Avrupa Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Kongresi-KCDK-E, 8 Mart’ın Ortadoğu’dan Kuzey ve Doğu Suriye’ye, Türkiye’den Kürdistan’a kadar geniş bir coğrafyada “kadın özgürlük tutkusunun en üst düzeye çıktığı” bir gün olduğunun altını çizdi. Özellikle DAİŞ gibi örgütlerin Ortaçağ karanlığını dayattığı bölgelere karşı, “onurlu ve aydınlık geleceği” temsil eden kadın mücadelelerinin önemini vurguladı.
Açıklamada, AKP-MHP iktidarının kadın düşmanı politikalarının, kadınların “Jin, jiyan, azadî” (Kadın, yaşam, özgürlük) sloganıyla meydanlarda korkusuzca karşılık vermesine neden olduğu belirtildi; Kobanê ve Rojava’daki “kahraman kadınların onur mücadelesi”nin, Türkiye ve Kürdistan halklarına umut ve ilham verdiği kaydedildi.
'KAPİTALİZM ÖLDÜRÜR, KADIN YAŞATIR'
KCDK-E açıklamasında kadınların faşizme, savaşlara, yoksulluğa ve her türlü baskıya karşı “tek kurtuluş” olduğu; böyle bir mücadelenin insanlığı özgürleştireceği ifade edildi. KCDK-E, “8 Mart’a giderken, hayatı uğruna ölecek kadar seven ve mücadele eden tüm kadınların yükselen mücadelesine katılarak, birlikte büyütelim” çağrısını yaptı.
Açıklamada, Sakine Cansız, Beritan, Leyla Qasim, Zilan, Arin Mirkan, Bese, Asiye Yüksel ve Taybet ana gibi direnişin öne çıkan sembol isimlerinin 8 Mart ruhunu temsil ettiği belirtildi. KCDK-E, tüm kadınlara hitaben, “Bu isimlerin izinde yükselen mücadele, dünyayı özgürlüğe ve eşitliğe bir adım daha yaklaştıracaktır” mesajını paylaştı.
'MÜCADELE ALANLARINA ÇAĞRI'
Açıklamada son olarak, “Özgür bir yaşam ve tüm ezilenlerin ortak geleceği için 8 Mart’ta mücadele alanlarına akalım” diyen KCDK-E, kadınların sokaklardan ve meydanlardan geri adım atmadan sürdürdüğü direnişin, toplumsal dönüşümün en önemli güvencesi olduğunu vurguladı.