Yazılı bir açıklama yapan Avrupa Demokratik Kürdistanlılar Topluluğu, “Bizler, Kürt, Türk, Asuri, Ermeni, Laz, Çerkez, Alevi, Êzidî, Müslüman, Hıristiyan kimlik ve insani ve devrimci kurumlar, KCDK-E, TJK-E, SKB, Demokratik Güç Birliği ve HDK-Avrupa bileşenleri olarak 17 Kasım 2016 tarihinde Brüksel’de Gare Nord’ta olacağız” dedi.

Türkiye’de 15 Haziran askeri darbe girişiminin ardından AKP ve Erdoğan’ın kurumlaştırdığı faşist uygulamalarla Kürt halkına, Alevilere, Ermenilere, Süryanilere, aydın, gazeteci, akademisyen ve demokrat muhalif güçlere yönelik başlatılan fiziki ve siyasi soykırım politikasının tüm boyutlarıyla hala çok şiddetli bir biçimde sürdüğünü belirtti.

4 Kasım 2016 tarihinde HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 11 milletvekillinin gözaltına alınmasının siyasi soykırımı derinleştiren bir süreç olduğunu vurgulayan KCDK-E şunları kaydetti: “Yine bu süreçte birçok muhalif televizyon, radyo, gazete ve derginin kapatılmasından sonra, 6 milyona yakın oy alan, halkların iradesini temsil eden HDP milletvekillerinin tutuklanması başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye devrimci-demokratik muhalefeti, Kürt Özgürlük Mücadelesi’ni teslim alma girişimidir.

Anadolu ve Mezopotamya halklarının haber alma ve yasal siyaset yapma hakkının ortadan kaldırılmaya çalışıldığı artık kesin ve tartışılmaz bir tutum haline gelmiştir. Hızla tek adam ve tek parti diktatörlüğünün kuruluşunun dayatıldığı, içeride ve dışarıda savaş politikalarıyla yükseltilen milliyetçilik ve şovenizm ortamında en temel hak ve özgürlüklerin yok edilmesi anlamına gelen bu fasit uygulamalara karşı kesin bir duruş ve keskin bir mücadele kararlılığına ulaşma sorumluluğu da dayatıldığı kesindir.

Kurumlaştırılmaya çalışılan ve giderek büyük bir fiziki katliam sürecine girilen AKP ve Erdoğan’ın faşist uygulamalarına dönük Türkiye'de olduğu gibi Avrupa'da da güçlü bir mücadele cephesi örerek karşı çıkmak, daha etkin, daha yaygın bir mücadeleyi zorunlu hale getirmiştir.

Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye ve Kürdistan kökenli göçmenler olarak, Türkiye'nin karanlık ve çatışmalı bir sürecin içerisinde çekilmesine, mazlum Kürt halkına, Alevi ve diğer farklı inançlara, akademisyenlere, basın yayın kuruluşlarına, demokrat ve devrimcilere yönelik bu saldırılara seyirci kalmayacağız. Kurumlaştırılmaya çalışılan AKP-Erdoğan faşist kliğinin saldırılarına karşı omuz omuza mücadeleyi büyütmeli, faşizmin anladığı tek dil olan direnişi daha da derinleştirmeliyiz.”

Bu nedenle demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından, basın özgürlüğünden yana herkesi 17 Kasım Perşembe günü saat 10.00’da Brüksel Gare-Nord’da yapılacak Avrupa çapındaki merkezi yürüyüş ve mitinge katılma çağrısında da bulunan KCDK-E, “Gün demokrasiyi kazanmak için birlik günüdür. Gün AKP-Erdoğan faşizmine dur deme, ona karşı halkların demokrasi gücü ile büyük direnme günüdür. O gün Kürtler, Ermeniler, Asuri-Süryaniler, Gürcüler, Çerkezler, Lazlar, Aleviler, gerçek Müslümanlar, Êzidîler, faşizme karşı Brüksel’de olmalı, gençler okula gitmemeli, esnaflar iş yerlerini açmayarak, direniş saflarında haykırmalı, o gün tüm halklar, inançlar, demokrasi ve özgürlükten yana olan herkes Brüksel’de faşizme karşı omuz omuza direniş mevziisinde yer almalıdır.

Başta Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, BM ve uluslararası kurumlar olmak üzere, bütün ülkeler Türkiye’deki faşist sisteme destek vermekten derhal vazgeçmelidir. Avrupa halklarını dayanışmaya, hükümetlerini AKP/Erdoğan yönetimindeki Türkiye ile ilişkilerini derhal durdurarak tavır almaya çağırıyoruz.

Bizler, Kürt, Türk, Asuri, Ermeni, Laz, Çerkez, Alevi, Êzidî, Müslüman, Hıristiyan kimlik ve insani ve devrimci kurumlar, KCDK-E, TJK-E, SKB, Demokratik Güç Birliği ve HDK-Avrupa bileşenleri olarak 17 Kasım 2016 tarihinde Brüksel’de Gare Nord’ta olacağız” dedi.