Kışanak: Anayasa Mahkemesi kararına rağmen vekilleri tutmak suçtur
Kışanak: Anayasa Mahkemesi kararına rağmen vekilleri tutmak suçtur
Kışanak: Anayasa Mahkemesi kararına rağmen vekilleri tutmak suçtur
Amed'deki D Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan tutuklu milletvekili ve seçilmişleri ziyaretinin ardından açıklamada bulunan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen milletvekillerinin bir saat bile içerde tutulmasını suç olduğunu söyledi. Kışanak, Hatip Dicle'nin de artık serbest bırakılmasının zamanın geldiğini kaydetti.
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Amed'deki D Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan milletvekilleri ve BDP'li seçilmişlerle görüştü.
Bu ziyaretin, tutuklu BDP'li milletvekillerinin tahliyesine ilişkin 5. ve 6. ağır ceza mahkemelerinin kararının beklendiği bir sırada gerçekleşmesi dikkat çekti.
Kışanak, daha sonra E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan kadın tutsakları ziyaret etti. Ziyaret öncesi cezaevi girişinde konuşan Kışanak, Anayasa Mahkemesi'nin tutukluluk süreleriyle ilgili önemli bir karar verdiğini belirterek, tahliyeler yönünde bir kararın verilmediği takdirde anayasanın ihlali ile karşı karşıya kalınacağını belirtti.
Anayasa Mahkemesi'nin CHP Milletvekilli Mustafa Balbay hakkında vermiş olduğu kararın her ne kadar bireysel bir başvuru üzerine verilmiş olsa da genel bir hüküm niteliğinde olduğuna dikkat çeken Kışanak, Anayasa Mahkemesi'nin hukuk açısından en üst karar mekanizması olduğunu ve buradan çıkacak kararların hukuk sistemi karşından bir bağlayıcılığının olması gerektiğini kaydetti.
Kışanak, BDP milletvekili, belediye başkanı ve yöneticilerinin Anayasa Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda tahliyeleri yönünde karar verilmesi gerektiğinin altını çizerek şöyle konuştu: "Bu kararın üzerinden bir hafta süre geçmiş olmasına rağmen hala KCK davalarına bakan savcıların arkadaşlarımızın harekete geçmemiş olması ve pozitif bir karar vermemiş olması büyük bir eksiklik ve yanlıştır. Anayasa Mahkemesi'nin kararı çok açık ve nettir. Bu kadar uzun süreli tutukluluk hali anayasaya aykırıdır. Bugün yayınlanan gerekçeli karar da çok açık bir şekilde uzun tutukluluk süresinin anayasaya aykırı olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca seçilme hakkını ortadan kaldıran bir durum arz ettiği özellikle vurgulanmıştır. Milletvekilliğinin halkın iradesini temsil eden çok önemli bir görev olduğu özellikle belirtilmiştir. Bu 3 temel kriter artık Türkiye'deki bütün mahkemelerin harekete geçerek dikkate alması gereken kriterlerdir. Bir uzun tutukluluk halinin anayasaya aykırı olması, ikincisi seçilme hakkına müdahale arz eden bir duruma gelmiş olması ve üçüncüsü de milletvekilliğin artık halkın iradesini temsil eden bu kadar önemli bir görevin yapılamaz halde olması bu tutukluluk nedeniyle kabul edilir bir durum değildir."
Savcıların BDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan dışındaki tutuklu milletvekilleri hakkında halen mütalaa vermemesinin büyük bir eksiklik olduğu tepkisinde bulunan Kışanak, yerel mahkemelerin bu hukuksuzluğa son vermek için derhal harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Anayasa Mahkemesi'nin kararına uygun bir tutum alınmadığı ve tahliyeler yönünde bir kararın verilmediği takdirde anayasanın ihlali ile karşı karşıya kalınacağına dikkat çeken Kışanak, şunları aktardı: "Bizzat hukuk mekanizmaları içerisinden hukuka karşı bir direniş olacaktır. Herkes bunu çok açık böyle yorumluyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen milletvekillerinin bir saat dahi içeride tutulması anayasal bir suçtur. En yüksek bağlayıcı yargı organının kararına karşı bir direniştir. Bunun son bulmasını arzu ediyoruz. Umuyor ve diliyoruz ki yerel mahkemelerde hâkimler ve savcılar da bu söylediğimiz kapsamda bir yorumu hak etmediklerini düşünerek, adalete uygun yargı mekanizmaları içerisinde hukukun temel ilkelerine uygun bir karar verme yaklaşımı gösterirler. Derhal arkadaşlarımızın serbest bırakılması yönünde bir karar alırlar. Şu saate kadar hala savcıların bir mütalaa vermemiş olması işi ağırdan aldıklarını gösteriyor. Bu kabul edilir bir tutum değildir. Derhal bu tutumlarını değiştirmelerini ve hukuka, yasalara uygun kararlar verilmelidir."
Cezaevinde gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin de konuşan Kışanak, hem milletvekilleri hem de tutuklu seçilmişlerle görüştüğünü dile getirerek, "KCK davalarının tamamı hukuka adalete aykırı davalardır. Dört yılı aşkın süredir arkadaşlarımızın içeride tutuklu kalması bu ülkede aslında adaletin ne kadar siyasallaştığının ne kadar başka mekanizmalar tarafından yönlendirildiğinin bir delili ve kanıtıdır. Ortada bir Anayasa Mahkemesi kararı var. Buna uygun olarak yeni bir durum değerlendirmesi yapılsın. Yeni bir değişiklik yapılsın. İçerideki arkadaşlarımızın yorumları ve değerlendirmeleri de bu doğrultudadır. Biz arkadaşlarımız hakkında en hızlı şekilde artık hiç zaman kaybetmeden tahliye yönünde karar verilmesini bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Kışanak, Anayasa Mahkemesi'nin kararının sadece milletvekilleri açısından olmadığına dikkat çekerken, uzun tutukluluk mağduru olan herkes açısından önemli bir sonuç doğuracak bir karar olduğunu belirtti.
YSK tarafından milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle'yi milletvekili olarak kabul gördüklerini ifade eden Kışanak, "Bu kentte 80 bine yakın oy almış arkadaşımızdır. Halkın oy verdiği tercih ettiği ve milletvekili olarak görmek istediği bir arkadaşımızdır. Bu nedenle biz hem halkın bu teveccühünü vermiş olduğu oylara binaen hem de uzun tutukluluk süresini de kapsayan bir karar olması nedeniyle Anayasa Mahkemesi kararının Sayın Hatip Dicle için de geçerli olduğunu düşünüyoruz. Sayın Dicle'nin de artık özgürlüğüne kavuşmasının zamanı gelmiştir" diye belirtti.
Konuşmanın ardından Kışanak tutuklu kadın milletvekilleri görüşmek için cezaevine geçti.