‘KCK’ İstanbul davası devam ediyor
‘KCK’ İstanbul davası devam ediyor
‘KCK’ İstanbul davası devam ediyor
118’i tutuklu 205 siyasetçinin yargılandığı ‘KCK’ İstanbul davası devam ediyor. Davada BDP Siyaset Akademisi dersleriyle ilgili bölümler okunuyor.
İstanbul'da 2011 yılında yürütülen "KCK" operasyonları kapsamında gözaltına alınan ve aralarında BDP'li siyasetçiler, insan hakları savunucuları, yazar, gazeteci ve akademisyenlerin de bulunduğu 118'si tutuklu 205 kişinin yargılandığı davanın 4'üncü duruşmasının 3'üncü oturumu iddianamenin okunmasıyla devam ediyor. Silivri Cezaevi Yerleşkesi'nde bulunan İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmayı, yargılananların aileleri, BDP il, ilçe yöneticileri, TKP 1920 İstanbul İl Başkanı Yusuf Türkoğlu izledi. Duruşmada iddianamenin okunması devam ederken, okuma sırasında bazı askerlerin duruşma salonunda uyuduğu görüldü. BDP Siyaset Akademisi'nde görülen "Meşru müdafaa", "Demokratik Konfederalizm", "Anayasal vatandaşlık tanımı", "İnsan hakları" ve "Devlet sistemleri" gibi konuların yer aldığı bölümler okundu. Okunan bölümler arasında Anayasal vatandaşlık tanımının yapıldığı bölümde yer alan, "Türkiye Türklerin değildir. Türkiye'de yaşayan tüm topluluklarındır. Bu anlamda Türkiye Türklerindir demek ayrılıkçı bir yaklaşımdır, oligarşik yapıyı destekliyor. Türkiye'nin resmi dili Türkçedir. Biz bunu kabul etmiyoruz. Türkiye'de yaşayan her grubun kendi ana dilini özgürce ifade edebilecek bir form istiyoruz. Bunun eğitiminden ta öğrenimine kadar" gibi konuşmaların savcılık tarafından kalın puntolarla belirgin hale getirilmesi dikkat çekti.
DAVADA İNSAN HAKLARI DERSİ
İddianamede insan haklarının anlatıldığı derslerde yer alan şu bölümler okundu: "İnsan hakları denilince din, dil, ulus, cinsiyet, etnik milliyetçilik yapılmayınca sadece insan oldukları için herkesin sahip olması gereken özgürlüklere tanınan güvenceler akla gelmektedir. Bireyin özgürce gelişebilmesi için bu haklar tescil edilmektedir. Yani kutsal, Çin'de, Japonya'da, Afrika'da, Kürdistan'da nerede olursa olsun insan olmasından kaynaklı haklar ve özgürlükler bunlar. Düşünce inanç, ifade özgürlüğü, örgütlenme toplantı ve gösteri hakkı ana dilde eğitim hakkı bu haklara birincil kuşak insan hakları deniliyor. Ekonomik ve sosyal içerikli olanlara ikincil kuşak insan hakları, hakların kültürel varlıklarını özgürce geliştirme yaşamlarını biçimlendirmeye üçüncü ve son kuşak insan hakları denilmekte. Bu haklar üç temel bölüme ayrılmaktadır."
ANLAŞILAMAYAN BÖLÜMLER KÜRTÇE OLABİLİR!
Okunan bölümlerde ara ara yapılan tartışmalar kayda alınmadığı için iddianamede "Kalabalık gruptan aynı anda uğultu geldiğinden anlaşılamayan konuşmalar geliyor. Kürtçe olabilir" açıklaması yapılması dikkat çekti. Okunan çoğu bölümler anlaşılamazken, "…(Anlaşılmadı) eldeki imkanlar ile öyle bir kodlama yapıyorlar ki ya Muşlu ya Vanlı ya Ağrılı …(Anlaşılmadı) topluma tecavüz ediyorlar. …(Anlaşılmadı) Geçmişimize tecavüz ediyorlar …(Anlaşılmadı) bakışımızı yerel lokal yapmayalım bugün ulusal mücadelenin gelmiş olduğu düzeyde her şey belirtilmiş ha şu ana kadar bölgenin her tarafından insanımız var değil mi şu çok iyidir şu çok kötüdür. Şu az emek vermiş, bu az çok emek vermiş öyle bir şey var mı? Ha gerilla savaşırken Ağrılı bir gerilla Hakkari'de savaşamaz Hakkarili gerilla gelip Botan'da savaşamaz Botan'daki gidip …(Anlaşılmadı) savaşamaz …(Anlaşılmadı) yolu var mı? bunları aştık onun için boş versin …(Anlaşılmadı) önemli bir an arkadaşlar toplumun toplum olmaktan çıkartılmaya yönelik egemenlerin tahakküm kültürü işte popüler kültür adı altında böyle ucube şeyler ile bize kayıtlanıyor global hareket. şimdi biz belki bu bilinçteyiz bazen …(Anlaşılmadı) sorgulayabiliyoruz" şeklinde okunan bölümler tam olarak anlaşılamadı.
Duruşma verilen öğlen arasının ardından iddianamenin okunmasıyla devam ediyor.