KESK Eşbaşkanı Lami Özgen, DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Baki Düzgün, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecride karşı Amed'de bugün başlayan açlık grevine ilişkin ANF'ye değerlendirmede bulundu.

ÖZGEN: HÜKÜMETİN TUTUMU İÇ SAVAŞA İŞARETTİR!

KESK Eşbaşkanı Lami Özgen, savaşa karşı barış taleplerinin ısrarla ifade edildiği bugünlerde, Kürt sorunu konusunda çözüm ve görüşme sürecinin temel mimarı olan Öcalan’a uygulanan ambargonun kaldırması gerektiğini vurguladı. Darbe girişimi akşamının İmralı’da çatışma yaşandığının açıklandığı bir ortamda, Öcalan’ın aile ve avukatlarıyla görüştürülmemesinin kabul edilmez olduğunu ifade eden Özgen, “Hükümet 1.5 aydır hakikaten keyfi ve tehlikeli bir tutum izliyor. Kürt halkının, ailenin ve avukatların tüm taleplerine rağmen Sayın Öcalan’ın durumuna ilişkin adım atmamakta diretiyor. Çok kaygılıyız" dedi.

Hükümete derhal bu tehlikeli tutumdan vazgeçme çağrısını yapan Özgen, “Milyonlarca insanın 'irademdir' diye imza verdiği bir lidere yönelik böylesi bir tutum bu ülkede uzun yıllar sürecek bir iç savaş ve çatışmaya işarettir" diye ekledi. Hükümetin çözüm için bir an önce avukatların, ailenin ve HDP milletvekillerinin görüşme taleplerini karşılaması gerektiğini kaydeden Özgen, bu talebe duyarsız kalan AKP hükümetinin Kürt halkının kendi kurumlarıyla beraber geliştireceği eylem ve etkinlikler karşısında duramayacağını da belirtti. Hükümetin eliyle bir provokasyon geliştirildiğine dikkati çeken KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, şunları kaydetti:

'SAYIN ÖCALAN'IN ÖNÜ AÇILMALI'

"Hükümet bu tutumdan derhal vazgeçmeli. Sayın Öcalan çözüm konusunda kilit bir yere sahiptir. Adadaki tüm görüşmeler de onunla yapılmıştır ve Kürt ile Türk toplumu üzerine ciddi bir etkisi olduğu defalarca görülmüştür. Sayın Öcalan bu savaş ve çatışmanın durdurulması ve engellenmesine yönelik ciddi bir misyona sahiptir, o nedenle AKP hükümeti görüşmelerin önünü vakit kaybetmeden açmalıdır. Bu ülkenin buna ihtiyacı var. Bu toplumu rahatlatmak hükümetin görevidir; bu görevi ve sorumluluğu bir an önce hayata geçirmelidir."

DÜZGÜN: ÖCALAN ŞAHSINDA KÜRT HALKINA HAKARET EDİLİYOR

ABF Genel Başkanı Baki Düzgün, AKP hükümetinin 12 Eylül’ü aratacak uygulamalara imza attığını kaydetti. 15 Temmuz akşamı İmralı’da çatışma yaşandığının açıklanmasına rağmen Öcalan’a hala tecrit uygulanmasına tepki gösteren ABF Genel Başkanı Baki Düzgün, şu değerlendirmeyi yaptı: "Kürt halkının önderinin sağlık durumunun nasıl olduğunu kimse bilmiyor. Bu açıkça Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkına yapılan büyük bir hakarettir. Bu durumu hiçbir Kürt kabul etmez ve etmemelidir de. Düşüncesini doğru bulursunuz, bulmazsınız, bu başka bir tartışma konusu ama burada bir halkın önder olarak kabul ettiği birine tecrit içinde tecrit yaşatılması ve aile ile avukat görüşmelerin engellenmesi bu ülkenin ayıbıdır.

'ÇATIŞMALARI ÖCALAN DURDURABİLİR'

6-7 Ekim Kobanê olaylarının sonlanması koşullarını hatırlayalım. Bu çatışma ortamını ancak Öcalan durdurabilir. KCK çözüme dönük deklarasyon açıklamışken, neden hâlâ savaş ve baskılarda ısrar ediliyor? 

Bu ülkenin normalleştirilmesi, 7 Haziran öncesine geri dönülmesi lazım. Madem ki kardeşlik deniliyor, o zaman eşitlik gerekiyor. Siz her gün bizi 'büyük ağabey' olarak döveceksiniz ve bunun adına kardeşlik diyeceksiniz! Biz böyle bir kardeşliği kabul etmiyoruz. Bizim anlayışımızda kardeşlik eşit yurttaşlık demek ve bu haklarımızı alana kadar mücadele edeceğiz."

BEKO: ÇÖZÜM MASASI KURULMALI

"Bu toprakların daha fazla çatışmaya, daha fazla savaşa tahammülü yok” diyen DİSK Genel Başkanı Beko ise, “Bu topraklar yeterince kan ve gözyaşına doydu. Biz DİSK olarak analar ağlamasın, çocuklar ölmesin, barış ve kardeşlik olsun istiyoruz” diye ekledi.

Bu topraklarda acilen çözülmesi gereken en önemli sorunun Kürt sorunu olduğuna dikkati çeken Beko, bu çözüm yerinin Meclis olduğunu söyledi. 4 siyasi partinin acilen bir araya gelip barış, demokrasi, adalet, özgürlük için çözüm üretmesi gerektiğini ifade eden Beko, "TBMM’de 4 parti arasında yapılacak görüşmelerin mutlaka HDP bünyesinde olması gerekiyor ve tecrit olsun, çözüm olsun her şey tartışılmalı. Biz gerçekten barış, özgürlük, demokrasi, kardeşlik çerçevesinde Kürt sorununun çözülmesini istiyorsak bunu başarabilmeliyiz” dedi. Üç yıl önce barış görüşmeleri yapılırken tek bir cenazelerin gelmediğini hatırlatan Beko, "Barış görüşmeleri yapıldığı o günlerde Kürtler ve Türkler barış içinde yaşıyorlardı. Çatışmalar, savaş yoktu. Eğer bu ülkede barış, kardeşlik olacaksa, bu topraklarda artık kan akmayacaksa, kim ki bu barışı sağlayacaksa bu çözüm masa etrafında olmasından yanayım. Yeter ki kardeş kanı akmasın, analar ağlamasın."

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, son olarak şu mesajları verdi: "Barışa bir şans tanımamız lazım. Sözde değil özde bir barış ve kardeşlik istiyorsak Meclis'te siyasi partilerin ve emek ve demokrasi güçlerinin biraz daha fazla gereğini yapması gerekiyor."