Genel Kurmay Başkanlığı Temmuz ayı sonundan bu yana Suriye sınırındaki gelişmelere ilişkin yaptığı üç açıklamada binlerce kişilik kaçakçı gruplara müdahale edildiğini bildiriyor. Bugün gelen açıklamada yaklaşık bin kişilik bir kaçakçı gruba müdahaleden bahsediliyor. 

Türkiye-Suriye sınır hattındaki gelişmelere ilişkin Temmuz ayı sonundan bu yana Genelkurmay Başkanlığı’ndan ilginç açıklamalar geliyor. 

Bugün yapılan açıklamaya göre “2'inci Hudut Alay Komutanlığı Oğulpınar Hudut Karakolu sorumluluk sahasında görevli personel, hutut bölgesinde 300 metrelik bir hat boyunca yaklaşık 1000 kişilik kaçakçı grubu” tespit etti. Aynı açıklamada şu ifadeler yer alıyor: “Güvenlik güçleri, Türkçe ve Arapça uyarıda bulundukları kaçakçılara, hududa yaklaşmaları üzerine müdahalede bulundu. Müdahale sırasında Kuşaklı köyünden pompalı tüfekle 15-20 el ateş edildi. Güvenlik güçlerinin ateşle karşılık vermesi üzerine kaçakçılar bölgeden uzaklaştı. Olay sonrası yapılan arazi taramasında 35 mazot bidonu bulundu.”

6 Ağustos tarihli bir önceki açıklamada, Türkiye-Suriye sınırında 2'nci Hudut Alay Komutanlığı Oğulpınar Hudut Karakolu sorumluluk sahasında 2500-3000 kişilik kaçakçı grubun tespit edildiği belirtilmişti. 

30 Temmuz’da ise Türkiye-Suriye hududunda kaçakçılık yapmak isteyen 1500-2000 kişilik kaçakçı bir grubun tespit edildiği, ikazlara uymadıkları gerekçesiyle havaya uyarı ateşi açarak ve göz yaşartıcı gaz ile müdahale edildiği belirtilmişti. 

13 Temmuz günü Suriye sınırından Türkiye’ye geçmek isteyen 200 kadar “kaçakçı”nın güvenlik güçlerince fark edildiği ve bunlardan birinin öldürüldüğü açıklanmıştı. 

Adına “kaçakçı” denilen bu grupların, “yasadışı” ve “gizli” olan bir faaliyeti neden binlerce kişilik kafileler halinde sınır hattında açık bir şekilde gerçekleştirdiğine herhangi bir açıklama getirilmiyor. Sayıları bin ile 3 bin arasında gösterilen ve “ikaz” dinlemeyen bu grupların neyin “kaçakçılığını” yaptığı ve neden bu kadar rahat hareket ettikleri de ifade edilmiyor.

Suriye’de çok sayıda çeteci grubun yağmacılık faaliyetleri yaparak, çaldıkları ve gasp ettikleri malları Türkiye’ye getirerek sattıkları tanıkların ifadeleri ve görüntülerle sabit. Başta Türkiye olmak üzere birçok bölgesel ve uluslararası gücün desteklediği çeteci gruplar, sadece yağma değil, kendilerine sunulan silah ve olanaklarla savaş ve insanlık suçları da işlemekten çekinmiyorlar. 

“Kaçakçı” olarak ifade edilen silahlı gruplara ilişkin açıklama yapan Türk makamları, aynı sınır hattında kendileriyle komşu olan El Kaide bağlantılı gruplardan bahsetmekten özenle kaçınıyor. 

Türkiye El Kaide ve Özgür Suriye Ordusu’na bağlı grupların temel geçiş güzergahı durumunda.  İçerden arka üs olarak kullanılan bu sınırlar, yurtdışından getirilen savaşçıların da bir süre barındıktan sonra Suriye’ye geçirildiği temel bir kapı görevi görüyor. Bu grupların yine Türkiye üzerinden askeri ve mali destek aldığı da birçok kez farklı kaynaklar tarafından belgeleriyle birlikte ortaya konuldu.