‘KCK’ davasında ANF’yi takip etme suç sayıldı!
‘KCK’ davasında ANF’yi takip etme suç sayıldı!
‘KCK’ davasında ANF’yi takip etme suç sayıldı!
"KCK" ana davasında delil ikamesi yapılan DTP eski Diyarbakır İl Eş Başkan Yardımcısı Mehmet Akın, İddianamede, Fırat Haber Ajansı'nı (ANF) takip etmenin de suç sayıldığına dikkat çekerek, "Eminim ki; Emniyet, MİT, Başbakan tüm yetkililer bu siteyi takip ediyordur. Bu siteyi takip eden herkes örgüt üyesi midir?" diye sordu.
BDP milletvekilleri, belediye başkanları, insan hakları savunucuları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 98'i tutuklu, 175 kişi hakkında "KCK" adı altında açılan davanın duruşmasına Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.
Duruşmada, 9 tutuklu ve 2 tutuksuz sanığın yanı sıra müdafi avukatlar ve Kürtçe tercümanlar hazır bulunurken, tutuklu aileleri de duruşmayı izledi. İlk oturumda tutuklu yargılananlardan DTP eski Diyarbakır İl Eş Başkan Yardımcısı Mehmet Akın'ın delil ikamesine devam edildi. Akın, savunmasını Kürtçe tercüman aracılığı ile yaptı. Delil ikamesi yapılmadan önce bir şeyler söylemek istediğini belirten Akın, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen patlamada yaşamını yitirenlere rahmet, ailelerine başsağlığı diledi. Patlamanın çok üzücü bir olay olduğunu dile getiren Akın, patlamada yaşamını yitirenlerin ailelerinin acılarını paylaştıklarını belirterek, olayı yapan ve olaya sebep olanları kınadıklarını ifade etti.
Akın, hakkında yapılan delil ikamesinde yaptığı telefon görüşmeleri kapsamında, DTP'nin örgütlenme çalışmaları "suç delili" olarak okundu. Akın, yaptığı telefon görüşmelerini parti çalışmaları kapsamında legal bir şekilde yaptığını belirterek, "Eğer DTP çalışmaları suç olarak sayılıyorsa, evet ben bu suçu işledim" dedi. Delil ikamesinin devamında Akın'ın ava gitmesi ve araba için benzin istemesi de "suç delili" kapsamında iddianamede yerini alırken, yaptığı telefon görüşmesinde taziye evini tarif etmesi de suç olarak görüldü. İddianamede, Fırat Haber Ajansı'nı (ANF) takip etmek de suç sayıldı. Delil ikamesinde kendisine ilişkin okunan delilleri değerlendiren Akın, "Eminim ki; Emniyet, MİT, Başbakan tüm yetkililer bu siteyi takip ediyordur. Bu siteyi takip eden herkes örgüt üyesi midir?" diye sordu. Yapılan delil ikamesinde, Akın'ın gerçekleştirdiği telefon görüşmelerinde "bilinmeyen şahısla konuştu" şeklinde okumaların yapılmasına itiraz eden Akın, "Konuşma yaptığım şahısların hepsi bellidir, ama anlayamadığım bir şekilde ısrarla 'bilinmeyen şahıs' olarak yazılmış, savcı bu yolla görüşmeleri illegalize ediyor" diye konuştu. Mahkeme heyetinin Akın'ın gerçekleştirdiği taziye ziyaretlerine ilişkin, "Yani tamam taziyeye gittin, ama bu ölen kişi, nerede öldü, nasıl öldü, çatışmada mı öldü, onu söyle" şeklindeki soruları dikkat çekti.
Akın'ın delil ikamesinde okunan telefon görüşmelerinde mahkeme heyeti, "hareket" kelimesine ilişkin, "Bu telefon görüşmelerinde geçen 'hareket' PKK'yi mı yoksa DTP'yi mi karşılıyor, tekabül ediyor?" diye sordu. Akın ise, "hareket" kelimesinin çalışmaların genelini kapsadığını belirterek, "Biz kadın olsun, gençlik olsun diğer alan çalışmaları olsun tümünü 'hareket' diye tanımlıyoruz. Örneğin kadınların kendi çalışmaları Özgür Kadın Hareketi çerçevesinde yapılıyor" dedi. Belediye başkanının adını sormak ve belediye başkanı ile yemeğe gitmek de iddianamede "suç delili" kapsamında görüldü.
Delil ikamesinin devamında "Sayın Öcalan" imza kampanyasının da suç kapsamında değerlendirilmesi hakkında konuşan Akın, şunları söyledi: "O dönem Sayın Abdullah Öcalan'a, Sayın demek suç sayılıyor ve bu yüzden insanlar cezalandırılarak cezaevlerine konuluyordu. Ben de o tarihte bu kampanyaya destek verdim ve imza attım. Yarın olsa yine imza atarım. Bu partinin örgütlediği bir kampanya değildi, halk kendi inisiyatifini kullanarak, böyle bir kampanya geliştirdi. Bu biraz da vicdani bir olaydı, çünkü insanlar bu yüzden ceza alıyordu. Biz de kendi kendimizi ihbar ettik, bunda illegal bir şey yok." İddianamede, Azadiya Welat gazetesinin kuruluş yıldönümü için düzenlenecek olan şölen için davetiye ve Azadiya Welat gazetesi dağıtmak, 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne ilişkin bildiri dağıtmak da "örgütsel suç" olarak görüldü. Akın, "1 Eylül Dünya Barış Günü için bildiri dağıtmak suçsa, çıktığımda aynı suçu işleyeceğim" dedi.
Delil ikamesinin ardından mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi.