Koruculuğun kaldırılması için kanun teklifi
Koruculuğun kaldırılması için kanun teklifi
Koruculuğun kaldırılması için kanun teklifi
BDP Grup Başkanvekili ve Bingöl Milletvekili İdris Baluken, koruculuğun kaldırılması için meclise kanun teklifi verdi.
“Koruculuk Sisteminin Kaldırılması Kanun Teklifi”nin gerekçesinde "Türkiye’de Kürt Sorunun çözümü için demokratik siyasi yöntemler yerine silahlı çözüm politikalarının devredilmeye konması sorunun çözümsüzlüğünü arttırma dışında bir işe yaramamıştır" tespiti yer aldı.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 21 Mart 2013 tarihinde yaptığı demokratik siyaset çağrısı ile silahların devreden çıkacağı bir sürecin gündeme geldiğine dikkat çekilen gerekçede, bu süreçle beraber koruculuk sisteminin yeniden düşülmesi gerektiği belirtildi. Tarihsel açıdan bakıldığında koruculuk sisteminin 1985'te uygulamaya konulduğunun anlatıldığı gerekçede, 1993'te 13 ilde devreye konulan "Gönüllü Köy Koruculuğu" sistemi ile birlikte koruculuğun 35 ile yayıldığı ifade edildi
"Geçici olarak tasarlanan koruculuk sistemi 28 yıldır yürürlükte uygulaması ile beraber artık kalıcı bir hale dönüşmüştür" denilen gerekçede, 2009'da İçişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre 32 ilde 71 bin 907 olan "geçici" ve "gönüllü" korucu sayısının, 2013'de 80 bini aştığı tahmini yapıldı. Korucuların çoğunlukla bulundukları iller şöyle sıralandı: Diyarbakır, Şırnak, Batman, Bingöl, Bitlis, Mardin, Muş, Siirt, Hakkâri’dir.
"Son dönemde Türkiye’deki siyasal gelişmişliğin artması sonucunda koruculuk sistemi de kendi işlevini yitirmiştir" denilen gerekçede, sistemin sürdürülmesi ve işlevsizliğin derinleşmesi neticesinde bazı korucuların sosyal ve adli vakaların içerisine girdiğine işaret edildi. Devlet belgelerine yansıyan ve bazı korucuların karıştığı sosyal ve adli vakalar şöyle sıralandı: "Uyuşturucu-silah-mühimmat- hayvan- tarihi eser Kaçakçılığı, yöresel toprak, arazi, arsa alıkoyma, dolandırıcılık, suç örgütü kurma, faili meçhuller, adam öldürme-yaralama-kaçırma, patlayıcı madde kullanma, zorla çek-senet imzalatma, zirai mahsul ve otları yakma, tehdit, çevre suçları."
Gerekçede, "Türkiye’de Kürt realitesinin kabul edilmesi ve barış için başlayan süreçle beraber koruculuk sistemi yeniden düşünülmeyi gerektiren bir sistem olarak ortada bulunmaktadır. Toplumsal ve siyasal barışın tesis edilmeye çalışılması devlet açısından koruculuk sistemini işlevsiz kılmış, toplum açısından ise koruculuk sisteminin lağvı için gerekli zamanın ve koşullarının oluştuğunun gerçekliği ile karşı karşıya gelinmesini ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte; bu yönlü atılacak bir adım Türkiye’de normalleşme sürecinin içeriği ve yaşanması açısından çok önemli bir noktada durmaktadır. Toplumsal yıkımın önüne geçilmesi bakımından kaldırılması elzem olan ve kaldırıldığında Türkiye’nin demokratikleşmesi için önemli bir durum arz eden bu sistem içerisinde yaşayan korucuların sosyal, toplumsal ve ekonomik yaşama yeniden entegrasyonları sağlanmalıdır. Çünkü konjonktürel siyaset Türkiye’de bu gelişim seyrini gerektirmektedir" ifadeleri kullanıldı.
Gerekçede devamla şunlar belirtildi: "Bir yanıyla demokratik siyaset çağrısının var olan barış görüşmelerinden sonra belirgin bir yaklaşım ve destek görmesi diğer taraftan ise korucuların içerisinde bulundukları tüm problemler bu konuda gerekli adımların atılmasını zorunlu kılmaktadır. Demokratik Siyaset çağrısı Türkiye’de silahların artık siyaset sahnesinden çekilmesi demektir. Bunun akabinde ise gereklilik olan ve deyim yerindeyse bir orduya dönüşen koruculuk sisteminin kaldırılarak, korucuların sosyal entegrasyonu sağlanmalıdır."
Korucuların sosyal yaşama entegrasyonunun var olan toplumsal ilişkiler ağını olumlu anlamda etkileyeceğinin kaydedildi gerekçede, "Korucuların toplumsal ilişkilerde çatışmaların getirisi olan olumsuz ağa tabi olmalarının da önüne geçilecektir. Yani bir anlamda hem korucular hem de var oldukları toplumsal yapılar için yeniden yaşam üretilmesinin önü açılacaktır" diye belirtildi.
Koruculuğa ilişkin yapılan çeşitli çalışmalara yer verilen gerekçede, şöyle denildi: "Geçici Köy Korucularının bu işi üstlenmelerinin nedenlerinin başında yüzde 71 oranda işsizlik olduğu ortaya konmaktadır. Aynı şekilde bunu takip eden isteme oranı ise yüzde 51 ile yoksulluktur. Aynı şekilde söz konusu sistemden korucuların memnuniyetsizliği ise yüzde 55 gibi yüksek bir orana sahiptir. Bu istatistiklerin gösterdiği gerçeklik ile son süreçte başlayan barış görüşmelerinde korucuların tavrı birleştirildiğinde korucuların da güvenlik eksenli anlayışın yerine demokratik çözümü tercih ettikleri açığa çıkmaktadır."
Koruculuk sisteminin kaldırılması, korucuların sonraki yaşamda sosyal ve ekonomik entegrasyonunun sağlanması gerektiğini vurgulayan BDP, şöyle noktaladı: "Ayrıca belirtmek gerekir ki; uzun süre savaşın ve çatışmanın içerisinde bulunan köy korucularının bu koşullardan ötürü post travmatik stres sendromu yaşadıkları bilimsel bir gerçektir. Yaşanan bu sendromun hem bireysel hem de toplumsal bazda etkilerinin olacağı ise açıktır. Dolayısıyla koruculuk sisteminin kaldırılması ile beraber mevcut koruculara sosyal hizmetler, psikoloji gibi ilgili alanlardaki yetkin kişilerden oluşan heyetler tarafından söz konusu sendromun etkilerini gidermeye yönelik sağlık ihtiyaçlarını giderecek hizmetlerin verilmesi gerekmektedir.
Böylece Türkiye’de toplumsal huzur ve barış, demokratik gelişme, köylere geri dönüşün sağlıklı olması, yöresel huzursuzlukların son bulması, ilgili bölgelerde insanlar arasında kurulan ve devletten alınan güçten kaynaklı enformel ilişkilerin eşitlik temeline girmesi olguları olumlu anlamda etkilenecektir."