KCK, 1997’de yaşamını yitiren Maruf Şen’in kimliğini açıkladı
KCK, 1997’de yaşamını yitiren Maruf Şen’in kimliğini açıkladı
KCK, 1997’de yaşamını yitiren Maruf Şen’in kimliğini açıkladı
KCK Şehit Aileleriyle Dayanışma Komitesi, 20 Kasım 1997’de yaşamını yitiren bir gerillanın kimliğini açıkladı.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı ve KCK Şehit Aileleriyle Dayanışma Komitesi’nin imzasını taşıyan ve ARGK gerillası Maruf Şen (Welat) ailesine hitaben yazılan mektupta, “Öncelikle hareketimiz adına tüm aile fertlerinizi en içten duygularla selamlıyor, saygılar sunuyoruz. Bugüne kadar sizleri yakından ilgilendiren çok hayati bir konuda zamanında bilgilendiremediğimiz için özür dileriz. İçinde yaşadığımız koşullar, mücadele şartlarımızdan kaynaklanan birtakım güçlükler ve adresinize ulaşamama gibi nedenlerle belli bir gecikme yaşanmıştır. Bu bakımdan bizi anlayacağınızı umuyoruz” dendi.
Maruf Şen’in Kürt halkının yaşadığı acıları, sıkıntıları yakından gördüğü, bunları yüreğinde, derinden hissetiği ve bunlara son vermenin yolunun da Kürt halkının özgürlük umudu olan gerilla saflarına katılmakta bulduğu belirtilen açıklamada, “O, Kürdistan halkının sömürgeci devletler tarafından içinde tutulduğu kölelik statüsüne karşı başkaldırmayı Kürdistanlı ve yurtsever olmanın ahlaki ve en temel insanlık görevi olarak kabul etmiş ve yüksek bir duyarlılıkla vicdanının sesini dinlemiş, fedakârlık örneği olan kısa ama değerli bir yaşam sergilemiştir” dendi.
Kürt halkının özgürlük davasını, kendi yaşamının biricik anlamı olarak gören yiğit ve onurlu Maruf Şen’in özgürlük mücadelesi saflarına katıldığı ilk günden, yaşamını yitirdiği güne kadar her anını Kürdistan’ın özgürlüğüne kavuşması, Kürt halkının özgürce yaşaması ve dünya insanlığı içinde hak ettiği onurlu yeri alması, halkına, ülkesine ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a karşı duyduğu büyük sevgi, bağlılık ve fedakarlıkla çalıştığına da dikkat çekti.
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı ve KCK Şehit Aileleriyle Dayanışma Komitesi mektubunda “20.11.1997 tarihinde, Kela Meme Botan Alanında İşbirlikçi Çete güçleriyle girdiği çatışmada, kahramanca savaşarak şehit düşmüştür” dendi.
Açıklama, “Tüm Kürdistan halkının ve sizlerin başı sağ olsun. Acınızı derinden paylaştığımızı ve silah arkadaşları olarak, yoldaşımızın şahadetinden en az sizler kadar acı duyduğumuzu bilmenizi isteriz. Biz bu acıyı taşıdığı silahı ve bayrağı layıkıyla taşıyarak ve tüm şehitlerin çizgisinde mücadeleyi yükselterek hafifletmeye çalışıyoruz” diye devam etti.
Hiçbir halkın bedel ödemeden özgürlüğüne kavuşmadığı ve onurlu yaşamı hak etmediği de kaydedilen açıklamada, acılara son vermenin en doğru yolunun, “şehitleri” ölümsüzleştirmek olduğu da vurgulandı.
“Şehit Welat yoldaşımız gibi kahraman bir evlada, kardeşe ve yakına sahip olduğunuz için ne kadar gurur duysanız yeridir. Biz O’nun yoldaşları olarak hep gurur duyduk” denilen açıklamada onun amaçlarını gerçekleştirmek için yaşayacakları ve onun taşıdığı bayrağı halkların kardeş, eşit-özgür olduğu demokratik bir ülkenin zirvesine dikmek için mücadelenin sonuna kadar sürdürüleceğine de dikkat çekildi.
Onların başka bir istekte bulunmadığı da vurgulanan açıklamada, “Biliyoruz ki, şimdi birçok şehidimizin mezarı bile yoktur. Ama zaten Onlar, bizden mezar değil özgür bir ülke istemişlerdir. Bu nedenle onlar için yapacağımız en büyük anıt, yok sayılan, inkâr edilen Kürdistan’ı özgür bir ülke olarak Ortadoğu’nun merkezinde görkemli bir biçimde inşa etmektir!” dendi.