Kılıçdaroğlu'nun kafası çok karışık çok...
Kılıçdaroğlu'nun kafası çok karışık çok...
Kılıçdaroğlu'nun kafası çok karışık çok...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, çözüm sürecine neden destek vermediklerini açıklarken, çözüm sürecinin anayasal süreçle paralel yürütülmesi ve sorunun tartışmasız muhatabı olan Öcalan ve PKK ile bu sürecin yürütülmesine karşı çıktı. Kılıçdaroğlu, çözüm ve anayasa, çözüm ve PKK arasındaki bağı kuramayacak kadar karışık duruş ortaya koydu.
İstanbul'da gazetelerin yayın yönetmenleriyle kahvaltıda bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çözüm sürecine neden desteklemediklerine bir kaç neden gösterdi.
''Birinci nedenimiz; Bilmediğimiz bir sürece nasıl dahil olacağız. Bilmediğimiz bir maceraya ortak olmak bizim sorumluluk anlayışımıza uymaz" diyerek "anlaşılabilir" bir gerekçe ortaya koyan Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında çözüm ve çözümsüzlük arasında gidip gelen anlaşılması güç ifadeler kullandı.
Kılıçdaroğlu, "CHP Kürt meselesinin kalıcı çözümü için atılacak sağlıklı adımların hepsinin destekçisidir.Ama, bu çözüm sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi gerekmektedir" dedi.
ÇÖZÜM VE ÇÖZÜMSÜZLÜK
Ancak kaygılarının olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, " Meclis'in çatısı altındaki siyasi partilerle görüşmek yerine Öcalan’ı muhatap almayı tercih etmiştir" diye belirtti. "Kalıcı çözüm için atılacak tüm adımların destekçisi olacaklarını" söyleyerek çözüme yaklaşan Kılıçdaroğlu, PKK’ye geri dönülmez biçimde meşruiyet kazandırılmasından" duyduğu rahatsızlığı dile getirerek, yine çözümden uzaklaşıyor.
Kılıdaroğlu garip bir ifade daha kullanıyor: "(AKP) Öcalan’ı da Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi muhatabı haline getirmiştir ve yabancı devletlerin PKK’yı terör örgütü olarak nitelendirme gerekçesini ortadan kaldırmıştır." Bu ifadeden anlaşıldığı üzere, çözümün önündeki bu temel neden, yani temeli olmayan "terörizm" suçlamasının ortadan kaldırılması Kılıçdaroğlu'nu rahatsız ediyor.
Daha da ilginç ve anlaşılması güç olanı "Çözüm süreciyle yeni anayasa çalışmaları beraber yürümektedir" şeklindeki tepki olarak dikkat çekiyor. Çözüm anayasal çerçevede olmayacaksa, diğer tüm alternatiflerin neler oldukları zaten kamuoyu tarafından biliniyor.
Kılıçdaroğlu'nun daha sonra kullandığı ifadeler ise ne gariptir ki çözümün anayasal ve yasal düzenlemelerle olacağına işaret ediyor. Örneğin Kılıçdaroğlu, yüzde 10 seçim barajının kaldırılması, 12 Eylül kanunlarının değiştirilmesi, siyasi partiler kanununun değişitilmesi, toplantı gösteri ve örgütlenme hakkı önündeki kısıtlamaların kaldırılması, basın özgürlüğünün güvenceye alınması, tutuklu vekillerin serbest bırakılması, özel yetkili mahkemelerin verdiği kararlara yeniden yargılama yolunun açılması, gizli tanık uygulaması ve yasadışı dinlemelerin sona erdirilmesi, Roboski katliamı ile "işkence yapılmışsa" hesap verilmesini istiyor. Tüm bu talepler, bir yönüyle Kürt tarafının, yani Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, PKK ve BDP'nin talepleri ile uyuşuyor.