‘KCK ve sol davalar AKP-Cemaat birliğinin göstergesi’
Hukukçu Ercan Kanar, Ergenekon, Balyoz, Bülent Arınç’a suikast gibi davalar HSYK’ya gönderilmeye hazırlanırken, bu davalar arasında KCK davalarının olmaması dikkat çekti.
Hukukçu Ercan Kanar, Ergenekon, Balyoz, Bülent Arınç’a suikast gibi davalar HSYK’ya gönderilmeye hazırlanırken, bu davalar arasında KCK davalarının olmaması dikkat çekti.
Hukukçu Ercan Kanar, Ergenekon, Balyoz, Bülent Arınç’a suikast gibi davalar HSYK’ya gönderilmeye hazırlanırken, bu davalar arasında KCK davalarının olmaması dikkat çekti. Bu konuda ANF’ye konuşan hukukçu Ercan Kanar, “Ergenekon, Balyoz davalarıyla kıyaslandığında hukuka aykırılıklar KCK, Kürt ve sol davalarda 100 misli daha fazladır” diyerek, burada bir çifte standardın söz konusu olduğuna işaret etti. Bu açıdan Ergenekon, Balyoz davalarının savcı ve yargıçları hakkında soruşturma açılıp, KCK davalarına bakan savcı ve yargıçları görmezden gelmenin AKP ile Cemaat’in fikir birliğinin de bir göstergesi olduğunu belirten Kanar, HSYK’yi göreve çağırdı.
KCK adı altındaki operasyonlarda binlerce insanın AKP’nin emri ve emniyetin hazırladığı yalan iddianamelerle tutuklanıp yıllarca cezaevinde kalmalarının hiç bahsi geçmiyor. Hukuka aykırı ne kadar işlem yapıldıysa hem Cemaat hem de AKP tarafından birlikte yapıldığının altını çizen Kanar, bu açıdan hukuksuzlukları sadece bir kanada yüklemenin kamuoyunu kandırmaktan başka bir anlam taşımadığını söyledi. Kanar, burada Cemaat kadar AKP hükümetinin de sorumlu olduğunu hatırlattı. Bu hukuksuzluğun sadece Ergenekon, Balyoz davalarında değil, en çok da KCK davalarında uygulandığını vurgulayan Kanar, o davalarda savcılık veya yargıçlık yapan ama aslında savcılık ve yargıçlıkla ilgisi olmayan, idari bir birim faaliyeti yapan kişiler hakkında, araştırma yapılmamasının vicdanları tatmin etmeyeceğine işaret etti. Kanar, “KCK davaları da dahil 6529 sayılı Terörle Mücadele ve Ceza Muhakemesi kanununun gerekçesine uygun bir şekilde Özel Yetkili Mahkemelerde, DGM’lerde, TMK ile ilgili mahkemelerde yapılan tüm soruşturmaların HSYK ve bilimsel hukuk kurulu tarafından gözden geçirilmesi gerekir” dedi.
HUKUKA AYKIRILIKLAR EN ÇOK KCK, KÜRT VE SOL DAVALARDA YAPILDI!
KCK davalarında “Düşmanla Savaş Hukuku” uygulandığını belirten Kanar, bu uygulamaların temel felsefesinde, “Özgürlük Düşman Şey, Statükonun Güvenliği Her şey” anlayışının yattığını söyledi.
Kanar, “Zihin tarama yöntemiyle, meşru bütün etkinlikler bu tür soruşturmalarda suç masasına yatırılmıştır ve dürüst yargılama ilkeleri, gözaltına alındığı andan itibaren ihlal edilmiştir” diye konuştu. Bu anlamda Ergenekon, Balyoz davalarıyla kıyaslandığında bu hukuka aykırılıkların en çok da KCK, Kürt ve sol davalarda yapıldığını vurgulayan Kanar, “Ergenekon ve Balyoz davalarında da hukuka aykırılıklar söz konusudur, ama KCK, Kürt ve sol davalarda bu hukuka aykırılık en 100 mislidir” dedi.
Kanar bu durumu, Ergenekon ve Balyoz davalarında gizli tanıkların savcılar tarafından dinlenirken, KCK ve sol davalarında savcının gizli tanıkları dinleme gereği dahi duymadan, emniyetin düzenlediği gizli tanık tutanaklarını geçerli kabul ettiğine işaret ederek örneklendirdi. KCK davalarında gizli örgüt iddiasını kanıtlayacak hiçbir ciddi delilin bulunmadığını ifade eden Kanar, bu davaların tamamen siyasi proje davaları olduğunu belirtti.
YARGIÇ DEĞİL, SANKİ CEMAAT VE AKP’NİN TEMSİLCİSİ
Bu davalara giren Ali Alçık, Adnan Çimen, Bilal Bayraktar isimli yargıçlar başta olmak üzere bu yargıçların yaptıkları tüm işlemlerin soruşturulması ve incelenmesi gerektiğini altını çizen Kanar, “Bunlar hukuku ayaklar altına almışlar, birer terörle mücadele birimi veya komiseri olarak çalışmışlardır. Hatta bunlar Cemaat’in ve AKP’nin temsilcisi olarak görev yapmışlardır” diye konuştu. Ali Alçık ve Adnan Çimen hakkında dört kez HSYK’ye başvurduklarına, ancak HSYK’nin bu başvuruları reddettiğine dikkat çeken Kanar, bunun açık bir çifte standart olduğunu kaydetti. Bu açıdan Ergenekon, Balyoz davalarının savcı ve yargıçları hakkında soruşturma açılıp, KCK davalarına bakan savcı ve yargıçları görmezden gelinmesinin AKP ile Cemaat’in fikir birliğinin de bir göstergesi olduğunu vurgulayan Kanar, “Her ikisinin ortak özelliği Kürtlere ve sola karşı olmaktır. Bu durum Kürtler ve sosyalistler açısından hala ittifak halinde olduklarını gösteriyor” dedi.
Cemaat ve AKP çatışmasının hiçbir hukuki değeri olmadığını kaydeden Kanar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Esas olması gereken ayrım yapmadan, çifte standarda düşmeden, Özel Yetkili mahkemeler, DGM ve TMK ile ilgili mahkemelerde hem kovuşturma sırasındaki, hem de soruşturma aşamasındaki tüm haksızlıkları masaya yatırıp irdelemek ve Budapeşte Savcılık Meslek etik ilkeleri ile Bangalor Yargı etik kurallarına aykırı çalışanlar hakkında soruşturma açılıp hesap sorulmasıdır.”