Komalen Ciwan DAİŞ çetelerinin Kobane’ye yönelik saldırılarına dikkat çekerek, saldırıların önüne geçmek için tüm Kürdistan gençliğini ayaklanmaya çağırdı. 

Komelen Ciwan Koordinasyonu yaptığı yazılı açıklamada, Kobane için ‘Şehit Mawa’ ismiyle bir hamle başlattıklarını belirterek, “Hamlemizin şiarı “ Kobani ile başladık, Kobani ile başaracağız” dır. Yani Kobani ile başlayan devrim hamlesi Kobani’nin sömürgeci güçlerden ve çetelerden temizlenmesiyle başarıya ulaşacaktır. Bu temelde Kürt gençliğinin ayaklanması çağrısında bulunuyoruz” denildi.

Komalen Ciwan Koordinasyonunun açıklaması şöyle: 

“Bilindiği üzere 23 gündür Kobani merkezli DAİŞ faşizmi son barbarlığıyla devam etmektedir. Bunun karşısında Kürdistan’nın en cesur genç kadın ve erkekleri de direnmektedir. Tarihe altın harflerle yazılacak olan bu eşsiz direnişte yaşamını yitirenleri anıyor ve mücadelelerinin takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz. Bunun yanında Kobani de fedai çizgisinin öncülüğünü yapan Arin yoldaşımızın genç kadınların sembolleşen ismi ve mücadele ruhu olduğunun bilinmesini istiyoruz. Ayrıca Arin yoldaşın yükselttiği kadın özgürlük mücadelesinin tüm Kürdistanlı genç kadınlar tarafından ölümüne sahiplenmesi an meselesidir. Bu temelde Kobani devriminin ruhunun ne kadar yakıcı ve devrimci olduğunun göstergesi de olmuştur.

Rojava devrimi kırk yıllık mücadelemizin ve tarih boyunca tüm insanlığın yürüttüğü zafer tacı olmuştur. İnsanlığın çözülemeyen özgürlük sorununu çözme iddiası ve kararlığı içerisinde olan Rojava devrimi ezilen tüm ulusların, halkların, sınıfların kapitalist modernite karşısında ki mücadelenin zaferi olmuştur. Dolayısıyla Rojava devrimi demokratik uygarlığın kapitalist uygarlık karşısındaki zaferi ve kazanılmış en değerli mevzisidir. Bundan kaynaklı tüm kapitalist modern güçler bunu hazmedemeyerek saldırılarını başlatmıştır. Bu gün Rojava devrimi demokratik uygarlık güçleri açısından hayati bir öneme sahiptir. Rojava’da ki başarı dalga dalga yayılarak tüm Ortadoğu’yu hatta dünyayı etkisi altına alabilecek bir karaktere sahiptir. Kapitalist uygarlık güçlerinin en çok korktuğu durumda budur. Çünkü kapitalist uygarlık hegemonik gücünü yitirmektedir. Bunun ilk izlerini Ortadoğu da ve Kürdistan’da görmekteyiz. Özelde de Kürdistan’nın dört bir yanında görmekteyiz. Kapitalist modernite güçleri yedikleri bu darbelerden sonra Ortadoğu da kendi adıyla sahneye çıkmayıp gerici güçler eliyle demokratik unsurları bastırıp, ezip, kendi politikalarını ve sistemlerini egemen kılmak istemektedirler. DAİŞ Ortadoğu da ki gerici, milliyetçi, işbirlikçi eğilimi temsil eden bir çete örgütüdür. DAİŞ’in Ortadoğu için getireceği ve geliştireceği yeni olan hiçbir şey yoktur. DAİŞ’in kullandığı yöntemler, yürütmeye çalıştığı siyaset yüzyıllardır Ortadoğu’nun çektiği acıların ve gericiliğin temel kaynağını oluşturmaktadır. Böyle bir gücün başarması durumunda Ortadoğu’yu yeni bir karanlık çağa doğru götüreceği ya da kapitalist modernite güçlerine peşkeş çekeceği bilinen bir gerçektir. PKK hareketinin ise Ortadoğu’yu bu karanlık çağdan kurtarıp tüm ulusal, mezhepsel, ırksal çelişki ve çatışmalarını demokrasi ve özgürlük yoluyla çözmek isteyen bir model geliştiren bir harekettir. Ortadoğu statükoculuğunu devam ettirmek isteyen ya da sürekli bir maşa olarak kalmak isteyen güçler tarih boyunca olduğu gibi özgürlük yanlılarına büyük bir öfke ile saldırmışlardır. Ortada ki savaş bir PKK DAİŞ savaşı değil bir uygarlık savaşıdır. Demokrasi ile diktatörlüğün, özgürlük ile köleliğin ilericilik ile gericiliğin halkların bir arada yaşama iradesi ile milliyetçiliğin ve faşizme karşı özgür düşünmeyi örgütlemenin savaşıdır. Rojava devriminin ilk geliştirilen yer olması itibari ile Kobani sembol olma niteliğine sahiptir. Devrimin ilk başarıldığı, kıvılcımın ilk yakıldığı yer olması itibariyle başarının anahtarı olma rolüne sahiptir. Çok ağır bedeller verilmiş, ölümüne bir direniş sergilenmiş, göğüs göğüse çarpışmalar yaşanmış ve Kürt gençliği fedailiğini bir kez daha kanıtlayarak herkese göstermeyi de bilmiştir.

Komalên Ciwan olarak Kürt gençliğinin kahramanca direnişine tanıklık eden, destansı bir mücadelenin mirasçıları olarak Mazlumların, Kemallerin, Sakinelerin, Xeyrilerin, Ali Çiçeklerin, Zilan ve Beritan yoldaşların ardılları ve takipçileriyiz. Bu anlamda görkemli mücadelenin ilk meyvesi olan Rojava devrimini yaşatmak ve savunmak her Kürt gencinin temel görevi ve sorumluluğu olmaktadır. Rojava devriminin ilk çıkış noktası olan Kobani devrimini canı pahasına korumakta ve tarihi bir direnişe tanıklık etmektedir. Bu direnişe öncülük etmek ve ne pahasına olursa olsun Kobani’yi gericiliğin caniliğine bırakmamak için harekete geçmenin tam zamanıdır, hatta geç de kalınmıştır. Kobani için tüm gücümüzü seferber etmek en temel devrimci görev olmaktadır. Öncülük de bunu gerekli kılmaktadır. Öncülük böylesi zamanlar da ortaya çıkar. Kahramanlar olağanüstü dönemlerde kendisini gösterir. Hareket, halk ve gerilla olarak olağanüstü bir dönemden geçmekteyiz. Bu dönem öncülüğü doğru ve en etkili oynamanın zamanıdır. Gençliğin zamanıdır. Ancak artık öncülük misyonumuzu yerine getirmenin zamanıdır. Aslında bunun özeleştirisini vermenin zamanıdır. Kobani’ de DAİŞ’e geçit vermemek ve Kobani’yi DAİŞ’e mezar haline getirmek Kürdistan gençliğinin tek görevi olduğu açıktır. Bu konuda gençlik yakın tarihini iyi okumalı ve Kürt gençliğinin ne yapıp ve ne yapamayacağını dost ve düşman olan herkese göstereceği de açıktır. Gençliğin direnişe öncülük etmesi artık an meselesi olmuştur.

Kürdistan gençliği açısından, Kobani süreci bardağı taşıran son damla olmuştur. AKP’nin Kobani’ye yaklaşımı bu çözüm sürecine verdiği cevap olmuştur. Yani Kürtler için öngördüğü katliam, imha ve hareketimizin tasfiyesi olmaktadır. Bu süreçte yapılması gereken tüm alanları serhıldana çevirmek direnişe geçmek ve yüzbinlerce genci Kobani’ye yönlendirmektir. Kobani’nin Kürt gençleri için vazgeçilmez olduğu herkese gösterilmelidir. AKP’nin ve uluslararası güçlerin ve gerici güçlerin politikalarını ve amaçlarını Kürt gençliği iradesi ile savaşımıyla ve katılımıyla boşa çıkarmalıdır. Gün Kobani’yi kurtarma ve büyük Kürdistan devrimini gerçekleştirme devrimidir. Bunun için tüm koşullar ve şartlar olgunlaşmış durumdadır. Kobani’de elde edeceğimiz zafer tüm Kürdistan’ devriminin zaferi olacaktır. Bunun ötesi ya da bir sonrası yoktur. Kobani adeta Rojava’nın kalesi haline gelmiştir. Bunun için gün devrimi kazanma ve zafere yürüme günüdür. Gençlik hareketi böylesi bir anda harekete geçmeli ve rolünü oynamalıdır. Şimdi değilse ne zaman ve biz değilsek kim yapacak? Bunun için de beklemek, oyalanmak, zamana yaymak, ertelemek bizim açımızdan telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır. Bunun için eski, hantal ve ağır tempomuzu aşarak daha hızlı, refleksif, daha seri harekete geçerek süreci karşılamalıyız. Bulunduğumuz her alan yüzbinleri, serhıldana kaldıracak, günlerce, gerekirse aylarca bunu sürdürmek temel bir görevdir. Kobani’ye karşı tüm Bakur’ê Kürdistan’ı, Kobani gibi direniş kalesine çevirmek ve sömürgecilerden temizlemek gerekmektedir. Sadece Pirsus’a gidip orada eylem yapmak değil; Kürdistan’nın her kasabasında, köyünde ve şehrinde bunun gerçekleştirmek önemli olacaktır. Pirsûs Kobani sınırı tümden kaldırılmalı ve Kobani-Pirsûs birleştirilmelidir. Ayrıca beş on kişi yada yüz kişi değil, binleri, yüzbinleri cepheye aktarmak gerekiyor. Kobani’nin ihtiyacı olan tek şey budur. Unutmayalım ki Kobani’nin kurtuluşu ancak Bakur’un ayaklanması ile mümkündür. Kobani’nin açık olan tek kapısı Pirsus’tur. Kürdistan gençliği gerekirse etten duvar örmeli ve Çetelere-haramilere geçit vermemelidir.

Komalên Ciwan olarak Kobani için şehit MAWA ismiyle bir hamle başlatmış bulunmaktayız. Hamlemizin şiarı ise “ Kobani ile başladık, Kobani ile başaracağız” dır. Yani Kobani ile başlayan devrim hamlesi Kobani’nin sömürgeci güçlerden ve çetelerden temizlenmesiyle başarıya ulaşacaktır.

Bu temelde tüm Kürt gençliği şehit Jiyan, Şehit Gerilla ve şehit Militan yoldaşların ruhuyla zafere kadar Arin Mirkan çizgisinde yürümeye çağırıyoruz. Kobani ile başlayan devrim dalgası tüm Kürdistan’a yayılmalı ve Kobani ile başarılmalıdır. 
Bu temelde Kürt gençliğinin ayaklanması çağrısında bulunuyoruz.”