Kürt ulusunun onur kazandığı gün: 14 Temmuz

PKK-PAJK Zindan Komitesi tarafından 14 Temmuz Ölüm Orucu direnişinin 36. yıldönümüne ilişkin yayınlanan mesajda, 14 Temmuz'un Kürt ulusunun onur kazandığı gün olduğu belirtildi.

Cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsaklar adına, 14 Temmuz Ölüm Orucu eylemine ilişkin yazılı bir açıklama yapıldı. PKK’nin öncü kadrolarından Kemal Pir, M. Hayri Durmuş, Ali Çiçek ve Akif Yılmaz'ın 14 Temmuz 1982 yılında başlattıkları ölüm orucu direnişinde şehit düşmelerinin 36. yıldönümü dolayısıyla PKK-PAJK Zindan Komitesi tarafından yapılan açıklamada, PKK’nin yenilmezliğinin bundan 36 yıl önce 14 Temmuz direnişiyle ilan edildiği belirtildi.

PKK-PAJK Zindan Komitesi açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Kürt ulusunun onur kazandığı gün olan 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucunun 36. yıl dönümü vesilesiyle başta 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu Şehitleri olmak üzere, tüm Kürdistan Devrim şehitlerini bir kez daha minnetle anıyor, bıraktıkları devrimci mücadele geleneğine sonuna kadar sahip çıkma sözümüzü yineliyoruz. 14 Temmuz Ölüm Orucu, 12 Eylül faşizminin Diyarbakır Zindanı'nda gerçekleştirdiği insanlık dışı vahşete karşı insan iradesinin büyük zaferi olarak ortaya konmuştur."

12 EYLÜL ASKERİ CUNTANIN HEDEFİNDE PKK VARDI

Mehmet Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek'in eylemleriyle, en zor koşullarda başarının nasıl elde edileceğini, Apocu militan ölçülerini gözler önüne sererek Kürdistan Devrimi'nin tarzını, temposunu ve dilini ortaya koyduklarına dikkat çekilen açıklamada, "14 Temmuz direnişi, Başkan Apo tarafından ortaya konulan Kürdistan devrim stratejisinin, Kürdistan'ın bir maketi durumunda olan Diyarbakır Cezaevi'nde başarısının kanıtlanmasıdır.

Bu aynı zamanda 12 Eylül rejimi ve sömürge iradesinin Apocu duruş karşısında yenilgisinin en net ispatı olmuştur. En önemlisi de Kürdistan'da başarının tarzını Kürt halkının ve PKK militanlığının eline vererek tarihsel bir rol oynamışlardır. Başkan Apo, ‘14 Temmuz, PKK'nin ruhu ve kazanmak isteyen militan ve halkın mücadele tarzıdır’ demiştir. Unutmayalım ki, 12 Eylül askeri cunta her şeyden önce Kürdistan toprağına serpilen ve yeşeren PKK tohumunun kökünü kazımayı hedeflemiştir. Çünkü Kürt halkı özgürlük mücadelemizin verdiği özgüven, irade ve mücadele azmini benimser ve harekete geçerse bunun 80 yıldır uyguladığı tüm politikaları sonuçsuz bırakacağını görmüştür" denildi.

TÜRK DEVLETİNİN SOYKIRIM SALDIRILARINA KARŞI DİRENİŞ ORTAYA ÇIKTI

PKK kadrolarının önemli bir bölümünün bulunduğu Diyarbakır Cezaevi'nde her türlü insanlık dışı işkence yöntemlerinin kullanıldığı hatırlatılan açıklamada şunlar vurgulandı: "12 Eylül askeri cunta, Özgürlük Hareketi’nin Diyarbakır Zindanı duvarlarında boğmak istemiş, kadrolarını teslim almak istemiştir. Diyarbakır Zindanı'ndaki işkence ve buna karşı direniş gerçeği Türk devletinin bu soykırım politikasının sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Bu faşist uygulamalar yalnızca cezaevlerindeki tutsaklara değil, tüm Kürdistan ve Türkiye halklarına karşı yapılmıştır. Buna karşı Kürdistan halkı ya yaşama direncini gösterecek ya da köleliği ve inkarcılığı bir yaşam biçimi olarak kabul ederek tarihten silinmeye razı olacaktı. Bu yönüyle Diyarbakır Cezaevi'nde gerçekleşen Kürt'ün var olma ya da yok olma mücadelesidir. 14 Temmuz direnişçileri ‘yaşamı, uğruna ölecek kadar seviyoruz’ diyerek özgür yaşam için kendi bedenini ölüme yatırarak dirhem, dirhem eriyerek, ölümden yaşamı yaratmanın maratonunu başlatmışlardır."

BÜYÜK ÖLÜM ORUCU BAŞLADIĞI GÜN ZAFER KESİNLEŞTİ

14 Temmuz büyük ölüm orucuna karar verildiği gün PKK'yi bitirmek isteyen Türk inkarcı rejiminin yenilgisinin başlangıcı olduğuna vurgu yapılan açıklamada devamla şunlar belirtildi: "14 Temmuz'da ortaya konulan inanç, irade ve mücadele tarzı, Kürdistan gibi zor koşullarda zafer kazanmanın tarzını da netleştirmiştir. Büyük ölüm orucunun başladığı gün, zafer kesinleşmiştir. Kemal Pir yeni yaşamın ilk yaratıcısı olduğunda bir işkenceciye "Bana of bile dedirtemezsiniz. Sizi rahatlatacak tek bir sözcük bile ağzımdan çıkartmayacağım. Size bu keyfi tattırmayacağım, oh be özgürlük ne kadar güzelmiş" diyecektir.

M. Hayri Durmuş yoldaşlarıyla vedalaşırken ‘Mezar taşıma ‘Halkına borçlu’ yazın’ diyecek ve öyle çıkacaktı ölümsüzlük yolculuğuna. Daha sonra Akif Yılmaz’dı M. Hayri Durmuş'u takip eden. Ve ‘Kızıl Yıldız Ali Çiçek de geride kalamazdı. "Partim bana teslimiyeti değil, direnişi öğretti" diyerek 17 Eylül 1982’de önderlerinin ardından yürümüştü hakikate.

14 Temmuz direnişi Kürdistan halkına en zor koşullarda bile pişman olmayacak ve özgürlük umudu taşıyacak evlatlarının var olduğunu çok net bir biçimde göstermiştir. Bu direnişle Kürdistan halkına "bu koşullarda direndikten sonra sizler de direnebilir ve özgürlüğü kazanabilirsiniz" mesajını göndermiştir. Kürt halkına yeniden özgüven, irade ve inanç kazandırılmıştır. Kürdistan ve Türkiye’de zafer çizgisi belirginleşmiş halkımızın ayağa kalkmasının önü sonuna kadar açılmıştır."

'14 TEMMUZ DİRENİŞ RUHUYLA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM'

12 Eylül rejiminin ardılı olan AKP-MHP diktatörlüğünün yürüttüğü faşizan uygulamalarla Kürt halkını geri yaşama ve mücadelesizliğe mahkum etmesi mümkün olmadığı vurgulanan PKK-PAJK Zindan Komitesi açıklamasında son olarak şu ifadeler yer aldı: "Nasıl ki 12 Eylül askeri rejimi, PKK'nin önderlerine, kadrolarına, taraftar ve sempatizanlarına 'bu düşünceden vazgeçeceksiniz, Başkan Apo ve özgürlük hareketine karşı çıkacaksınız' dayatması içine girmiş ise bugün de AKP-MHP diktatörlüğü her gün “PKK’nin kökünü kazıyacağız” diyerek içeride ve dışarıda Kürt halkına, onun devrimci öncülerine, kazanımlarına saldırmakta, özgürlük ve demokrasi umudunu bitirmek istemektedir.

40 yıldır 14 Temmuz direniş ruhu, tarzı ve eylem çizgisini toplumsallaştırarak başarı ve zaferi garantileyen PKK ve Apocu çizgide yürüyen ve bu uğurda toprağa düşen onlarca şehit yoldaşımız, 14 Temmuz şehitlerinin oynadığı rolü oynayarak her türlü sömürgeciliğe göğüslerini siper etmektedirler.

Varlığımızı koruyan ve özgürlüğümüzü savunan şehitlerimizin öncülüğünde bir kez daha zaferi garantileyen 14 Temmuz direniş ruhuyla meşru savunmayı geliştirmek, serhildanları Kürt halkının özgürlüğü ve demokrasisini kazanana kadar yükseltme temelinde tüm halkımızı, dostlarımızı ve özgürlük militanlarını 14 Temmuz direniş ruhuyla mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz."