KCK: Ulusal birlik soykırım politikalarını boşa çıkarır
KCK: Ulusal birlik soykırım politikalarını boşa çıkarır
KCK: Ulusal birlik soykırım politikalarını boşa çıkarır
Halepçe Katliamı’nın 25. yıldönümüne ilişkin açıklama yayınlayan KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, “Gerek yurtiçinde gerekse de yurtdışında olsun, yurtsever Kürdistan halkının, bulunduğu tüm alanlarda Halepçe, Qamişlo, Roboskî ve Paris katliamlarını güçlü bir kınamanın vesilesi olarak Newroz’a en güçlü ve en toplumsal katılımı gerçekleştirerek özgürlüğü haykırması ve özgürlüğü önünde engel oluşturmaya çalışan faşist-şovenist zihniyete karşı iradesini ortaya koyması dönemin ruhuna yakışır bir tutum olacaktır” dedi.
Kürt Halkının tarih boyunca çok sayıda katliamla yüzyüze kaldığını belirten KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, “16 Mart 1988 günü faşist Saddam rejimi tarafından Halepçe’de kimyasal silahlarla büyük bir katliama maruz kalmıştır. Açıkça bir soykırım olan, bu büyük insanlık suçunu işleyen sömürgeciliği bir kez daha nefretle kınıyor ve Halepçe şehitlerini saygıyla anıyoruz. Anılarını tüm Kürdistan'ı özgürleştirerek yaşatacağımızın ve yeryüzünde yaşanan tüm soykırımlara karşı insanlık onurunu savunarak ve insanlık direnişini yükselterek cevap olacağımızın sözünü veriyoruz” denildi.
Halepçe’de gerçekleştirilen katliamın Saddam rejiminin Kürt Halk iradesini tanıma yerine onu Arap ulus-devletinin içinde yok etme politikasının bir sonucu olarak gerçekleştirildiğine de dikkat çekilen açıklamada şunlar belirtildi: ”Bu yok etme politikası sadece Saddam rejimi için değil, Kürdistan üzerinde hakim olmak isteyen diğer sömürgeci sistemler için de geçerlidir. Kürdistan üzerinde egemen olan diğer rejimler de farklı zaman ve yerlerde benzer uygulamalarda bulunmuşlar ve Kürt halkının varlığını tehdit etmişlerdir. Batılı kapitalist modernite güçleri ise, bölgedeki sömürgeci sistemlere verdikleri ekonomik ve siyasi destekle, Kürtler üzerinde oynanan bu soykırım oyunlarında taraf olmuşlardır. Bu nedenledir ki, bu katliamın yapıldığı dönemde Kürdistan üzerindeki soykırım politikasından dolayı Saddam rejimine dönük hem uluslararası güçlerden hem de sömürgeci devletlerden herhangi bir ses çıkarılmadığı gibi, aynı soykırım politikaları zamana yaydırılarak günümüze taşırılmaya çalışılmıştır.”
Bu soykırım politikalarına karşı Kürt halkının önündeki en büyük görevin birliğini kurmak olduğunu da vurgulayan KCK Yürütme Konseyi “Çünkü birliği, örgütlüğü ve savunması olan hiçbir halka katliam ve soykırım dayatılamaz; dayatılsa bile sonuç alamaz. Bu nedenle bölgemizin yeniden yapılandırılmakta olduğu bu süreçte, ülkemizin ve halkımızın özgür bir statüye kavuşması ve tarihine yaraşır bir konum elde etmesi için ulusal birlik ve mücadele sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir zorunluluktur.
Şüphesiz halkımız dayatılan ırkçı-soykırımcı zihniyete karşı bugüne kadar Newroz direniş geleneğine dayanarak varlığını sürdürebilmiştir. Ne var ki, tarihin bu önemli aşamasında Newroz direniş geleneğinin görevinin sadece varlığını sürdürme değil aynı zamanda özgürlüğünü sağlama olduğu da bilinmek durumundadır. Bu nedenle halkımızın, özgürlüğüne en yakın olduğu böylesi bir süreçte Newroz, Kürdistan halkı için ayrımcılığa karşı başkaldırı ve özgürlüğüne yürüme günü olmalıdır. Gerek yurtiçinde gerekse de yurtdışında olsun, yurtsever Kürdistan halkının, bulunduğu tüm alanlarda Halepçe, Qamişlo, Roboskî ve Paris katliamlarını güçlü bir kınamanın vesilesi olarak Newroz’a en güçlü ve en toplumsal katılımı gerçekleştirerek özgürlüğü haykırması ve özgürlüğü önünde engel oluşturmaya çalışan faşist-şovenist zihniyete karşı iradesini ortaya koyması dönemin ruhuna yakışır bir tutum olacaktır.
Kürdistan üzerindeki soykırım politikalarına son vermek, Kürt halkının varlığının kabulü temelinde Ortadoğu'da yeni bir demokratik sistemi inşa etmek amacıyla Önder Apo'nun geliştirdiği Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa Perspektifi temelinde tüm halkımızı, tüm parçalarda birleşmeye, soykırıma karşı mücadeleyi yükseltmeye ve özgür yaşamı inşa etmek üzere birlik, kardeşlik ve demokrasi mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz” denildi.