 28 yaşındaki oğlunu toprağa verdiğini söyleyen Koçak, şöyle konuştu: “İtirafçı, yalancılar Berk Ercan, Cavit Yılmaz’dır. Birisi yurtdışında yaşıyor, diğeri de emniyetin, hükümetin arkasına sığınmış. Oğlum ‘ya adalet ya ölüm’ dedi. ‘Tekrar yargılayın’ beni dedi, ‘suçum varsa çekeceğim cezamı’ dedi. Parmak izi yoktu, iletişim yoktu, hiçbir görüntü yoktu. Ancak mahkeme Başkanı Hakim Tamer Keskin’in, ‘Vicdan kanaati’ vardı. Ne vicdan kanaati varmış bu Tamer Keskin’in. Mustafa 10 çektiyse sen 50 bin cezanı çek Tamer Keskin. Ben buradaki milletvekillerine sesleniyorum; Mustafa’ya sahip çıkın. CHP’lilere söylüyorum, burada Mustafa’ya milletvekili olarak sadece Ali Şeker sahip çıktı. Diğer milletvekilleri Veli Ağbaba bana, ‘ben hakim miyim, savcı mıyım, avukat mıyım oğluna sahip çıkacağım’ dedi. AKP beni nasıl vurduysa Veli Ağbaba da öyle vurdu. Bugün Berk Ercan 300 küsur insan hakkında itirafçılık yaptı. Ya bu adam kimdir? Bir araştırın ya. Savcıyı Mustafa öldürmedi. 28 kurşun çıktı, iki tanesi rehin alanlarınsa 26 kurşun kimin? Milletvekilisiniz araştırın, soruşturun. Mustafa’nın cenazesine hiçbir CHP’li gelmedi. HDP milletvekilleri ve Ali Şeker hariç. Mustafa halk çocuğuydu. Garibandı, ben onu hamallık yaparak büyüttüm. Çünkü haram yemedi. Benim oğlunun kimden eli varsa Allahtan bulsun.”

Aytaç’ın tahliye edilmesiyle Mustafa’nın yeniden doğduğunu ifade eden baba Koçak, “O benim Mustafa’mdır, o benim evladımdır bundan sonra” dedi.