Son Dakika: Önder Apo’dan mesaj: Yeni sözleşmeye ihtiyaç var

Karayılan: Geri çekilme Kürt sorununun çözümü içindir

Karayılan: Geri çekilme Kürt sorununun çözümü içindir

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan,  geri çekilmeyi Kürt sorunun çözümü için yaptıklarını belirterek, “Türkiye’yi demokratikleştirecek, Kürt inkârını kaldıracak,  Kürt varlığını kabul edecek ve Kürt halkının özgürlüğünü kabul edecek, bunun yanında farklı kimlik, inanç, mezhepte olanların eşitlik ve onların özgürlüğünde garanti altına alınmalıdır” dedi.

Yeni Anayasa çalışmalarına da değinen Karayılan, anayasada Türkiye’de yaşayan herkese ‘Türk milleti’ denmesi durumunda bunun şimdiye kadarki inkarcı ve asimilasyonun inkarı olacağını belirterek, “Bunu kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu.

KCK Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, Dijle TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Sancar’ın sorularını yanıtladı. Karayılan, dün akşam saat 20.00’da yayınlanan özel röportajda, gerilla güçlerini geri çekmelerinin nedenleri ile ardından yaşanacak olan gelişmeleri değerlendirdi.

Times dergisi “Dünyanın en etkili yüz insanı” arasında Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’da yer aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben inanıyorum ki bu çok dikkat çekici bir olaydır.  İmarlı gibi bir yerde ağır tecrit altında 15 yıldır tek başına kalan bir liderin dünya çapında seçilen yüz lider arasına girmesi başta önder Apo’nun olağan mücadelesi, doğru hatta ilerlemesi çok ilgisi vardır. Bunun yanında halkımızın bağlılığı, bütün hareketimizin ve kadrolarımızın bağlılığı,  önder Apo’nun üzerinde bu kadar tecrit olmasına rağmen yinede bağlılığını sürdürdü. O kadar ağır koşullara rağmen önder Apo’nun bu kadar güçlü bir şekilde direnmesi   hareketimizin mücadeleyle bağlılığından kaynaklıdır. Önder Apo’nun  dünya çapında yüz insandan biri olması bizim mücadelemiz açısından, Kürt halkının mücadelesi açısından ve önder Apo’nun açısında büyük bir başarıdır. Bunun için ben başta önder Apo’yu, Kürt halkının mücadelesini kutluyorum ve mücadelelerinde başarılar diliyorum. 

Gerçekten de tarihte önemli bir yeri vardır. Kürt halk önderi 15 yıldır tecrit altında ama dünyada 100 güçlü liderden biri seçiliyor, bu bizim için Kürt halkı için büyük bir başarıdır. bu konuda İrlanda hareketi, Sinn Fein lideri önder Apo hakkında çok güzel çok önemli bir yazı yazmıştı. Gerçekten de önder Apo gibi olağan, çalışkan, barış isteyen birini kısa bir yazı ile bu kadar iyi anlatmasından dolayı ben Sinn Fein Başkanı Sayın Garry Adams’ı selamlarımı gönderiyorum, saygılarımı  sunarım ve teşekkür ederim.

Sizin de bildiğiniz gibi 3 adımdan söz ediliyor ve bunlardan birincisi PKK (aktivistlerin) sınır dışına çıkması, bu konuda değerlendirmeleriniz nedir? Güvenlik açısından bir sorun oluşur mu?

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, halkımız izleyicileriniz şunu iyi bilmeli ki bu süre Kürt halkı için çok önemlidir. Yalnız bu süreç bir direniş üzerinden gerçekleşmiştir. Yani halkımız bir mücadeleyi ilerletti. Direnişler gerçekleşti, emekle gerçekleşti, köyler yıkıldı, katliamlar gerçekleşti, büyük şahadetler gerçekleşti bir emek çıktı ortaya ve bu direnişlerin sonucunda yılmayan bir aşamaya gelindi. 

Özellikle son 2 yıldır Türk devleti ve AKP hükümeti Tamil gerillalarının Sri Lanka’da hükümetin dış ülkelerin yardımıyla tasfiye edildiği gibi bizleri de tasfiye etmeye çalıştılar. AKP hükümeti de bizleri tasfiye etmeye çalıştı. Bunun için ileri bir teknoloji kullanarak gerilla üzerinde geniş çaplı operasyonlar yürüttüler. Yine Kürt siyaseti üzerinde tutuklama, siyasi soykırım operasyonlarını sürdürdü, birçok insan zindanlara atıldı, halkımız üzerinde zulüm yürüttüler, faşizm yürüttüler, Önderliğimiz üzerinde ağır bir tecrit uyguladılar ama tüm bunlara rağmen direniş sürdü.  İmralı’da direniş gerçekleşti, Kürdistan sokaklarında direniş gerçekleşti, Türkiye ve Kürdistan zindanlarında direniş gerçekleşti ve gerillada Kürdistan’ın özgürlüğünü geniş bir hamle ile ilerletti. Bu hamlelerin sonucunda AKP politikaları boşa çıkarıldı ve sonuca ulaşamadı. Şu ispatlandı ki Kürdistan özgürlük gerillaları ve Kürt halkı baskı ve şiddet ile tasfiye edilemez yok edilemez, bu şeyler bu süreci başlattı. Batı Kürdistan’ da Kürt halkı bir hamle başlattı. Devrim yürüttü.

Bir sonuç var, nedir sonuç Kürt özgürlük hareketi yok edilemez, tasfiye edilemez, Ancak diyalogla çözüm olur. Yani bu sürecin altında bu şeyler var bunu herkes bilsin ki biz bu kadar emek verdik, bedel verdik, şehit verdik, bu esaslar üzerinden bugün süreci ilerletiyoruz. Geri çekilme öyle olur, geri çekilme ne için olur? Kürt sorunun çözümü için olur. Çünkü Türk devleti önder Apo ile müzakere gerçekleştirdi.  Bunun sonucunda bugün bu süreç ilerliyor.  Sizde biliyorsunuz ki bizimle önder Apo arasında BDP heyetinin gidiş gelişleri oldu. Mektuplar gidip geldi,  mektuplar önderlikte bize bizden de önderliğe gidip geldi. Bunların üzerine biz bir sonuca ulaştık. Biz öyle bir süreç yürütmeliyiz ki, Kürt davası demokratik yollar ile sonuçlansın. Böyle bir gündemiz var. Tüm halkımız, Türkiye’deki halkalar ile süreci izleyenler bilsin ki bu son değil,  yeni bir başlangıçtır. Bu yeni bir sürecin başlangıcıdır. Biz Türkiye sınırlarındaki silahlı güçleri geri çekmek istiyoruz. Bunun yanında siyasi bir hamle yürütelim. demokratik kurtuluş hamlesi ile özgür bir yaşamın hayat geçilmesi için çalışıyoruz. Eğer bu süreci geniş, siyasi, tarz olarak yürütürsek  Kürt halkının özgürlük mücadelesi bu süreç sonunda amacına ulaşacaktır.  Bu bilinsin ki bu geri çekilmeyi tamamlarsak ikinci aşama başlayacak. Çünkü bu süreç üç aşamadan oluşuyor. Birinci aşama ateşkes ve güçlerimizin geri çekilmesidir. ikici aşam ise Türk devleti ve hükümeti sorumluluklarını yerine getirmesidir. Sorumlulukları Kürt sorununun çözümü için yasal  adımlar atmalıdır ve reforma ihtiyaç vardır. Durumun iyi olması için korucuların, özel hareket timleri ve özel savaş güçlerini kaldırmalıdır. korucularda Kürttür, biz onlara karşı değiliz. Bu sistem artık kaldırılmalıdır. 

Türkiye’yi demokratikleştirecek, Kürt inkârını kaldıracak,  Kürt varlığını kabul edecek ve Kürt halkının özgürlüğünü kabul edecek, bunun yanında farklı kimlik, inanç, mezhepte olanların eşitlik ve onların özgürlüğünde garanti altına alınmalıdır. Bunlar ile ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Biz bu esaslara dayanarak güçlerimizi geri çekiyoruz. İmralı’daki müzakereler bu aşamaya ulaşmıştır.  Artık biz güçlerimizi geri çekelim sonrada Türk hükümeti ve devleti Kürt sorunu çözülsün diye adımlar atmalıdır. Bunların adım atmalarını bekleyeceğiz. Eğer Türk devleti ve hükümeti adım atarsalar üçüncü aşamaya geçeceğiz.  Üçüncü aşama normalleşme ve özgürleşme sürecidir.  Toplumsal barış projeleri oluşturulmalıdır. Eşitlik ve özgürlük oluşmalıdır. Bu esasta herkes bu özgür ve demokrat kesime katılmalıdır. Başta önder Apo ve herkes özgür olmalıdır. Bu çerçevede gerillanın silahsızlanması gündeme girer. Süreç böyle ilerleyecek. Kürt sorunu bu üç aşama ile çözülecek. Biz bu esaslar doğrultusunda çalışıyoruz.  Bunun için herkes görevlerini yerine getirmelidir.  Halkımız bilsin ki biz böyle bir proje üzerinde adımlar atıyoruz. Biz siyasi çalışmaları yükseltmeliyiz. Bunanla sonuca ulaşacağız.

Avrupa Konseyi’nde bir karar çıktı. Daha önce PKK militanlarına “terörist” diyorlardı. şimdide aktivisit olarak ifade ediyorlar. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Olumlu bir adımdır ama yeterli değildir. Avrupalılar böyle şeyler ile bizi kandıramazlar. Avrupalılar daha önce bize haksızlık yaptılar.  Kürdistan, Kürt halkı Ortadoğu’nun en kadim halklarındandır. İnsanlık medeniyetine ev sahipliği etmiştir. Zağroslar da insanlığın ilk devrimi yürütülmüştür. Bu halk tarihin geçmişinden ve zenginliğinden geliyor. Avrupa devletleri kendi çıkarları için vatanımızı parçaladılar ve inkar ettiler. Kürtleri inkar ettiler, bundan Kürt halkı çok büyük zararlar gördüler. Kürdistan’da büyük trajediler yaşandı. Kürdistan’ın dört parçasında katliamlar yapıldı. Bu toplu katliamlara karşı hareketimiz ortaya çıktı. Bu haksızlıkla ortadan kalksın, telafi olsun, Kürt halkının doğal hakları için Apo’cu hareket ortaya çıktı. Sonrada Avrupalı devletler kalktı hareketimizi terörist dediler.  En büyük haksızlık budur. Şimdi hareketimiz bir aşamaya ulaşmıştır. Çözüm sürecindedir. Artık yeter diyoruz siyasetlerinizden Kürt halkı çok büyük zararlar gördü. Kürt halkı 90 yıldır direniyor, bugün çözüm aşamasına ulaşmıştır. Bu çözüm sürecine destek verin.  Bir adım atmışlar raporlarında aktivist demişler. Bu yetmez. Terör listesi tamamen ortadan kaldırılmalıdır ve Avrupa’ya vicdan gelmelidir ki kendi çıkarları için Kürt halkını bir daha harcamamalıdır. Yeni sürece destek vermelidir, doğru olan budur. Küçük adımlar atmamalıdır. Liste tamamen ortada kalkmalıdır.

4 KONFERANS

Amed ve Avrupa’da konferanslar verilecek bunlar hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Bölgemiz ve Ortadoğu  bir aşamadan geçiyor. Bölge kaynıyor.  Kürt özgürlük mücadelesi önemli bir noktaya gelmiştir. Özelikle önder Apo’nun atığı bu adım  ile Amed’te sunulan manifesto ile yeni bir başlangıç başlamıştır. Halklar kendi arasındaki sorunları silahlar ile değil de, diyalog ile çözmelidir.  Eşitlik ve barış yürümelidir, böyle bir süreçtir.  Bölge halkı artık savaşlarla yorulmuştur. Birçok ölümler yaşandı. Önü kesilmese mezhep savaşları başlamıştır. Suriye’de, Irak’ta görüyoruz, ilerde bu genişleyecek.  Biz bölgede yeni bir süreç başlatmak istiyoruz. Bu gün imkânlar oluşmuştur. AKP hükümeti de bunu  olumlu karşıladı. Onlarda çözümle  ve diyalog ile gitmek istediklerini söylüyor.  Biz bu adımları ilerledik. AKP hükümeti daha bir tek projesini netleştirmemiş. Bir çok şeyi net değildir. Mesela AKP basını bakalım. Tarihi bir açıklama yaptık.  Bu açıklama tüm Türkiye ve Ortadoğu için çok önemlidir. Yeni şafak “oyun bitti” manşetini attı.  Hangi oyun bitti?  kim oynuyor? eğer bir oyun varsa Kürt halkının başına gelmiştir.  Ne  hükümetin basının nede hükümetin dili net olamamıştır. Bu inandırıcılık vermiyor. Bunlar üzerine adım atmıyoruz. Halkımız ve dostlarımız bilsin ki biz bu süreçte böyle bir adımı yerinde görüyoruz ve kendimize güveniyoruz, adımlarımızı atıyoruz.  Halkın gücü ile mücadeleyi yükselterek sonuca gitmek istiyoruz. Bakın biz güçlerimiz çekiyoruz. Devlet ve hükümette üzerine düşenleri yerine getirmelidir. Ne kadar yerine getirecekler, bizce bu konuda yüzde yüz net değiller. Eskisi gibi değil, işaretler var, şimdi eskiye nazaran daha iyidir.

Halkımızın tümünün katılımını bekliyoruz. Barış ve demokrasi isteyen, sorunun barışçıl yolları ile çözülmesini isteyen Türkiye’deki halklar katılmalıdır. bunun için basın açıklamasında dört konferans sunduk. Bu önder Apo’nun çağrısı da vardır. Dört konferans yapmayı düşünüyoruz, bu konferanslar ile çözüm sürecine gündeme sokmayı düşünüyoruz. 

İlk konferans Amed’de olacak. Amed’deki konferans önümüzdeki kısa bir sürede toplanabilir. Tüm kesimlerin katılmasını istiyoruz. Tüm kesimler,  tüm Kürtler katılmalıdır, bizim dışımızdakilerde, sivil toplum örgütleri,  sendikalar, partiler, kurumlar katılmalıdır. Bu konferans çözüm gelene kadar meclis gibi çalışmalıdır. Çözüm sürecinde Kürt halkının hakları ile ilgili karar almalıdır.  Yasal değişikliklerinden Kürtler ne istiyor. Çözüm için devlet hangi adımları atmalıdır. Bu konferans kararlar almalıdır. Herkes katılmalıdır. İsmini milli ve eşiti konferansı olarak bıraka bilir ve çalışmalarını sürdürür. Bütün Kürt tarafları katıla bilir, barış için Kürt halkını formüle edebilirler. Bu çok önemledir, geç kalınmamalıdır, acil toplanmalıdır. Bu konuda çalışma yapan komisyonların olduğuna  ve çalımlarına devam etiklerine inanıyorum. Herkesin katılması çağrısında bulunuyoruz. Amed’teki konferansta kuzey Kürdistan’daki isteklerini açıklamalarını istiyoruz. Bunu hem Türk devletine hem de halka açıklamalılardır. 

İkinci konferan ise türkiye’deki konfranstır. Türkiye’dekine Türkler ve Kürtler katılım sağlamalıdır.  Türklerden her kesim katılmaz, demokrasi ve barış isteyenler var. Sendikalar, partiler , kadın hareketleri . Bunlar katıla bilir. samimi İslam olanlar, Aleviler, Asuri, Süryani ve Kürtler katılabilir. Türkiye’nin demokratik bir sisteme kavuşmasını isteyenler, mevcut sistemde dışarıda bırakılanlar, ezilenler, işçiler, bu konferansa katılmalıdır. Yeni bir Türkiye’nin inşası için ve demokratik bir Türkiye için ve Kürt sorunun çözümü için Türkiye konferansı, halkların konferansı,demokratik ve barış olması için Türkiye ve Kürdistan’da aktif rol alınmalıdır. 

Üçüncü konferans uluslararası bir konferanstır. Hewler’de toplanacak. Çağrımız  tüm dört Kürdistan’daki parçalar için siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, bütün yurtseverlerin olduğu herkesin katılım sağlamsını işitiyoruz. Niye bölgemizde zor bir süreç var, Kürt özgürlük hareketi önemli konağa gelmiştir.  Burada Kürtler siyasetleri ile yollarını belirlemelidir.  Parça, parça olarak değil.  Her parça kendi başında  değil.  Kürtler bu süreci değerlendirmelidir. Olağanüstü bir süreçteyiz, Kürtler bu süreçte birlik olmalıdır. Böyle bir platform toplanmalıdır. Bu Kürt halkının onlarca yıllık isteğidir. Bir çok zaman gündeme getirdik. 1990 yıllında bizler Avrupa da bunun için toplantılar yaptık. güney Kürdistan’da başkaldırı başladı, bu süreç durdu. Birçok defa Kürtlerin birliğini oluşturmak istedik, olmadı. iki engel vardı. birici sorun çevredeki devletler olmasını istemiyordu. Birçok güç cesaret edemiyorlardı böyle bir konferansa gelmeye.  Son 3-4 yılda ben Kürdistan bölge başkanı ile her sene oturuyorum. bu sene Kürtlerin birliğini kuralım diyorum. Yıl bitiyor, ama birlik oluşmuyor. Neden? çünkü siyasi koşullar yeterince imkan vermiyor. biricisi buydu. ikincisi ise biz konferansın yükünü çok büyütüyorduk. Bir Kürt meclisi olsun, bir liderleri olsun, yönetimleri olsun, yani bir Kürt siteminin oluşumunu kurmak istiyorduk. Gerilla güçleri, Peşmerge güçleri, bir komutanlık altında olsun.  Böyle ağrı konuları hedef yapmıştık.  Bunların olması biraz  zordu. Bu iki zorlukta geçti.  Birincisi biz bir barış süreci başlattık.  Savaş şimdi durmuştur. Sorun çıkaracak komşu devletin olduğunda pek inanamıyorum. Ebetteki bunlar Kürtlerin birliğinin oluşmasını istemez. Eski dönemlerdeki gibi baskı yapacak imkânları yoktur. Kürtlerde artık bölgede bir güç ve faktörlerdir. Öncede söylüyordum, Kürtler cesaret etseler birlik olacaktırlar. Kürtler birlik olmaya cesaret edemiyorlar. Birlikten korkmamak gerekir.  Şimdi bunların imkanları oluşmuştur. İkincisi eskisi gibi büyük hedefler önümüze bırakmıyoruz. Ulusal eşitlik ve barış olsun.  Kürt sorunu nasıl demokratik yollar ile çözülecek, Kürtler dört parçada nasıl birlikte çalışacaklar. Ulusal bir platform oluşsun başlangıçta. İlerde ileriye götürülebilir. Bir meclis gibi kurumların oluşturulması gibi.  İlk başta bir araya gelsinler. Bir platform kursunlar, Kürt siyaseti hakkında bir karar sunsunlar. bir araya geldiklerinde Kürtlerin çözümü için siyaset yapsalar , Kürtlerin siyaseti ve stratejisi netleşecektir. Bölgede Kürt sorunu nasıl çözülecek, Kürt halkının duruşu nasıl olmalıdır bunu netleştirecekler. Bunun için bütün Kürdistanlı taraflara çağrımız vardır.  Tekliflerde bulunduk, şimdiye kadar kimse çıkmadı.  Hazırlık komitesi için çalışmalarımız var. Kürdistan ulusal komitesini hazırlık komitesi oluşturulacak. Böylece konferans toplanacak.  

Son olarak ülkenin dışında olan Kürtler için bir konferans düşünüyoruz.  özelikle Avrupa’da, Rusya’da da Kürtler yaşıyor. Biz Kürtlerin ve Türklerin birlikteliği olarak sunmak istiyoruz. Nasıl Türkiye de Türk-Kürt konferansı düşünüyorsak Avrupa’da da Kürtler var. Türk emekçiler, kurumları var,  barış ve demokrasi isteyenleri var. Bunlar kendi aralarında bir konferans ayarlayabilirler. Bu süreç başladı. Bunun dışındaki ayağını oluştursunlar. Diploması ve siyasi çalımları yapabilirler ve dışarıdan destek verebilirler. Bu sürecin başarıya ulaşması için rol almalı ve oynamalılardır.

Sunmak istediğimiz konferanslar bunlardır. biz ağırlığımızı neye veriyoruz. Ağırlığımızı halkımızın gücüne veriyoruz. Biz devletin çözüm için önünü açmasını istiyoruz. onlara açmasa biz bir hamle yürütmeliyiz.  biz tedbirlerimizi alıyoruz. Eğer devlet olumlu bir adım atmasa bile siyasi  güçlü bir hamle ile önünü açmalıdır. Hem içerde hem dışarı da çözüm için adım atılması için içerde ve dışarı da bu konferanslar önemli buluyoruz…..

ANAYASA’DA TÜRK MİLLETİ

Türkiye’de yeni yasalar hazırlanıyor, bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu süreçte geri çekilme tamamlanırsa sürecin ikinci aşaması yeni yasların hazırlanmasıdır. Biz yeni yaslarda demokratik bir Türkiye olsun ve Kürtlerin inkârının kalkmasını istiyoruz. Kürtlerin kabulü, varlığı, özgürlüğü olmasını istiyoruz. Diğer kimliklere sahip olanlarında özgürlüğü olmasını işitiyoruz. çoğulcu bir anayasa olmalıdır. Şimdi ki gibi herkes Türk olmaya mecbur olmasın. Şimdi anayasada 66 altıncı madde nedir? Devlete bağlı herkes Türktür deniliyor. Yukardan tekliği önümüze koyan değil. Toplumun gerçeği nedir? Toplum kimlerden oluşuyor. Yasalarda bu olmalıdır. Bunun resmi olmalıdır. Yukardan önüne bırakılan ve herkesin kör olmasını isteyen değil.  Bazıları soruyor. Yasalarda Türk milleti var bunun için ne düşünüyorsunuz? diye soruyorlar. Eğer çıkacak yasada Türkiye’de yaşayan herkese Türk milleti deseler, bu şimdiye kadarki inkârcı  ve asimilasyoncu bir yasa olur. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Bu günümüzde uymaz. 21 yüzyılda zorla kabul ettirilmiştir.  Bu akıl ile olmaz. Eğer ki toplumun hakikatlerini dile getirirse, Türk milleti, Kürt milleti ve diğer halkları dile getirirse sorun yoktur. Bütün toplumu bir kabuk, bir entisite ile dile getirirse, Anadolu ve Türkiye’de yaşayan tüm etnisiteler dilsiz olur. Bu süreçte Türkiye yi demokratikleştirecek,  Kürt halkı içinde özgürce yaşayabileceği ve bütün diğer kimliklerin özgürce yaşayabileceği, diğer mezheplerden mesela aleviler, Süryaniler ve Asuriler tüm kesimlerin kendilerini içinde rahat görebileceği, eşitliğin olduğu ve dayatamanın olmadığı, toplumun çizgilerini dile getirecek. Kürt sorunun çözüldüğü bir anayasa olmalıdır. İnkârın kaldırılması ve Kürt varlığının kabul edilmesi önemlidir. Hem Türkiye’yi demokratikleştirmeli hem de Kürt sorunun çözmelidir.

 GERİLLAYI ZAYIFLATMAYIZ

PKK  gerillaları ülke sınırları dışa çıkınca Güney Kürdistan’a gelecek, güney Kürdistan halkı buna hazır mı, değil mi?

Güçlerimiz güney Kürdistan’a çekilecek yalnız halkın arasına gitmeyecek. Güney Kürdistan’da medya savuna alanları var. Bu medya savunma alanlarında Kürdistan’ı savunan gerillaları Saddam’dan buyana buraları herkese karşı savunmuştur. Amerika bölgeye gelirken bile zorla gelmemişler, barış ile gelmişler. Her zaman savunulmuştur.  Buralar gerillaların yeridir. Arkadaşlar orda varlar. Fakat sayı artacak. Biz umut ediyoruz ki Kürdistan bölgesel hükümeti bunu olumlu karşılar ve destek verir.  Bu konuda hiçbir kuşku ve kaygımız yoktur. biliyoruz ki Güney Kürdistan’daki halkımız işgalciler karşı çok büyük cefa çekmiştir ve bunlara karşı büyük bir direnme göstermişlerdir. Büyük trajediler görmüşler, yurtseverlerdir. Kürt sorunu kuzey Kürdistan’da çözülürse, güneydeki halkımız haklarına sahip çıkacaktır. Kürt sorunu kuzeyde çözülürse bu bütün Kürdistan parçaları için yeni imkanlar getirir. Türkiye’deki Kürt sorunun çözümü yalnızca kuzeyi alakadar etmez. Bütün Kürtler için yeni bir süreç başlatır.  Biz sadece Kürdistan’da tek çözüm istemiyoruz Ortadoğu’da yeni süreç başlatmak istiyoruz. Ortadoğu’da  öldürmek ve silah yerine diyalog , siyaset ve barışı öne çıkarmak istiyoruz. Bu yeni bir süreçtir.  Bununda Güney Kürdistan’da yaraları vardır. Bütün parçaları vardır. Bu süreçte  biliyoruz ki Güney Kürdistan’daki  siyasetçilerin bu sürece destek verdiklerini biliyoruz.  Bu konuda sorun çıkmaz. Güçlerimiz Güney Kürdistan’da Medya Savunma Alanlarına çekilirse kimsenin bundan rahatsız olacağını zanetmiyorum. Güçlerimiz burada yerleşecek eğitim çalışmalarını sürdürecek.  Gerillayı zayıflatmayız. Bunu herkes iyi bilsin.

‘BİR TEK İNSAN BİLE TESLİM OLMUYOR’

Bir kaç gündür Türk medyasında bazı konular gündeme getiriyorlar. MHP ve ülkücüler bazı merkezi kanallarda gündeme getirilmeye çalışılıyor, diyorlarki işte PKK  çekilirse kuzey Irak (Güney Kürdistan) a yerleşecek,  elinde silah var,  buda bizim için tehdittir ve bize diyorlar ki yeni bir yasa çıkarın.  Yani böyle bir söylem tamda faşizan bir söylemdir. Yani biz Türkiye sınırları dışına çıkmışız sen daha ne istiyorsun? yok illla Kürt hareketi teslim olacak, silahsız olacak, hazır olsun ki ben ne isterem onu yapacak bu yok artık bu bitti. Bu zihniyet faşizan ve hegamon bir zihniyettir. Yani böyle söyleyenler doğru düşünmüyorlar. Yani biz büyük bir fedakarlık yapmışız,  30 yılldır mücadele verdiğimiz bir mevzuyu bırakıyoruz,  bunuda yeterli görmüyor,  birde üstüne PKK çekilirse kuzey ırak (Güney Kürdistan) a yerleşecek, elinde silah var buda bizim için tehdittir,  diyerek tartışma yaratmaya çalışıyorlar. Siz kürtlerin teslim olmasını mı istiyorsunuz? Bu böyle olmaz, bu doğru olmayan bir tartışmadır. Biz diyalog ve çözüm için geri çekiliyoruz siyasi bir süreç oluşturulsun,  hiç savaş olmasın, savaş ortamını hazırlıyacak argümanlar kaldırılsın oratadan. Türkiye de çözüm oluşturulsun,  daha ne istiyorsunuz? bir daha belirtmek gerekirse biz demokratik çözüm için güçlerimizi çekiyoruz. Biz bir çözüm oluşturulsun diye sınır dışına çekiliyoruz. Elbette kimse teslim olmuyor yani, bir insan bile teslim olmuyor.

‘BİZ TEDBİRSİZ OLAMAYIZ’

Biz  öyle zayıf, güçsüz bir dönemde değiliz ki,  güçlü bir dönemdeyiz ve biz siyasi çözüm ilerlesin diye, diyalog zemini oluşturulsun, Başkan Apo’nun ilerlettiği diyalog zemini  sonuç alıyor diye  silahlı güçlerimizi geri çekiyoruz.  Biz bu şekilde Kürt sorununun çözülmesi için Başkan Apo’yu demokratik siyaseti güçlendirmeğe çalışıyoruz. Yalnız biz kimseyi tehdit etmiyoruz. Elbette ki sen dürüst olmazsan  bu işte bir hainlik varsa  bizimde tedbirlerimiz vardır yani. Biz tedbirsiz olamayız, kimse çocuk değil kaç yıllık bir tecrübemiz vardır,  bunu herkez bilsin. biz burda birşeyleri defalarca tartışır bir kere karar alırız, bunu herkesin bilmesi gerek.

Eskiden hep Kürtlerle oynanmış ve Kürtler kandırılmış. Bugün böyle olmaz, şuan  da halkın haklı bir kaygısı var.  Devlet bizi yine kandırıyor olabilir diye, mümkündür ama yeter biz artık kandırılamayacağız. yalnız bunu herkez bilmeli ki biz kandırılamayız, çünkü biz düşünerek hareket ediyoruz, oynayan zararlı çıkacaktır.

‘ÇÖZÜMÜ HALK İLE, HALKIN GÜCÜ İLE GERÇEKLEŞTİRMEK İSTİYORUZ’

Şimdi bir adım atılmış bu süreçte kim geri adım atarsa o zararlı çıkacaktır. İşte  bunun için tüm halkımız  tüm devrimci barışsever yurtsever kurumlar, başta kadın hareketi, gençik hareketi, işçi hareketi, sivil toplum örgütleri herkes bunu bilmeli ki buna göre siyasi mücadeleyi dahada güçlendirmelidirler. Oyana bu yana adım atmaya çalışanlar bilmeli ki ,bunun siyasi bedelleri vardır, bunun için bu hamleye güçlü bir şekilde katılmalıdırlar. Şunu bilmelidirler ki biz siyasi bir hamleyi ilerletmeye çalışıyoruz, ama onlar kalkıp daha tehditten söz ediyorlar, bu sözler dinlemeye gerek olmayan sözlerdir ve doğru değildir. Biz siyaseti ilerletmeye, siyasi sonuç almaya,  bu Kürt sorununun çözümü için bir imkandır. AKP hükümetininde Türkiye devletinin de  halkımızında böyle bir imkana doğru yaklaşması gerekir, onlar kendi erklerinin öne sürerse halkında kendi erklerini öne sürmesi ile bu sorun çözülür. Yani biz çözümü halk ile halkın gücü ile gerçekleştirmek istiyoruz en büyük güç halkın kendi gücüdür. halk en büyük güçtür biz bu esas ile süreci başarıya götürmek istiyoruz. İnanmak yada inanmamak değil  biz halkımızı  güçlendirmeliyiz örgütlemeliyiz, siyasi çözümü gündemleştirmeliyiz, güçlü bir şekilde bu süreci desteklemeliyiz, cesaret ile, kararlılık ile pratikleştirmeliyiz, o zaman önümüzde ki engelleri de kaldırabiliriz biz bu fikirdeyiz buna inanıyoruz.

Sayın Karayılan bizi kırmayıp değerlendirmelerde bulunduğunuz için teşekkür ediyoruz.

Biz de ilk kez buraya  bu bölgeye gelen Dijle TV’ye  ve çalışanlarınıza teşekkür ediyoruz. Ve sizin aracılığınızla tüm halkımıza tüm Kürt halkına ve Türkiye halkına selam gönderiyoruz, saygılarımızı sunuyoruz. Bu tarihi ve önemli günde herkese başarılar diliyoruz.