‘KCK’ İstanbul ana davasında ara karar bekleniyor

‘KCK’ İstanbul ana davasında ara karar bekleniyor

‘KCK’ İstanbul ana davasının 9'uncu duruşmasının mütaalasını veren savcı İsmail Işık, avukatlardan Sinan Zincir, sanıklardan Ömer Gölge, Talat Aydın ve Aslan İşçioğlu hakkında savunma sınırlarını aşan "bazı sözler" kullandıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulunulmasını ve tutuklu tüm sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesi ve kaçma şüpheleri bulunduğundan tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.

83'ü tutuklu 204 Kürt siyasetçi ve insan hakları aktivistinin yargılandığı İstanbul "KCK" ana davasının Silivri Cezaevi Yerleşkesi karşısında bulunan 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 9'uncu duruşmasının ara karar gününde avukatlar tahliye talebinde bulundu. Tüm tutuklu yargılananlar adına tahliye talebinde bulunmak için söz alan Avukat Ercan Kanar, Einstein'in "Bir problem o problemi yaratan düşünceler içinde kalarak çözülemez" sözü ile başladı. Bu davanın da siyasi bir proje davası, bir tuzak davası olduğunu ifade eden Kanar, "Bu dava siyasi bir iradenin emri ile yapıldı. Cemaatin provokasyonu sunucu yapıldı. Dolayısıyla bu davalar o dönemin siyasi atmosferine göre yapıldı. Bugün bu atmosfer değişti. Biz eski atmosfer içinde kalarak bu davayı çözmeye kalkışırsak çözemeyiz" dedi.

Cemaatin Kürt sorununu çözmeye karşı olduğunu bunun yüzünden buradaki tutuklamalar da dahil olmak üzere bu günde bir çok provokasyon yaptığını belirten Kanar, "Bu çözüm karşıtı paradigmayı anlamalıyız. Sizler bu paradigmanın etkisinde kalmamalısınız. Şayet bu paradigmanın etkisinde kalırsanız yargının politik bir militanı olarak hareket edersiniz" dedi. Yargının evrensel hukuk kurallarına uygun olarak hareket etmesi gerektiğini ifade eden Kanar, "Bu davada siyasi parti çalışmaları, düşünce ve ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü yargılanıyor" dedi.

Bu davada şiddet ile ilgili herhangi bir şey tartışmadıklarını çünkü böyle bir şeyin olmadığının altını çizen Kanar, "Bu dava tutukluların tutukluluk halinin devam ettirmesi ile hukuk dışı bir şiddet oluşturuyor" diye belirtti. Bir ilçe yöneticisinin partisine girip çıkmasının suç olamayacığını ifade eden Kanar, iddianamenin bir zihin tarama yöntemi ile oluşturulduğunu söyledi. İddianamede de herhangi bir şiddet unsurunun bulunmadığını belirterek iddia makamına seslenen Kanar, "İddia makamının bu dosyada şiddet olduğuna dair bir tek somut delil getirmesini istiyorum. Ama getiremez. Çünkü böyle bir şey yok" diye konuştu. 

Kanar'ın tahliye talebinin ardından söz alan avukat Kadir Tunç, yargılama süreci boyunca müvekillerinin İstanbul BDP İl binasına giriş çıkışlarının suç olarak görüldüğünü belirterek, hazırlamış olduğu sinevizyonu sundu. BDP İl binasının giriş kapısından teker teker bütün katlarında ne iş yapıldığını ve hangi katların olduğunu sinevizyon ile anlatan Tunç, "Bina beş katlı ve aynı günde bir çok farklı toplantı yapılabilir. Bu binaya giren bir insan bu toplantılardan herhangi birisine denk gelebilir. Dolayısı ile idianamenin mantığı ile illahi şu toplantıya girdin denilemez" dedi. Tunç'un ardından tahliye talebinde bulunan Avukat Feyzi Kılıç, anayasanın hükmü gereği yargılamanın yasama ve yürütme karşısında bağımsız olması gerektiğini söyledi. Yargının bir iktidarın denetimin de olmaması gerektiğinin altını çizen Çelik, "Rüşvet operasyonu ile yargının bağımsız olamdığı ortaya çıktı" dedi. BDP'ye açılan bu davanın siyasi bir dava olduğunu belirten Çelik, "Bu dava çerçevesinde iddianameye konulan delil olarak değerlendirilen ortam dinlemelerinin hiç bir hükmü yoktur" diye konuştu. 

Avukatların taleplerinin ardından taleplere ilişkin mütalaasını veren Savcı İsmail Işık, haklarında yakalama kararı çıkartılan sanıkların yakalanmalarının ve dönüşü beklenen yazı ile cevaplarının beklenmesini, tanık dinletilme taleplerinin sanıkların savunmalarını tamamlamamasından sonra karar verilmesini, avukatlar Sinan Zincir ve sanıklardan Ömer Gölge, Talat Aydın Asaln İşçioğlu hakkında savunma sınırlarını aşan "bazı sözler" kullandıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulunulmasını ve tutuklu tüm sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesi ve kaçma şüpheleri bulunduğundan tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Işık'ın mütalasını verdiği tutukluların tutukluluk haline ilişkin mütalasını unutması ve avukatların hatırlatması üzerine tekrar söylemesi ise dikkat çekti. Kendisi hakkında soruşturma açılması talebine tepki gösteren avukat Sinan Zincir ise, "Savcı gitsin TEM'de şube müdürlüğü yapsın. Böyle birşey olamaz" dedi. Işık'ın mütalaasını açıklamasının ardından mahkeme heyeti, ara kararını açıklamak üzere duruşmaya ara verdi.