KCK’den Mayıs ayı şehitleri açıklaması

KCK’den Mayıs ayı şehitleri açıklaması

KCK Yürütme Konseyi bir açıklama yaparak Türkiye ve Kürdistan devrim mücadelesinde hayatını kaybeden öncü isimleri andı.

Mayıs ayında Haki Karer, Halil Çavgun, Dörtler, Mehmet Karasungur ve Ýbrahim Bilgin; Türkiye devrimci hareketinde de Denizler ve Ýbrahim Kaypakkaya’nın hayatını hayatını kaybettiðinin belirtildiði açıklamada “Kürdistan ve Türkiye devrimci hareketinin önder kadrolarının şahsında tüm Mayıs şehitlerini ve Kürdistan devrim şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, anılarına özgürlük mücadelesini zaferle taçlandırıncaya kadar sürdürme kararlılıðını bir kez daha belirtiyoruz” denildi.

KCK açıklamasında şunlar ifade edildi:

PKK bir şehitler partisidir. PKK gerçeðini anlamak şehitler gerçeðini anlamakla mümkündür. Kürdistan’da uygulanan sömürgecilik, bireyi kendi tarihine, kültürüne, diline ve ülkesine yabancılaştırmayı esas alan bir sömürgeciliktir. Fiziki olarak gerçekleştirilen katliam ve soykırımın yanı sıra esas olarak beyinsel sömürgeciliði gerçekleştirmek amacıyla bir beyaz soykırım politikasını uygulamıştır. Bununla Kürdistanlı bireyde Kürt ve Kürdistan’a ait ne varsa onu adeta ortadan kaldıran, silen, anlam, zihniyet, ahlak ve estetik yitimini gerçekleştirmeyi hedeflemiştir. Adı yasaklanan, belleklerden silinmeye çalışılan bir ülke ve varlıðı-yokluðu belli dahi olmayan bir halkın özgürlüðü için mücadeleye karar vermek ve bu mücadelede şahadeti göze almak ve gerçekleştirmek kolay olmamıştır. Dolayısıyla Haki Karer ve Halil Çavgun’dan başlayan şahadet zinciri Kürdistan’da birey ve toplumu özüyle buluşturmanın en güçlü zemini olmuştur.

Herkesin soykırımcı asimilasyonun etkisi altında bir ulusal yabancılaşmayı yaşadıðı bir dönemde böyle bir ülke ve halk için şahadeti göze almak, sıradan, herkesin göze alabileceði ve gerçekleştirebileceði bir durum deðildir. Bu nedenle Hakilerin, Halillerin, Dörtlerin ve Karasungurların şahadeti Kürdistan’da yok edilmek istenen ve yok sayılan bir ulusun yeniden tarih sahnesine çıkışının ve bugün özgürlüðe en yakın bir yerde bulunmasının güçlü zeminini yaratmıştır. Toplumun önemli bir kesiminin adeta kaçtıðı Kürtlük ve Kürdistan’a ölümüne koşmak ve bunun için yaşamını ortaya koymak, bu ulusal ve toplumsal davanın “uðruna ölünecek kadar” kutsal olduðunu ortaya koymuşlardır. Böylelikle özgürlüðe giden yolu hem açmışlar hem de bu yolda nasıl bir kavrayış ve duruş içerisinde olmanın militan ölçülerini de ortaya koymuşlardır.

PKK HAKÝ KARER ANISINA ÖRGÜTLENDÝRÝLDÝ

Antep’te ajan-provokatör bir yapılanma tarafından 1977 18 Mayısı’nda Haki yoldaşın katledilmesi henüz emekleme dönemini yaşayan Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’nin ne kadar zor olduðunu ortaya koymuştur. Haki Karer yoldaşın şahadeti aynı zamanda Kürdistan Özgürlük Hareketi’nde anıya baðlılıðın, yoldaşlıðın nasıl olması gerektiðini de ortaya koymuştur. Önder Apo, Haki Karer yoldaşın şahadetine baðlılıðın gereði olarak PKK’nin örgütlendirilmesini tasarlamış ve bunu gerçekleştirmiştir. Halil Çavgun yoldaşın feodal çeteler tarafından 1978 18 Mayısı’nda katledilmesine verilen yanıt ise Kürdistan’da işbirlikçi-hain-feodal çetelere karşı direnişin boyutlandırılması olmuştur.

DÖRTLER BÝRLÝK RUHUYLA KENETLENDÝ

1982 18 Mayısı’nda Amed Zindanı’nda sömürgeci-faşist cunta esaret altına alınan PKK militanları şahsında Kürdistan halkının son özgürlük umudunu da kırarak Kürt halkını Türk ulus-devleti içerisinde tümüyle eritmeyi önüne koymuştu. Bunun için Amed Zindanı’nda insan yaşamının kendisi dahi bir işkenceye dönüştürülmüştü. Ferhat Kurtay, Eşref Aynık, Necmi Öner ve Mahmut Zengin yoldaşlar sömürgeci-faşist rejimin bu hesaplarını bozmak ve Kürdistan halkının özgürlük umutlarını diri tutmak ve bunu kalıcılaştırmak için en amansız koşullarda dahi tam bir birlik ruhuyla kenetlenerek bedenlerini ateşe vermişlerdir. Bu eylemleriyle hem 12 Eylül askeri-faşist uygulamalarına karşı bir direniş tutumu sergilemişler hem de PKK militanlarının asla ve asla teslim alınıp yenilgiye uðratılamayacaklarını, gerektiðinde kendi bedenlerini ateşe vereceklerini göstermişlerdir.

KARASUNGUR VE BÝLGÝN ULUSAL BÝRLÝÐÝN SEMBOLÜ

Mehmet Karasungur ve Ýbrahim Bilgin yoldaşların şahadeti ise ulusal parçalanmaya ve Kürt partilerinin kendi aralarındaki savaş ve çatışmaya karşı ulusal birliði saðlamanın sembolü olmuştur. Sömürgeci güçlerin Kürt ulusunu parçalama, bölme ve çatıştırma siyasetine karşı ulusal birliðin saðlanması uðruna her türlü fedakarlıðı göze almak suretiyle bugün üzerinde yoðunca tartışılan ulusal birlik kongresinin de harcını kanlarıyla yoðurmuşlardır.

Türkiye devrimci hareketinin önderleri Ýbrahimler ve Denizlerin katledilmesi Türkiye’de özgürlük ve demokrasi mücadelesinin ne kadar zorlu, çetin ve aðır bedeller gerektirdiðini ortaya koyduðu kadar halklar arasında gerçek anlamda eşitlik ve kardeşliðin nasıl olması gerektiðini de ortaya koymuşlardır.

Ayrıca Mayıs ayı başta ’97 Hewlêr Katliamı şehitleri olmak üzere yüzlerce Kürdistan özgürlük gerillasının şahadete ulaştıðı bir aydır. Bugün de Mayıs ayında Serhat’ta, Botan’da ve Garzan’da Kürdistan özgürlük gerillaları sömürgeci işgalci Türk ordusunun ABD’den ve diðer Batılı ülkelerden aldıkları ileri teknoloji ürünü silahlarına raðmen kahramanca mücadele etmiş, direnmiş ve şahadete ulaşmışlardır.

AKP-GÜLEN FAŞÝZMÝ YENÝLÝP DAÐILACAK

Sömürgeci AKP devleti Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ni tasfiye ederek Kürt ulusunu Türk ulus-devleti içerisinde eriterek yok etme planını hayata geçirmek, 2023 yılında da bunun zaferini ilan etmek istemektedir. Bunun için Önder Apo üzerinde işkenceye dönüşen tecrit politikasını, legal siyasi alana dönük siyasi soykırım operasyonlarını, gerillaya dönük imha operasyonlarını, uluslararası alanda da Kürdistan Özgürlük Hareketi’ni tecrit etme politikasını en geniş devlet olanaklarıyla devreye koymaktadır. Güncel olarak da anayasa tartışmaları çerçevesinde Kürdistan halkının umutlarını özgürlük mücadelesinden kopartarak anayasa yapım gündemi etrafında odaklaştırmaya ve bu temelde sahte bir beklenti yaratmaya çalışmaktadır. Ancak tüm bunlar sadece Kürdistan halkını daha fazla Önder Apo, Kürdistan Özgürlük Hareketi ve şehitler gerçeðine baðlanma temelinde ulusal birlik ve örgütlülük daha fazla gelişmektedir. “AKP-Gülen Yeşil Faşizmi”nin Kürdistan halkının direnişi karşısında yenilmekten ve daðılmaktan başka seçenekleri kalmamıştır.

Sömürgeci Türk devletinin politikalarıyla yok oluşun eşiðine getirilen Kürdistan halkı bugün bu topraklarda hiçbir tartışmaya yer vermeyecek kadar varlıðını kesinleştirmiş ve özgürlüðe doðru yürüyor ise bunun temelinde şehitler gerçeði vardır. Kürt ve Kürdistan adına söylenen her söz, her örgütlülük, her kurumlaşma, her bilinç ve sergilenen her davranışın temelinde şehitlerin kanı vardır.

Kürdistan halkı bugün daha çok şehitler gerçeðine baðlanmakta ve onları ölümsüzleştirmek için büyük bir direniş sergilemektedirler. Doðan her bir çocuðun bir şehidin adını almak suretiyle on binlerce Agit, Mazlum, Kemal, Hayri, Zilan, Beritan, Berivan ortaya çıkmıştır. Bu, aynı zamanda şehitler gerçeðinin bir yenilmezlik ve zafer gerçeði olduðunu da ortaya koymaktadır.

2012 yılını bir zafer yılı haline getirmek temelinde bir kez daha şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, halkımızın bu zaferin hazırlayıcıları ve gerçeði olarak şehitlerimize sahip çıkmaya ve şehitlikleri kitlesel bir biçimde ziyaret etmeye çaðırıyoruz.”