Kilercioğlu ve Eroğlu meşalelerle anıldı

Kilercioğlu ve Eroğlu meşalelerle anıldı

Kaldıraç, AKA-DER ve Özgür Lise üyeleri, 16 yıl önce 13 Aralık 1997 tarihinde Ankara Terör İle Mücadele Şubesinde işkenceyle katledilen Bekir Kilerci ile 24 Aralık 1997’de polisin muhbirlik teklifini kabul etmediği için Ege Üniversitesi tuvaletlerinde asılarak katledilen üniversite öğrencileri Ali Serkan Eroğlu’yu Galatasaray meydanında andı.

TOMA, çevik kuvvet ekipleri ve sivil polislerin ablukaya aldığı meydanda yoldaşlarını meşalelerle anan Kaldıraç, AKA-DER ve Özgür Lise üyeleri, Kilerci ile Eroğlu’na verdikleri devrim sözünü tutacaklarını vurgulayarak, “ Bu daha başlangıç” diye haykırdılar.

Galatasaray Meydanına 16 yıl önce polis tarafından katledilen Bekir Kilerci ile Ali Serkan Eroğlu’nun üzerinde “Şimdi ve daima” yazılı fotoğraflarını koyan Kaldıraç-AKA-DER ve Özgür Lise üyeleri, “Komutan Bekir’e Ali Serkan’a sözümüz devrim olacak bu maya tutacak” pankartını açtı. Şiirlerin okuduğu ve “ Kahrolsun tekelci polis devleti”, “ Kahramanlar ölmez mutlak mutlak hesap sorulacak” sloganlarının atıldığı anmada açıklamayı Gamze Can okudu.

16 YIL ÖNCE OCAĞIMIZA DÜŞEN ATEŞ HİÇ SÖNMEDİ

“Bundan tam 16 yıl önce, 13 Aralık 1997 tarihinde bir ateş düştü ocağımıza, bir daha sönmedi” diyen Can, Bekir Kilerci’nin Ankara Terörle Mücadele Şubesinde işkence ile katledildiğini belirti. Aynı yıl 11 gün sonra 24 Aralık 1997 tarihinde bir çığlının yüreklerini düştüğünü ve bir daha çıkmadığını ifade eden Can, Ali Serkan Eroğlu’nun ise polisin muhbirlik teklifini kabul etmediği için Ege Üniversitesi tuvaletlerinde asılarak katledildiğini aktardı.

Kilerci ve Eroğlu’na atfen , “Bundan 16 yıl önceydi, daha yeni çıkmıştık yola, daha yazılacak çok şiirimiz vardı, yapılacak çok işimiz vardı” diyen Can, “ Her yerde bağıra bağıra kendimizi ilan ediyorduk daha. Köklerimiz Paris Komünü’ne, Ekim 1917’e, Küba’ya, Anadolu devrimine, kendimizi yakarak dünya devrimine yürüyüşümüzü ilan ediyorduk” diye konuştu.

KORKUYORLAR …

Kalbi özgürlük aşkıyla çarpan Kilerci ve Eroğlu’nun devamcıları olacaklarını ve onlara söz verdikleri devrimi sadık kalacaklarını vurgulayan Can, sisteme atfen,“ Korkuyorlar, yeşil dolarlara dayalı egemenliklerini, emek sömürüsüne, insanın teslim alınmasına, hakların imha ve inkarına dayalı bu esaret düzenini kaybetmekten korkuyorlar. Bu kirli, bu çürümüş dünyalarını savunmak için oluşturdukları tüm aletler, gaz bombaları, hapishaneler, silahlar, TOMA’lar, işkence haneler insanın idealleri ve direnci karşısında eriyor. Korkuyorlar; OSTİM’de işçi Ethem’den, Eskişehir’de öğrenci Ali İsmail’den, Armutlu’da-Gülsuyu’nda halkı için dövüşen Hasan Ferit’ten, Mehmet’ten, Lice’de özgürlük için ölüme yürüyen Medeni’den, Antakya’da emperyalist savaşa hayır diyen Abdocan’dan, Ahmet’ten korkuyorlar” dedi.

BU DAHA BAŞLANGIÇ!

“ Ve biz diyoruz ki bu daha başlangıç” diyen Can, sözlerini şöyle sürdürdü, “ Daha onlara patlayan kazan başında haşlanan cesedini göstereceğiz kardeşimizin, annemizin kırdıkları bacağını hatırlatacağız onlara, öldürülen kız kardeşimizin bedenini koyacağız önlerine, Gever’de katlettikleri Veysel’i, Mehmet’i, Kemal’i göstereceğiz… Uğur, Ceylan ve Behzat var daha ve daha nice ufacık cansız beden…Göçük altında gömdükleri madencilerin sesleri var, tersanede, inşaatta, kot taşlamada bedenleri yitip gidenlerin sonsuz bir çığlık olup yitmeyen sesleri var sırada…Bu çürümüş sistemi ortadan kaldırıp, egemenlerin, onların korkularını gerçeğe çevireceğiz.”