Komünal ekonomi konferansı sürüyor

Komünal ekonomi konferansı sürüyor

Demokratik Ekonomi Konferansı Hazırlık Çalıştayı devam ediyor. Çalıştayda konuşan, 19 Mayıs Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ferhat Akyüz, sosyal güvenliğin emeği denetim altına almak olduğunu ve komünal ekonomiye uymayacağını söyledi.

DTK, DTSO, Amed, Mardin ve Van Büyükşehir belediyelerinin ortaklaşa düzenlediği Demokratik Ekonomi Konferansı hazırlık çalıştayı sunumlar, tartışmalar ve öneriler ile devam ediyor. Çalıştayda konuşan DTSO Başkanı Ahmet Sayar, Amed Büyükşehir Belediyesi'nin Kürdistan'ın köylerinden ilçelerine, kırsaldaki tüm alanlara kadar yerel kaynakları tespit edecek koordinasyon merkezini oluşturulması gerektiğini ifade etti. Bu birimin kaynakları tespit ederek, kaynakların daha işlevleşmesi için çalışma yapmasını isteyen Sayar, bölgedeki yerel kaynakların güçlü olduğuna dikkat çekti.

BİRTANE: KATILIMCI BÜTÇENİN NASIL YARATILACAĞI NETLEŞTİRİLMELİ

DTSO Meclis Başkanı Celalettin Birtane ise, katılımcı bütçenin nasıl yaratılabileceği konusunun netleştirilmesi gerektiğini belirterek, bunun üstesinden gelebilmek içinde halk örgütlülüğünü yaratabilmenin elzem olduğunu ifade etti. Özellikle yeni yaşamı inşa ederken örgütlüğü esas almak gerektiğini belirten Birtane, "Belediyeler kendi ihtiyacı üzerine halk örgütlülüğünü yaratmalıdır. Yoksa katılımcı ekonomiyi yaratamaz" dedi. 

BALSAK: KALKINMA AJANSLARI BOYKOT EDİLMELİ

Belediyeler Birliği üyesi Erdal Balsak da, kalkınma ajanslarının kalkınma planları kapsamında yeterli aktarımlarda bulunmadığını ifade ederek, "Kalkınma ajanslarının bu kapsamda belediyelere yaptığı ödenek sus payıdır. Bu bakımdan kalkınma ajanslarının boykot edilmesi gerekiyor" diye düşüncelerini paylaştı. 

AKYÜZ: SOSYAL GÜVENLİK TEHDİT GİBİ KARŞIMIZA ÇIKIYOR

Tartışma ve önerilerin ardından 19 Mayıs Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ferhat Akyüz, "Yoksunluk, yoksulluk ve çözüm önerileri" başlıklı sunumunu yaptı. Sosyal güvenlik denilen mekanizmanın emeği denetim altına alma, işe koşturma mekanizması olduğunu belirten Akyüz, çalışmanın esas olarak mülksüzlerin rehabilitasyonu olduğunu kaydetti. Akyüz, "Kapitalist sistem açısından sosyal güvenlik işçinin verimliliğini arttırır. İşçi sigortaları da sermaye açısından birer tasarruf kurumlarıdır" dedi. Sosyal güvenlik biçiminin komünal ekonomiye hiçbir şekilde uymayacağını dile getiren Akyüz, "Yoksulluğu önlemek için sosyal güvenlik mekanizmasını kullandığımızda karşımıza silah gibi bir tehdit olarak çıkması da mümkündür" dedi. 

AMED: YOKSULLUK KÜRDİSTAN’DA KIRIM ŞEKLİNDE YAŞANIYOR

Daha sonra konuşan Özgür Amed, diğer alanlarda oldukça başarılı olunduğunu ancak yoksulluk meselesinde samimi olunmadığının altını çizdi. Kimin nerde nasıl ele alındığının önemli olduğunu belirten Amed, "Kürdistan'ı ele aldığımızda Kürdistan'da yoksulluk kültürü vardır. Bu kültüre dahil olamıyorsunuz, içine giremiyorsunuz. Yoksulluk Kürdistan'da kırım şeklinde yaşanıyor. Sosyal patlamalara neden oluyor. Bu yoksulluk orta sınıf virüsü ile karşı karşıyadır. Yoksulluk Kürdistan'da gettolaşmış durumda. Yoksullar kentsel dönüşüme tabi tutuluyor. Yaklaşım çok klasik. Yoksullarla mücadele derken birine bir şey vermek olarak algılanıyor. Yoksullukla yüzleşmediğimiz sürece bu her zaman karşımıza çıkacaktır. Yoksullukta ezberlerin dışına çıkılırsa yapılacak çok şey vardır" dedi.

KIŞANAK: KÜRT GENÇLERİ TOPLUMSAL SÜRECE DAHİL OLMALI

Amed Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak ise, köylerin fiziki alt yapısının iyileştirilmesi konusunda yerel yönetimlerin hazırlıklarının olduğunu ifade ederek, mevsimlik işçilerin ise örgütlenme gerektiren bir konu olduğunu söyledi. Son derece kendini yetiştirmiş, birikimli ve deneyimli Kürt gençlerinin olduğunu kaydeden Kışanak, "Bu Kürt gençleri toplumsal değişim sürecine dahil olması gerekiyor. Halkı köye geri döndürme konusunda teşvik edilmeli ve örgütlemeleri gerekiyor" dedi. İnsanları üretim ile buluşturmak gerektiğinin önemine değinen Kışanak, "Kadınlar her ilçede bir konuda üretim kooperatiflerini kurarlarsa, biz hazırız derlerse, bizde ilde tüketim pazarlarını oluşturmak için elimizden geleni yaparız. Ama belediye hem kooperatifi kursun, hem üretimi yapsın hem de getirsin satsın dersek böyle olmaz. O insanlar o insanlar belediyenin işçisi olmak istiyor. İşçi olmak sömürüye açık olmak demektir. Onları yeniden üretimle buluşturabilecek mekanizmaları oluşturmak gerekiyor" dedi.