‘KCK Önderlik Komitesi’ davası sürüyor

‘KCK Önderlik Komitesi’ davası sürüyor

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatlarının da yargılandığı "KCK Önderlik Komitesi" davasının 7'nci duruşmasında konuşan avukat Ömer Güneş, "Biz açık bir şekilde söylüyoruz, burada ne kadar tutuklu kalırsak kalalım, hakkımızda ne karar verilirse verilsin, biz halk nezdinde suçlu değiliz. Bunu bu yargılama boyunca kanıtladık. Burada suçlu olanlar bu siyasi operasyonları yapanlardır" dedi. 

Çoğunluğu Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın avukatı 16'sı tutuklu 50 kişinin yargılandığı "KCK Önderlik Komitesi" davasının 7'nci duruşması İstanbul 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor.

Tutuklu avukat Ömer Güneş'in taleplerinin alındığı duruşmada Güneş, "Bizim aleyhimize olan delilleri nasıl topladıysanız, bizim lehimize olan delilleri de toplamalısınız. Silahların eşitliği ilkesine uygun hareket edilerek Sayın Öcalan'ın burada dinletilmesi gerekir" dedi.

Mahkeme heyetinin soruşturma aşamasında gösterdiği tarafsızlığı yargılama aşamasında da göstermesi gerektiğini ifade eden Güneş, "Bizim üzerimizde gerçekleşmek istedikleri hukuk mekanizmasını siyasi mekanizma desek bu tek başına karşılayamaz bunu. Çünkü bir günde 16 ilde 50 avukat gözaltına alındı. Bu yüzyıldır Kürtler karşısında uygulanan asimilasyon zihniyetinin açığa çıkmış halidir" dedi. 2 yıldır süren bu yargılamada delil denebilecek bir tek iddianın dahi gösterilemediğinin altını çizen Güneş, "Bu da apaçık bizim siyasi rehine olduğumuzu gözler önüne seriyor. Biz açık bir şekilde söylüyoruz, burada ne kadar tutuklu kalırsak kalalım, hakkımızda ne karar verilirse verilsin, biz halk nezdinde suçlu değiliz. Bunu bu yargılama boyunca kanıtladık. Burada suçlu olanlar bu siyasi operasyonları yapanlardır" dedi. 

2013 yılında demokratik çözüm süreci ile birlikte barış ve demokrasinin tesis edilmeye çalıştığını belirten Güneş, bu süreçte hiç kimsenin yaşamını yitirmemesinin önemli olduğunu ve bunu desteklediklerini ifade etti. Bu siyasi sürece adapte olanlar kadar adapte olmayan mahkemelerin de olduğuna dikkat çeken Güneş, "Bazı hakim ve savcılar verdikleri kararların barış açısından ne kadar önemli olup olmadıklarını bilmediklerinden çözüm karşıtı kararlar alıyorlar. Onun için bu mahkemelerin oynadıkları rolleri iyi bilmeli ve kararlarını tahliye yönünde vermelidir" dedi. Son olarak taleplerini sıralayan Güneş, " Bu yargılamayı iptal edin ve adil ve vicdani bir karar alın" dedi.

Güneş'in taleplerinin ardından daha önceki duruşmalarda savunma yapan ama savunması eksik kalan tutuklu avukatlardan Sebahattin Kaya'nın savunmasına geçildi. Cezaevlerine dönük 2000 yılında gerçekleştirilen ve 28 tutsağın katledildiği 19 Aralık operasyonunu, Roboski katliamını, Yüksekova'da üç kişinin yaşamını yitirmesi ve BDP milletvekilleri hakkında verilen kararı kınayarak savunmasına başlayan Kaya, "Bu dava, MİT mensupları hakkında açılan dava, Oslo görüşmelerinin sızdırılması 'demokratik çözüm' sürecinin boşa çıkarılması için atılan adımlardır" dedi.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında açılan davanın iktidar tarafından değiştirilen bir kanun ile boşa çıkarıldığını hatırlatan Kaya, "Bende sizden bize 17 ay önce yapılan bu komplonun boşa çıkarılmasını istiyorum. Maalesef 27 aydır süren bu yargılamada böyle bir şey yapmayacağınızı anlamış durumdayım" diye konuştu. İddianamede iddialarının temel kaynağının Öcalan olarak gösterildiğinin altını çizen Kaya, fakat savcı ve mahkeme heyetinin bunu ısrarla göz önüne bulundurmadıklarını söyledi. 1999'dan bu yana avukatların İmralı Adası'na gidip Öcalan ile görüştüklerini hatırlatan Kaya, "Ne oldu da 2009, 2010 ve 2011 yılında yapılan görüşmeler suç sayıldı. Değişen ne oldu? Bunu anlamak mümkün değil" diye konuştu.

Soruşturmanın başından beri kendisi hakkında beyanda bulunan iki kişinin dinletilmesini ve kendisi ile yüzleştirmesini talep ettiğini ifade eden Kaya, "Bunların halen getirilmemesi bir çelişkidir. Bu davada bu çelişkiler düzeltilmeden adalet tecelli etmez" diye belirtti. Davanın başından itibaren mahkeme heyetinin adeta kendileri karşısında psikolojik savaş yürüttüğünü aktaran Kaya, "Mahkeme başkanı kimin Türkçe konuşacağını kimin Kürtçe konuştuğunu yüzlerine baktığında anladığını söylüyor. Bize Kürtçe konusunda örgütsel baskı kurduğumuzu iddia ediyor. Zaten bu da tahliye kararlarına yansıyor. Onun için bu dava hukuki değildir" dedi. Kaya'nın bu sözü üzerine Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci, "İftira atıyorsunuz" diye cevap verince Kaya, "her şey ortadadır" dedi.

Kaya'nın savunmasını tamamlamasının ardından söz alan müdafi avukatı Sinan Zincir, "'Kürtçe üzerinde baskılar yoktur' diyorsunuz. Ama verdiğiniz kararlar ortada. 'Örgüt baskısı ile Kürtçe konuşuyorsunuz' diyorsunuz. Bunları söylediniz, bu tutanaklarda da geçiyor" dedi. Mahkeme Başkanı Mehmet Ekinci'nin ise, "İftara atmayın biz öyle demedik. Demişsek belgeleri getirin" demesi üzerine Zincir, "Size belgeleri getireyim. İsterseniz siz de bulabilirsiniz. 15. Ağır Ceza'nın tutanaklarına bakın göreceksiniz" diye cevap verdi. 

Duruşma verilen öğlen arasının ardından devam edecek.