KESK İstanbul Şubeler Platformu, AKP’nin Kürdistan’da uyguladığı devlet terörünü Galatasaray Meydanı’nda protesto etti. Polislerin adeta OHAL ilan ettiği meydanda, kamu emekçiler, çatışmalı sürecin derhal sona erdirilmesini istedi.
ANF
İSTANBUL
Pazartesi, 14 Aralık 2015, 19:18
KESK İstanbul Şubeler Platformu, AKP’nin Kürdistan’da uyguladığı devlet terörünü Galatasaray Meydanı’nda protesto etti. Polislerin adeta OHAL ilan ettiği meydanda, kamu emekçiler, çatışmalı sürecin derhal sona erdirilmesini istedi.
AKP hükümetinin Kürdistan’da devreye soktuğu soykırım politikasını protesto etmek için Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen KESK Şubeler Platformu, halkın günlük yaşamını altüst eden şiddetin son bulmasını istedi. Polisin TOMA ve çevik kuvvet ekipleriyle ablukaya aldığı Galatasaray Meydanı’nda, “Çatışma, ölüm değil, yaşam ve barışı savunuyoruz” pankartının açan kamu emekçileri hep bir ağızdan, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi”, “Savaş değil barış istiyoruz”, “Diren İstanbul Kürdistan’a seslen” sloganları attı. KESK Şubeler Platformu adına açıklamayı KESK Şubeler Platformu dönem sözcüsü Hüseyin Özen okudu. Kürdistan’da ısrarla ve inatla sürdürülen çatışma ve operasyonlar nedeniyle Kürt halkının can güvenliği kalmadığını altını çizen Özen, çözüm odaklı adımlar atılması yönündeki tüm taleplere rağmen, bugüne kadar hiçbir somut adım atılmadığı gibi 13 Aralık’ta Şırnak’ın Cizre ile Silopi İlçelerinin Milli Eğitim Müdürlüklerinin görevli öğretmenlerin üç gün boyunca “Hizmet içi eğitime” alınacaklarını ifade ederek adeta, “İlçeyi terk edin” mesajının verildiğini hatırlattı. Özen, benzer bir duyurunun Sağlık emekçilerine de yapıldığını belirti.
Aylardır yaşanan çatışmalar, baskılar ve ölümlerin kamu emekçileri ve bölge halkı üzerinde büyük bir psikolojik baskı ve travma yarattığını vurgulayan Özen, “MEB, öğretmenleri öğrencilerinden ayırarak, öğrencilerin büyük bir psikolojik yıkım yaşamasına zemin hazırlamaktadır. Daha önce de bölgede görev yapan asker ve polis eşleri ‘Geçici görev’ uygulaması ile ilçe dışına çıkartılmış, ardından yoğun askeri yığınak yapılmaya başlanmıştır” dedi. 1990’lı yılları bile gölgede bırakan yoğun baskı ve şiddet ortamında, kamu hizmetlerinin kesintiye uğratılmasının kabul edilemez olduğunu kaydeden Özen, “Bizler kamu emekçileri olarak temel insan ve yaşam hakkını hedef alan her türlü savaş ve şiddet politikasının karşısında inadına barış demeyi sürdüreceğiz. Kamu emekçiler olarak yaşanan çatışmalı sürecin bir an önce sona ermesini ve halkın günlük yaşamını alt üst eden tüm şiddet eylemlerine derhal son verilmesini istiyoruz” dedi.