KCK sisteminde değişikliğe gidildi

KCK sisteminde değişikliğe gidildi

Gerillanın denetimindeki alanlarda 9. Genel Kurulu’nu toplayan KONGRA GEL, önemli kararlara ulaşılırken, KCK sisteminde değişikliğe gidildi.   

Kürdistan’ın dört parçasıyla yurt dışından 162 delegenin katıldığı Genel Kurul, Medya Savunma Alanları'nda, 30 Haziran-5 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşti. Kürdistan ve bölgede çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir süreçte KONGRA GEL 9. Genel Kurulu toplanarak yeni süreçte izleyeceği politikaları belirledi. Kürtçenin Kurmancî, Zazaki, Kelhorî, Soranî ve Lorî lehçelerinin yanı sıra Türkçe dilinde kongre ve KCK sözleşmesine bağlılık yemini okundu.  

9. Genel Kurul ‘Demokratik Ulus ve özgür yaşamı inşa etme’ şiarıyla gerçekleşti. Paris’te suikast sonucu katledilen PKK kurucularından Sakine Cansız (Sara), KNK Paris Temsilcisi Fidan Doğan (Rojbin) ve Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez’e (Ronahi) adanan Genel Kurul, kadın gerilla öncüsü Zeynep Kınacı’nın (Zilan) eylem gerçekleştirdiği güne denk geldi. Zeynep Kınacı şahsında tüm “devrim şehitleri” ile 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas’ta Madımak otelinde katledilen “canlar”ın anıldığı Genel Kurul’da, Demokratik bir Türkiye ve Özgür Kürdistan mücadelesinde anılarının yaşatılacağı ve bağlı kalınacağı sözü yinelendi.  

KONGRA GEL Başkanlığı, Kongre Divanı, KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Adalet Divanı ve  kadın hareketi KJB’nin iki yıllık faaliyet raporları okunduğu kongrede,  siyasal ve örgütsel durum kapsamlı değerlendirildi. Genel Kurul’da izlenecek politika ve yapılacak çalışmalar da planlanıp gerekli organlar seçildi. 

KCK SİSTEMİNDE "GENEL BAŞKANLIK KONSEYİ" OLUŞTURULDU

Koma Civakên Kurdistan (KCK) sisteminin geliştirilmesinde yaşanan sıkıntı ve yetersizlikler 9. Genel Kurulu’nda ele alınarak en çok üzerinde durulan konulardan biri oldu. Kapsamlı bir eleştiri-özeleştiri temelinde sistemin oturmasında açığa çıkan yetersizliklerin aşılması ve KCK sisteminin daha güçlü örgütlendirilmesi ve denetimin daha sağlıklı yapılabilmesi için KCK Genel Başkanlık Konseyi organı oluşturuldu. Yeni dönemde Yürütme Konseyi Başkanlığının eşbaşkanlık olarak örgütlendirilmesi kararlaştırıldı. 

DEMOKRATİK ULUSLAŞMA VE ÖZERKLİĞİN İNŞASI

Genel Kurul’da toplumsal yaşamın her alanında KCK sisteminin temel ayakları olan akademilerin, komün, kooperatif ve meclislerin hızla oluşturarak yaygınlaştırılması kararlaştırılırken, demokratik konfederalizm temelinde demokratik uluslaşmanın yaratılması ve demokratik özerkliğin inşasının tabandan örgütlendirilmesine dönük bir dizi kararın yanında demokratik çözüm sürecinin AKP’ye rağmen sürdürülmesi de benimsendi.

KÜRTLER KÜRESEL KAPİTALİZME KARŞI KÜRESEL DEMOKRASİ GÜCÜDÜR

2011’de Tunus’ta başlayan, Mısır, Bahreyn, Yemen, Libya’ya sıçrayan ve en son Suriye’de bir iç savaşa dönüşen toplumsal mücadeleler ve yol açtığı siyasal, toplumsal sonuçlar, bunların Kürdistan ve bölge ülkelerine yansıması genel kurulda ele alınan diğer önemli bir konu oldu. 

En son Mısır’da gerçekleşen darbenin öğretici derslerle dolu olduğu belirtilen tartışmalarda şu görüşler öne çıktı: Ortadoğu’da batılı emperyalist güçlerle, yerel statükocu ve iktidarcı güçler artık eskisi gibi halkları yönetip kontrol edemeyecek, halkların demokrasi ve özgürlük taleplerine cevap olamayacaklardır. Aralarındaki mücadele bir iktidar çatışmasıdır. Bu da halklara bir şey kazandırmayacaktır. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın halkların gerçek özgürlük ve demokrasisi için geliştirdiği üçüncü çizgi, tam da bu dönemde gerçek bir alternatif olarak halklara kazandıracak tek seçenektir. Bu anlamda Kürt halkı küresel kapitalizme karşı küresel demokrasinin öncü gücüdür.  Özellikle Suriye’de Kürt halkının izlediği bu çizginin doğruluğu ve başarısı gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Rojava Kürdistan devrimi, Suriye ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesinde örnek olacaktır.

NEWROZ DEKLARASYONUNA TAM DESTEK

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Newroz’da yaptığı tarihi çağrı ve sonrasındaki gelişmeler de genel kurulda en çok tartışılan konu oldu. Gerilla güçlerinin Kuzey Kürdistan’dan Güney Kürdistan’a çekilmesiyle demokratik çözüm sürecinin birinci aşamanın tamamlandığı, ikinci aşamada devlet ve hükümetin somut adımlar atarak gerekli yasal ve anayasal düzenlemelere gitmesi gerektiğine dikkat çekildi. Bu konuda AKP’nin hiçbir adım atmadığı gibi, yeni karakollar, barajlar inşa edip yollar yaptığı, korucuların sayısını artırmaya çalıştığı, Kürt halk önderi Öcalan’ın dışarıdaki demokratik çevreler ve çeşitli güçlerle ilişkisinin hala sağlanmadığına işaret edilen 9. Genel Kurul’da tüm bunların sürece ilişkin kuşkuları artırdığına vurgu yapıldı ve bundan sonraki adımların paralel ve karşılıklı olmadığı taktirde sürecin tıkanabileceği, bunun tek sorumlusunun da AKP olacağı ifade edildi. 

AKP’YE RAĞMEN SİYASAL ÇÖZÜM SÜRECİNDE ISRAR

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Amed Newroz’unda deklere ettiği ‘Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa’ sürecini onaylama ve başarıyla yürütülmesini karar altına alan genel kurul bileşimi, demokratik çözüm sürecinin gelişmesi için önderlik, halk ve hareket olarak üzerlerine düşeni yaptıklarını vurguladı. Bileşenler, bu kararla Öcalan’ın deklarasyonunu hareket ve halk olarak sahiplendiklerini kaydederek, AKP’ye rağmen sonuna kadar geliştireceklerini gösterdiklerini belirtti. Bunu stratejik bir yaklaşım olarak benimsediklerini vurgulayan Genel Kurul, ancak AKP hükümetinin savaş hazırlıklarına  ve her türlü ihtimale karşı da her türlü mücadeleye hazırlıklı olduklarını beyan etti. 

‘ŞARK ISLAHAT PLANI SOYKIRIM BELGESİDİR’

Genel Kurul’da AKP’nin çözüm diye entegrasyon dilini geliştirdiğine özel dikkat çekilirken 1925 yılında hazırlanan Şark Islahat Planı “ulusal soykırım belgesi”, 15 Şubat 1925 tarihi de Kürt soykırımının başlatıldığı gün olarak kabul edildi. Kültürel asimilasyona karşı Kürt dili ve kültürünün geliştirilmesine ilişkin de bir dizi karar alındı.   

BÜYÜYEN HPG SÜRECİN TEMİNATI OLACAK

Ortadoğu ve Kürdistan’da halklar lehine tarihi bir fırsatın yaşandığına işaret edilen 9. Genel Kurul’da başta Rojava olmak üzere her parçada Kürt halkına dönük ciddi tehlike ve saldırıların da arttığına dikkat çekildi. Kürt halkının güvenliğinin HPG’nin varlık gerekçesi olduğu belirtilen Genel Kurul’da, tüm parçalarda ulusal varlığını güvenceye alma ve özgürlüğünü kalıcı kılana kadar meşru savunma güçlerinin her zamankinden daha fazla artırılması ve her türlü saldırıya güçlü cevap verecek bir eğitim ve teknik donanıma kavuşturulmasına dönük çalışmaların sürdürülmesi kararı alındı. 
Genel Kurul’da “HPG’nin büyüyeceği ve sağlam duruşuyla süreci gözleyip başarıya gitmesi için her türlü olasılığa göre hazırlıklı ve sağlam bir duruş içinde olması gerektiği” kaydedildi.

ROJAVA DEVRİMİNİN YAYINDAYIZ’
Önümüzdeki dönemde pratikleştirmek için genel kurulda alınan kararların en önemlilerinden biri Rojava’da inşa edilen demokratik özerkliğin her şart altında desteklenmesi oldu. Böylece Rojava devriminin üst bir aşamaya taşınarak Suriye ve Ortadoğu’nun demokratikleştirilmesinin öncü gücü olabileceği kaydedildi.

‘ALEVİLER TÜRKİYE’NİN TEMEL DEMOKRASİ GÜÇLERİNDENDİR’

Alevi inancı ve demokratik mücadelesi de kongrede özellikle ele alınan ve üzerinde derin tartışmaların yürütüldüğü bir konu olarak önem kazandı.

Ezilen, horlanan, baskı ve katliamlara maruz kalan ve kendisi olarak yaşamaktan alı konan, bu nedenle Türkiye'nin en temel demokrasi güçlerinden olan Alevilerin de demokratikleşmenin temel güçlerinden olduğu vurgulanan Genel Kurul’da, Kürt özgürlük hareketinin her zaman Alevilerin kendi inancı ve kültürüyle özgürce yaşamasından yana olduğu, Alevilerin inanç ve kültür özgürlüğünü her zaman desteklediği ifade edildi.

Özgürlük Mücadelesinde binlerce Alevi Kürt gencinin şehit düştüğüne, Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde büyük bedeller ödediğine işaret edilen Genel Kurul’da, “Bu açıdan Alevilerin yeri demokrasi güçlerinin yanıdır. Bundan başka her tutum Alevi gerçeğine ve tarihine ters davranmak olur. Bu açıdan demokrasi karşıtı güçler ve CHP gibi çevrelerce manipüle edilmek istenen Aleviler; üzerlerinde oynanan oyunları da görüp bu tür istismarcı çevrelere tutum almalı, özgürlük mücadelemizle yan yana demokrasi güçlerinin içinde yer almalıdır. Alevilerin tek politikası Türkiye'yi demokratikleştirme mücadelesi olmalıdır. Bu da ancak başta Özgürlük Hareketi olmak üzere demokrasi güçleriyle birlikte olmakla gerçekleşir” denildi.

‘KCK TÜM HALKLARIN VE İNANÇLARIN SİSTEMİDİR’

KCK ve önderliğinin yürüttüğü mücadelenin yalnızca Kürtleri kapsamadığı ve tüm ezilen halkları, farklı etnik ve inançların bir arada özgürce kendini ifade etmesini esas aldığı ifade edildi. Bu konuda Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın savunmalarındaki paradigmal felsefi kapsayıcılığın pratikte kimi dar yaklaşımlarla karşılığını yeterince bulamamasının öz eleştiri konusu olduğu ve hızla aşılması için gerekli çalışmaların yürütülmesi kararlaştırıldı. Bu konuda şunlar belirtildi:

“Kürt Özgürlük Hareketi tüm ezilenlerin Özgürlük Hareketi’dir. Bu açıdan Süryanilerin, Ermenilerin de hareketidir. Bizlere tarihin mirası olan Êzidiler zaten bu hareketin kopmaz parçasıdır. Önder Apo'nun Êzidilere ilgisi çok fazladır. Onların inançlarını özgür yaşaması konusunda titizdir. Biz Süryaniler, Ermeniler, Yahudiler ve Rumları da özgürlük mücadelesi yanında yer almaya çağırıyoruz. Kürdistan zaten Ermeni, Süryani, Arap, Türkmen ve birçok farklı etnik ve dinsel topluluğun yaşadığı ortak vatandır.

Kürdistan tüm toplulukların demokratik ulusunun ortak vatanıdır. Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşmesi temelinde herkesi kardeşçe bir arada yaşamaya, bunun için de demokrasi mücadelesi içinde yer almaya çağırıyoruz.”

6 günlük yoğun tartışma süreci ardından yeni yönetim adına Cemil Bayık’ın yaptığı kapanış konuşması ‘bijî serok Apo’, ‘bê serok jiyan nabe’ sloganlarıyla ayakta alkışlandı. Genel kurul konuşma ardından delegelerin halaylar çekmesiyle son buldu.