Kavgayı masa üstüne taşıdılar-Cahit Mervan
Kavgayı masa üstüne taşıdılar-Cahit Mervan
Kavgayı masa üstüne taşıdılar-Cahit Mervan
Masa altından birbirlerini tekmeliyorlardı. Şimdi bu kavgayı masa üstüne taşıdılar. Her fırsatta biri diğerine vuruyor. Ama her iki güç de bu savaşı nizami yapmıyor. Her ikisi de özel savaş taktiklerine başvuruyor.
İkisinin ortak yanı ise kendi aralarında kıyasıya bir çatışma içinde oldukları halde Kürtlere karşı aynı kin ve nefret duygularıyla hareket ediyorlar. Ayrı durdukları halde, Kürtlere ortak vuruyorlar.
Kimi kast ettiğimizi biliyorsunuz? Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu AKP hükümeti ile karargahını ABD’nin Pennsylvania Eyaleti’ne kurmuş olan Fethullah Gülen’in ‘hizmet’ adlı örgütü.
Bu iki ‘güç’ arasındaki kavganın ve çatışmanın esası Türkiye’yi kimin yöneteceğine ilişkindir. Çatışmanın nedeni demokrasi ve özgürlüklerle alakalı değil.
Özellikle ‘hizmet harekatı’ 12 Eylül Cuntası’ndan bu yana elde ettiği imtiyazlarını korumak, iktidarda daha fazla söz ve karar sahibi olmak istiyor. Gülen uzun dönemden beri kurduğu ve geliştirdiği PKK lideri Abdullah Öcalan’ın ‘paralel devlet’ diye tanımladığı yapının korunmasını ve dokunulmaz olmasını istiyor.
Emniyet, ordu, yargı, bürokrasi, istihbarat içine sızmış, yuvalanmış ve kendi özel örgütünü oluşturmuş Pennsylvania merkezli bu ‘hizmet hareketi’ son dönemlerde mevzilerini korumanın derdine düşmüş. Bunun için her türlü yolu ve yöntemi kendisi için mubah sayıyor.
GÜLEN-ULUSALCI YAKINLAŞMASI
Bir çokları için garip gelecek ama adı geçen ‘Hizmet Harekatı’ son dönemlerde en çok karşı olduğunu iddia ettiği ulusalcı, Ergenekoncu ve darbeci güçlerle ittifak arıyor. Dirsek temasına geçiyor. CHP’ye yerel seçimlerde destek olabileceği haberlerini bilinçli bir şekilde yayıyor. En azından kendisine yönelik emniyet ve yargıda operasyon yapan hükümetin burnunu CHP’nin İstanbul’da aday göstermesi beklenen Mustafa Sarıgül’ü destekleyerek sürtebileceğini düşünüyor. Bundan dolayı resmi yayın organı aracılığıyla ha bire Sarıgül’e destek mesajları veriyor.
Gülen Harekatı’nın kanlı bıçaklı olduğu CHP gibi ulusalcı, İp gibi darbeci ve Ergenekoncu güçlerle gizli ve açık ittifak yapması bazıları için şaşırtıcı olabilir. Ama bu hareketin liderinin 12 Eylül cuntacılarını nasıl canhıraş bir çaba ile desteklediği göz önünde bulundurulursa hiçte şaşırtıcı değil. Kaldı ki Gülen kendi amaçlarına ulaşmak için her türlü yolu ve aracı mubah sayan bir ‘lider’dir. Bunu unutmamak gerekir.
Hükümet ile adı geçen örgüt arasında kavga dinmeyecek. Önümüzdeki dönem bu çatışma ve gerilimin artacağı gözüküyor. Gülenciler kendilerine yönelik emniyet, yargı ve bürokrasi içindeki operasyonları mümkün olduğunca ‘sessiz’ geçiştirmeyi tercih ediyorlar. Fazla yaygara koparmak istemiyorlar. Bu işlerine gelmiyor. Her kopan fırtınada biraz daha güç kaybediyorlar. Çünkü gemilerinde çıkarı tehlikeye girdiği, ihale alamadığı zaman ilk sırada atlayacak o kadar çok adam var ki.
Önümüzdeki dönemde Gülen Hareketi’nin militan kadro yetiştirme ve devşirme merkezleri olan dershanelerinin kapatılması gündemde. Esas kıyamet burada kopacak gibi gözüküyor.
ZAMAN KENDİ KENDİSİNİ YALANLIYOR
Şimdiden Gülen Harekatı’nın özel savaş aygıtları çalışmaya başladı. Rant ve paralel iktidarını korumak için her türlü yolu ve propagandayı mubah sayan bu hareket, dershanelerin kapatılmaması için medya gücünü kullanarak yoğun bir çaba gösteriyor.
Bunun için yalana başvuruyor. Militan kadro yetiştirme ve devşirme merkezleri olan bu dershanelerin ‘dağa çıkışları’ önlediğini ileri sürüyor.
Aslında Gülenciler özel hazırladıkları bu haberlerle bir gerçeği itiraf etmiş oluyorlar. O da şu: Bu dershanelerin amacı eğitim falan değil. Kürdistan Özgürlük Hareketi’ni etkisiz kılmak için devreye konulan birer küçük askeri karargahlar. Eğitim bu amacı gizlemek için bir örtüdür.
Her fırsatta Kürt düşmanlığı yapan Zaman gazetesi bugün (10 Ekim) Norşinli Şeyh Nurettin Mutlu’ya ait olduğunu iddia ettiği açıklamaları ‘dershaneler dağın yolunu kesti, neden kapatılıyor?’ sözleriyle sürmanşetten vermiş.
Aktarılan sözlerin ne kadarının Şeyh Nurettin Mutlu’ya ait olduğunu bilemiyoruz. Bu özel savaş haberini yapan muhabirin buna 'katkısı' nedir, bu da soru işareti.
Bu ‘özel’ üretilmiş haberin birkaç amacı var. Bir Norşin gibi Kürt yurtseverliğinin köklü ve gelişkin olduğu bir yeri hedef almak. İki: Kürtlerle, Kürt Özgürlük Hareketi ile dolaysıyla PKK ile ‘en iyi mücadeleyi ben yaparım’ mesajı vermek ve destek almak.
Öte yandan adı geçen dershanelerin Kürdistan Özgürlük Hareketi’ne katılımları engellediği ve yolu kapattığı doğru değil. Devletin elindeki veriler de bunu yalanlar. Adı geçen Norşin’den bile her dönemde Kürt gençleri Kürdistan özgürlük gerillasına katılım sağlamışlardır. Gülencilerin beyin yıkama merkezleri, karakol ve yargısı, onca kirli propagandası bunu engellemeye ve önünü kesmeye yetmemiştir.
İşte bunu ispatı. Hem de Zaman gazetesinden. Bu gazete 15 Haziran 2013 günü Diyarbakır’dan geçtiği haberin başlığı ‘PKK’ya son 3 ayda 2 bin kişi katıldı’ taşıyordu. Yılda değil, iki bin kişi üç ayda katılmış! Demek ki Fethullahçıların dershaneleri de işe yaramamış!
GÜLENCİLER KÜRDİSTAN’DA KEMALİSTLERİN YERİNE ADAY
Eskiden Kemalistler yol, su, elektrik, ‘doğunun kalkınması’ ve Bülent Ecevit’in köykent projeleri gibi ‘hamlelerle’ Kürdistan’ı zapt etmek, Kürtleri asimilasyona tabi tutmak ve eritmek istiyorlardı. Olmadı. Kemalizm Kürt hareketi karşısında havlu attı. Yenildi. Onun için şimdi yakasını Ergenekon ve Balyoz gibi davalardan kurtaramıyor.
Şimdi Kemalistlerin boşluğunu Gülenciler doldurmak istiyor. Kürtlere karşı kültürel ve siyasi soykırımı ‘ben tamamlarım’ ve ‘önümü kapatmayın’ diyor. Kamuoyunun desteğini almak için de dershanelerinin dağa gidişlerin önünü kapattığı yalanına sarılıyor.
Ama boş ve nafile bir çaba. Gülenciler Kürdistan’ın her şehrine, kasabasına, hatta köyüne bir dershane açsalar da bunun önünü kesemezler. Hatta bu süreci hızlandırırlar. Çünkü Gülenciler Kürdistan’da ‘yaban otudur.’
Kaldı ki Gülenciler kendi dershanelerinde okuyup ta dağa giden hiç genç olmadığını mı düşünüyorlar? O zaman dershane kayıtlarına bir baksınlar bakalım. Bu iş öyle dershane, yol, su ve elektrikle engellenecek bir iş mi? Dürüst olun. Mesele dershane falan-filan değil. İktidar bloğu içinde giriştiğiniz rant kavgasıdır.
Gülenciler anlamaz ama biz söyleyelim: her halk için olduğu gibi Kürtler için de en değerli şey özgürlüktür.