'Kimse Öcalan'dan boş havuzda yüzmesini beklemesin'
'Kimse Öcalan'dan boş havuzda yüzmesini beklemesin'
'Kimse Öcalan'dan boş havuzda yüzmesini beklemesin'
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın müzakere yürütübilmesi için koşullarının düzeltilmesi gerektiğini belirten BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "kimse Öcalan'dan boş bir havuzda yüzmesini beklemesin" dedi. Demirtaş Öcalan'ın Newroz'da açıkladığı deklarasyonun da devletle ortak mutabakat sonucunda hazırlandığını söyledi.
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (DİTAM) çözüm süreciyle ilgili düzenlediği “aktif diyalog toplantıları”nın ilki Gren Park Otel'de düzenledi.
"Tigris toplantıları ve çözüm süreci" adı altında gerçekleşen toplantıya BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Akademisyen Mithat Sincar, çok sayıda gazeteci, STÖ, siyasi parti ve kurum temsilcileri katıldı. Çözüm sürecinin tarafları ile görüşmek amacıyla yapılan toplantının ikincisi ise Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile gerçekleştirileceği belirtildi.
Toplantının ilk konuşmasını yapan DİTAM Başkanı Mehmet Kaya, sürecin geldiği noktayı sürecin tarafları ile görüşmek için bu toplantıları düzenlediklerini ifade etti. Kaya, "Sayın Öcalan ve Erdoğan'ın başlatmış olduğu bu süreci önemli görüyoruz. Bu sürecin ilerlemesi üzerimize düşen ne varsa yapacağız. Bu süreci ya hep birlikte çözeceğiz ya da hep birlikte vebalini çekeceğiz. Bu sürecin sorumluluğu hepimizindir" dedi.
Kaya'nın ardından konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise, "Kürt var mıdır? Yok mudur?" tartışmasından bugün Ortadoğu ve dünyada Kürtlerin siyasi iradesiyle nasıl yer alacağı tartışmalarına gelindiğine işaret etti.
Geçen yıl ekim ayında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’la görüşmelerle başlayan çözüm süreci hakkında bilgi verdi.
GÜN GELECEK KAYITLARI HERKES GÖRECEK
"Bugün siyasi heyetlerimiz İmralı'ya gidip gelmektedir. Bizim haricimizde devletin yetkilileri de sürekli adaya gidip gelmektedir. Heyetlerin Sayın Öcalan'la yaptığı görüşmeler resmi olarak kayıt altına alınmasa da tutanaklar ile kayıt altına alınmaktadır. Gün gelecek bu kayıtlar herkes tarafından görülecektir" dedi.
Yapılan görüşmelerin önemli olduğunu belirten Demirtaş, "Önemli olan burada konuşmaların yapılmasıdır. Sorunun muhatapları ile konuşulması önemlidir. Bir işe başlamak o işi bitirmek anlamına gelmektedir. Biz bu temelde gördük bu görüşmeleri. Aklı olan herkes bu görüşmelere destek olmalıdır. Bunun alternatifini düşünmek savaştır. 'Biz konuşmaya karşıyız' diyen herkesin savaştan başka bir alternatif bulma zorunluluğu var. Bu masanın ortadan kalkmasının sonuçlarını Oslo'da gördük" diye kaydetti. Siyasetin umut ve beklentiler üzerine yapılamayacağını dile getiren Demirtaş, "Bugün Ortadoğu bir ateş kazanıdır. Masanın ortadan kalkması, diyalogun ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Biz bu diyalogun ortadan kalkmaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız" diye konuştu.
NEWROZ DEKLARASYONU ORTAK MUTABAKATLA OLUŞTU
Demirtaş, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Amed Newrozu’nda açıkladığı "Demokratik kurtuluş ve özgür yaşam" manifestosunun devlet ile yapılan bir mutabakat sonucunda ortaya çıktığını söyledi.
“Ortak bir mutabakat sonucunda kaleme alındığını hem Kürt halkı bilmeli hem Türk halkı bilmelidir” dedi.
İmralı’da katıldığı son toplantıda Öcalan’ın süreçle ilgili “kimsenin kaybettiği bir süreçte değiliz, bu önemli” ifadesini aktaran Demirtaş, “eldiğimiz noktayı kimse zarar olarak görmesin. En basitinden bir müzakere aşamasına geldik" dedi.
Süreçle ilgili Hükümete destek sunduklarını ancak Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın sürecin aktörü olarak sadece kendisini gördüğünü söyleyen Demirtaş devamla şöyle konuştu:
KİMSE BOŞ BİR HAVUZDA YÜZMESİNİ BEKLEMESİN
"Bugün Başbakan anaların ağlamadığını söylüyor. Ama Başbakan süreci beraber başlattığı Öcalan'ın katkılarını dile getirmiyor. Bu mesele iki kişi arasında basit bir meseleden kaynaklanmadı. Bu sürece başbakan haricinde Sayın Öcalan'ın, PKK'nin, BDP'nin hiç katkısı yok mu? Bu dengesizliğin kaldırılması gerekiyor. Sayın Başbakan son zamanlarda süreci canlandırmak için konuşmalar yapıyor. Ama ne yapacağını kimse bilmiyor. İşte eğer müzakere sürecinin çözülmesi gereken sorunu budur. Bir yıl boyunca taraflar birbirini tanıdı. Bu görüşmeleri uluslararası deneyimlerle bir sonuca kavuşturmalıyız. Bu süreçten sonra müzakereleri yapamazsak herkes bizi sorgular. Biz müzakerelerin başlamasını söylüyoruz. Bunu başından beri Sayın Öcalan da söylüyor.
"Bir kişiyi muhatap almışsanız ona saygılı olmak zorundasınız. Devlet, Kürt halkının ve PKK'nin Sayın Öcalan'a yüklediği misyonu biliyor. Ona biçtiği değeri biliyor ve gördü. Bundan kaynaklı da başta devletin, Sayın Öcalan'a karşı üslubunu düzeltmesi gerekiyor. Sayın Öcalan'ın koşulları bu haldeyken nasıl müzakere yürütebilir. Bunu Sayın Öcalan'ın kendisi de söylüyor. Kimse Öcalan'dan boş bir havuzda yüzmesini beklemesin.”