KCK, PÇDK’nin 10. Kuruluş yıldönümünü kutladı
KCK, PÇDK’nin 10. Kuruluş yıldönümünü kutladı
KCK, PÇDK’nin 10. Kuruluş yıldönümünü kutladı
Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi PÇDK’nin 10. Kuruluş Yıldönümünü kutlayan KCK, “Dönem, ulusal birlik ve dayanışma dönemidir. Artık bu dirayeti göstermenin zamanıdır” dedi.
KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı gönderdiği mesajında, PÇDK'nin 10 kuruluş Yıldönümünü PÇDK’liler ile tüm Güney Kürdistan halkına kutlu olmasını dileyerek, “başta büyük şehitlerimiz Viyan ve Dr. Sirwan yoldaşlar olmak üzere, tüm aziz şehitlerimizin yüce anıları önünde minnet ve saygıyla eğliyoruz” dedi.
Kürdistan halkının bugünlere büyük bir mücadele ve fedakarlıkla geldiği belirtilen mesajda, Kürdistan halkının 20. Yüzyılda yaşamının isyan ve direnişler içinde geçtiği vurgulanarak şöyle dendi:
“Bu isyan direnişleri yetersizlikleriyle birlikte en zorlu biçimiyle bir de Güney halkımız tarafından geliştirildi. Şêx Mahmut Berzenci ile başlayan direniş, birçok talihsizlikler, bedeller ve yetersizliklerle de olsa günümüze kadar devam etmiştir. Saddam rejimi yıllarca halkımıza kan kusturdu. Sadece Enfal’de yüz seksen binden fazla insanımız katledildi. Halepçe katliamı hafızalarda hala tazeliğini korumaktadır. Yıkılmayan köy, ateşe verilmeyen mekan kalmadı; Kürdistan adeta viraneye çevrildi. Halkımız büsbütün rehin alınıp, kentler zindanlara dönüştürülmek istendi. Saddam rejimi halkımıza karşı bu denli hunharca katliamlar geliştirirken, dünyanın hegemonik güçleri tarafından çıkarları gereği normal görülüp desteklendiğini de çok iyi biliyoruz.
Güney Kürdistan’da halkımız dünyanın gözleri önünde tam bir soykırıma tabi tutulurken, öbür yandan başta Kuzey Kürdistan olmak üzere, Kürdistan’ın dört parçasında halkımız ulusal birlik ruhuyla birbirini sahiplenmiş ve onurunu her şeyin üstünde tutarak direnmesini bilmiştir. Rêber Apo ile başlayan devrimci mücadele, her parçadan halkımızın kahramanca direnişinin hak ettiği anlamlı amaçlarla bütünleşerek gelişmiştir. Bu anlamda Rêber Apo, sadece bir parçada değil, tüm halkımızın özgürlüğünü ve demokratik toplum özlemlerini gerçekleştirmenin perspektif ve paradigmasını ortaya koyarak Kürdistan'da yeni bir çizgi ve yeni bir mücadele felsefesini geliştirmiştir. Halkımız bu temelde onurlu mücadelesini, tüm zorluklara ve imkansızlıklara rağmen hiç kimsenin beklemediği düzeyde bir dirayet ve kararlılıkla bugünlere getirmiştir.”
Batı Kürdistan’da bugün tarihsel bir devrim sürecinin yaşandığı, buradaki Kürtlerin ilk kez kendi özgür geleceğini belirleyen bir düzey kazandığı belirtilen mesajda, bunda Öcalan’ın Kürdistan’da geliştirdiği mücadele çizgisinin büyük rolü olduğu vurgulandı. Bildiride, “Başta Türk sömürgeciliği olmak üzere işbirlikçi bir çok paravan çete örgütler, yine ufuk dağarcığı parça milliyetçiliğini aşmayan kesimler her ne kadar zorlayıcı olsalar da, halkımızın bulunduğu noktadan geri adım atması mümkün değildir” denilerek, Rojava devriminin bu stratejik niteliğinin Kürdistan’ın tamamını ciddi boyutta etkilediği ve devrimin başarısıyla daha da önemli gelişmeleri ortaya çıkaracağı belirtildi.
Yirmi milyonluk nüfusuyla Kürdistan coğrafyasının yarısını içeren Kuzey Kürdistan özgürleşmeden Kürdistan’ın diğer parçalarının tam bir güvenceye kavuştuğunu söylemenin zor olduğu belirtilen mesajda, Kuzey Kürdistan’da bugün tarihi önemde gelişmeler yaşandığına dikkat çekildi:
“Türk sömürgeciliği hareketimizin ve halkımızın geliştirdiği görkemli direniş karşısında büyük bir açmazla karşı karşıyadır. Rêber Apo ile son dönemlerde yaptığı görüşmeler de bunun bir sonucudur. İster görüşmeler yoluyla ve müzakere ile olsun, isterse de daha güçlü bir devrimsel hamle ile olsun ama hangi yöntemle olursa olsun halkımız Kuzey’de 2013 yılında Rêber Apo ile birlikte mutlaka özgürleşmede büyük bir hamle gerçekleştirecektir. Biz hareket ve halk olarak her türlü olasılıklara hazırlıklı bir şekilde ve "Özgür Rêberlik, Özgür Kürdistan" şiarıyla başaracağımıza kesin olarak inanıyoruz.”
Mesajın devamında, Kürt halkının özgürlük ve demokrasi mücadelesinin dört parçada çok kritik bir dönemden geçtiği belirtilirken, Ortadoğu’nun kaotik yıkım sürecinin Kürt halkının kurtuluşu ve özgürlüğü için paha biçilmez olanaklar ve fırsatlar yaratırken, risk ve tehlikeleri de bağrında taşıdığı ifade edildi. Bu olanak ve fırsatları değerlendirmenin, toplumun öncü güçlerinin yeteneklerine ve sorumluluk duyan tarihi misyonlarına bağlı olduğu kaydedilen mesajda, “Şu iyi bilinmelidir ki, tek başına hiçbir parça ve toplumsal kesim bu zor dönemin üstesinden gelemez. Dönem, ulusal birlik ve dayanışma dönemidir. Artık bu dirayeti göstermenin zamanıdır. Her parçada halkımızın mücadelesiyle bütünleşmek, kazanımlarımızı savunmak, gereken fedakarlığı göstermek için hiçbir bireysel ve dar çıkar hesapları gözetilmeden katılımda bulunmak, tüm Kürdistan halkının, siyasal kurumlarının ve her vatandaşın toplumsal görevidir. Tehlike ve riskler kadar, şans ve fırsatların da yüksek olduğu bu önemli süreci ulusal birlik ruhu ve ortak mücadele anlayışıyla karşıladığımız kadar, halkımızı hak ettiği özgürlüğüyle buluşturacağımız açıktır” dendi.
PÇDK’nin kurulduğu tarihten günümüze parça farkını gözetmeksizin her parçada gelişen halkın mücadelesini desteklemekle yetinmeyip, bütün olanaklarıyla içinde yer almasının küçümsenemez bir devrimci faaliyet olduğu ifade edilen bildiride, “Tamamen bir yurtseverlik ve hakikatin peşinde koşmanın faaliyeti olan PÇDK'de yer almak, kendi başına anlamlı bir insani erdemliliktir. Biz, PÇDK’nin, Rêber Apo'nun çizgisinde derinleşmesi halinde toplumun demokratik iradesinin ortaya çıkarılması, ilkeli ve tutarlı demokratik bir siyasetin geliştirilmesi konusunda önemli gelişmelere yol açacağına inandığımızı belirtmek istiyoruz. Büyük fedai Viyan Soranların ruhuyla mücadelenin yükseltilmesi, PÇDK'yi bir dürüstlük ve şehitler partisi haline getireceği gibi, toplumla bütünleşerek yüksek bir başarıyı sağlayacağına ilişkin hiçbir kuşku yoktur” dendi.
Bildiride, Kürt halkının özgürlük mücadelesinde gelinen aşamada Güney Kürdistan'ın önemli bir rol oynayabileceği ifade edilerek devamla şunlar belirtildi:
“Bölgede ve Irak'ta yaşanan gelişmeler genelde Kürt halkının, özelde ise Güney Kürdistan'ın pozisyonunu daha önemli bir noktaya getirmiş bulunmaktadır. Bütün bu hususlarda Federal Kürdistan Bölge Yönetimi'nin yaşadığı yetersizlikler bulunmaktadır. Bununla birlikte Kürdistan bölgesinde hak ve adalete dayalı demokratik bir sistemin geliştirilmesinde de çok önemli sorunlar yaşanmaktadır. Kürdistan için herkes mücadele etti ve şehit verdi ama gelir dağılımının yarattığı dengesizlik ve adaletsizlik, gün geçtikçe sınıflar arasındaki uçurumu daha da arttırmaktadır. Yoksullar yoksul olarak kalırken veya daha da yoksullaşırken, azınlıktaki bir kesim ise hızla zenginleşmektedir. Bu durum beraberinde önemli bir emekçi tabakayı ortaya çıkarırken, sınıflar arası çelişkiyi de arttırmaktadır. On yıllarca peşmergecilik yaşamının tüm zorluklarını, sefaletini ve fedakarlığını toplumun çoğunluğu özellikle de yoksul emekçiler çektikleri ve yaşadıkları halde, azınlıktaki bir kesimin rant elde etmesi ve zenginleşmesi, adil paylaşım sorununu ciddi bir biçimde gündeme taşımaktadır. Böyle adaletsiz ve anti demokratik bir sistemin topluma huzur, refah, mutluluk, eşitlik, özgürlük ve demokrasi getirmeyeceği iyi bilinmelidir. Nitekim bu adaletsiz ve anti demokratik durumdan Güney Kürdistan'da iç sorunlar ve huzursuzluk gün geçtikçe artmaktadır. Bununla birlikte toplumun yaşadığı eşitlik ve özgürlük sorunlarını en ağır bir biçimde yaşayan kesim ise kadınlar olmaktadır. Kadını özgür olmayan bir toplumun özgür olamayacağı felsefesinden hareketle toplumun ve kadının eşitlik ve özgürlük sorunlarını çözmek en önemli bir görev haline gelmiş bulunmaktadır.
Bu koşullarda Güney Kürdistan'da PÇDK'nin misyonu, demokratik-ulusal birlik ekseninde ulusal kazanımları savunma ile toplumu demokratikleştirme ve demokratik bir yaşama kavuşturma mücadelesini yasal-demokratik yöntemlerle yaygınlaştırarak geliştirmedir. PÇDK'nin emekçi sınıfların temel bir hedefi olan adil paylaşım, özgürlük, demokrasi ve adalet istemini mücadelesinde temel eksen yapması, Güney Kürdistan'daki halkımızın kazanımlarına çok önemli ve değerli kazanımlar katacaktır. Unutmayalım ki, bir toplum için ulusal varlık kadar, özgürlük, demokrasi ve eşitlik de olmazsa olmazlardan bir tanesidir. Biz PÇDK'nin bu çerçevede mücadelesini yükselterek Rêber Apo'nun çizgisini Güney Kürdistan'a yansıtmayı başarması halinde beraberinde önemli gelişmeler yaratacak, fedakarlığın kalesi olan Güney Kürdistan halkımıza önemli kazanımlar sağlayacağına inanmaktayız.”
KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı mesajının sonunda, “Partileşme faaliyetlerine emek vermiş, PÇDK'nin tüm kadrolarına ve fedakar çalışanlarına, değerli şehit ailelerine, dostlarımıza ve yurtsever halkımıza en içten saygılarımızı sunuyor, haklı davalarında asla yalnız olmadıklarını ve her zaman yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyoruz. PÇDK’nin 10. kuruluş yıldönümünde yılların mücadele, emek ve tecrübesini arkasına alarak, önümüzdeki süreçte daha başarılı ve halkımızın beklentilerine cevap olan bir pratik sergileyeceğine inanıyor, bu temelde tekrar 10. kuruluş yıldönümünü büyük bir heyecan ve coşkuyla kutluyoruz” dedi.