Kürdistan'da çok yönlü bir 'siyasetçinin' portresi
Kürdistan'da çok yönlü bir 'siyasetçinin' portresi
Kürdistan'da çok yönlü bir 'siyasetçinin' portresi
Vazgeçilmez tek maskesi "Kürtçülük". Makyajı; sol jargon. Rüştünü dört parçada Kürt özgürlük hareketlerinin kritik dönemlerinde ortaya çıkarak ispatlamıştır. 30 yıldır Kürdistan'daki rejimlerin aranan gizli siması. Adı; Salah Bedrettin. Batı Kürdistan'da PYD karşıtı örgütlenmenin başını çeken Bedrettin'in Esat ve Saddam rejimlerine nasıl çalıştığını belgeleriyle yayınlıyoruz.
Türk basınına göre "önde gelen Suriyeli Kürt siyasetçi", "Kürt aydını", "eski parti lideri", bazı Kürtçe internet sitelerinin "saygın köşe yazarı". Şimdiden "40 yılımı Kürt davasına verdim" anılarının yazarı. Suriye Özgür Ordusu'nun Türkiye hayranı, Kürt düşmanı komutanı Selim İdris ile pozlar veren, Türk istihbaratının sponsorluğunda Hewlêr'deki "gizli Rojava" toplantılarının vazgeçilmez ismi Salah Bedrettin kim?
1965 yılında Şam yönetimi, Batı Kürdistan için "Arap kemeri" adıyla kapsamlı bir operasyon kararı aldı. Kürt köyleri boşaltılacak-yerine Araplar yerleştirilecek-, Kürtlerin vatandaşlık hakları ellerinden alınacak, Kürtlerin ekili toprakları Araplara verilecekti. Dönemin Batı Kürdistan'ın tek partisi Suriye-Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-S) plana karşı hemen eyleme geçer. PDK-S'nin kararıyla Kürtler ekili topraklarını teslim etmeden önce ateşe vereceklerdir.
Osman Sebrî'nin başkanlığındaki parti, kararı bütün organlarına bildirir. Fakat Cezire bölgesinden gelen haber partiyi şoke eder. Bu bölgenin PDK-S sorumlusu 21 yaşındaki Salah Bedrettin, partinin kararına kulak asmaz, rejim yanlısı Araplar hazır ekili Kürt topraklara konmuştur. Başkan Osman Sebrî'nin tepesi atar, partide çatırdatan sesler vardır zaten ve aynı yıl PDK-S bölünür. Genç Bedrettin partisinin tarihindeki en önemli kararı "Arap kemerini boykot eylemini" boşa çıkartmakla yetinmez, bölünmenin de başını çeker.
1944 yılında Qamişlo'nun Cuma köyünde dünyaya gelen Salah Bedrettin, 5 Ağustos 1957'te kurulan PDK-S'ye bir yıl sonra 1958'te katılmıştı. Anılarında partinin ilk başkanı Dr. Nurettin Zaza'nın kendisine "en küçük üyemizsin" dediğini iddia ediyor. Şam'da hukuk fakültesinin ikinci sınıfını okurken tutuklanır, hakkında ağır ithamlar vardır, fakat nedense birkaç hafta sonra serbest bırakılır. Kimi eskili partili arkadaşlarına göre ne olduysa, cezaevinde olmuştur.
PDK-S ikiye bölünmüştür, Bedrettin partinin sol kanadını alıp Suriye Kürtleri Demokrat Partisi-Sol'u kurdu. Aynı Bedrettin, 1980 yılında ise bu partiyi de bölüp Suriye Kürt Halkçı Birlik Partisi'ni kuracaktır. Daha sonra bu partiden ayrılıp "Kawa Kültür Derneği" isimli -işlevi bilinmeyen- bir kuruluşun başına geçecektir. "Parçalayıcı", "örgüt içinde hizipçilik" geçmişinden olacak ki eski 'refik' (yoldaş) ve arkadaşları onu "El Murtezeqe" (Arapçada çete) koduyla anacaktır.
BEYRUT GÜNLERİ....
Aslında iyi bir fırsatçıdır, boşlukları hemen tespit eder. Deyim yerindeyse pastanın üzerine konmasının ustasıdır. En önemli özelliği köşelerde beklemesidir, tarihi fırsatların kokusunu iyi alır. Salah Bedrettin ilk deneyimini PDK-S'yi bölmesinden sonra Güney Kürdistan'da verecektir. Barzani liderliğindeki devriminin yükseldiği yıllardır. Bedrettin Barzani ile ilk teması 1967'te ile kurar, güneye geçer. Burada Osman Sabrî ve arkadaşlarını güney hareketine ispiyonlar.
Fakat aynı yıllarda Bağdat'ta da kapağı atmıştır. Irak devleti 1974 yılında "Anwar A.Shiro" adıyla ona bir pasaport verir. Ne gariptir ki pasaport Barzani ile Bağdat arasındaki 11 Mart anlaşmasının bozulduğu ve Güney Kürdistan'da çatışmaların başladığı 28 Mart'tan bir gün sonra 29 Mart 1974'te düzenlenmiştir. (Üzerinde Bedrettin'in fotoğrafının olduğu görülen pasaportun sayfaları için "Belge 2" numaralı fotoğraflara bakınız)
Bu pasaportla rahat bir nefes almış olacak ki çok sık seyahat ettiği görülüyor; Kahire, Bağdat, Beyrut, İstanbul, doğu Berlin, Sofya ve Tunus arasında gidip gelir. 1970'lerin başında Beyrut'a nihayet yerleşmeye karar verir. Zira Beyrut, o yıllarda dünya devrimlerinin çekim merkezidir. Filistin devriminin rövanşta olduğu yıllardır. Bir şekilde Arafat ile iyi ilişkiler kurmuştur ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün "Kürt mührü" olur. Filistinliler, hangi Kürt örgütlerinin "Ortadoğu sahasında" kalacağını ona sorar. (Daha sonraki yıllarda 1982'de PKK ile Filistinlilerin arasının bozulmasına Bedrettin'in neden olduğu da iddia edilecekti)
Bedrettin'in Beyrut'ta kurduğu çark fevkalade çalışır. Ortadoğu, Sovyetler ve doğu Almanya üçgeninde, kulislerin aranan Kürt ismidir. "Kürtlük davasını yürütüyorum" der, fakat bu arada kaynağı bilinmeyen bir serveti olmuştur. (ANF'nin eline geçen 1975 yılına ait bir banka hesap çıktısında 111 bin Dolar'a sahip olduğu görülüyor; "Belge 3" numaralı fotoğraf).
SIRA DOĞU KÜRDİSTAN HAREKETİNDE...
1980'lere gelindiğinde Salah Bedrettin "ağını" iyice genişletir. Niyeti batı, güney ve kuzeyin dışında doğu Kürdistan hareketini de sermayesine katmaktır. Doğu Kürdistan'da Humeyni rejimine karşı savaşın şiddetlendiği yıllardır. Yıllar sonra PDK-İran'ın üst düzey yöneticilerinden Kerim Husami anılarında Bedrettin'e ilişkin ilginç bir anekdota yer verecektir. Husami, 1981 yılında Filistinlilerle görüşmek için Sofya'dan Beyrut'a gider, onu havaalanında Bedrettin karşılar. 2001 yılında vefat eden Husami, Bedrettin'in aracılığıyla Şam'a nasıl birlikte gittiklerini şöyle anlatır;
"Filistinliler bana 'Hiç bir şekilde silah bırakmayın' dedi. Görüşmeyi Salah ayarlamıştı. Salah 16 Haziran 1981 günü ise bana 'Lübnan'daki bir Suriyeli subay haber verdi, Şam'a birlikte gitmemizi öneriyor' dedi. Ertesi gün Salah'la Suriye ordusuna ait askeri bir araçla Şam'a gittik. Bizi güvenlik şefi Ebi Adnan adıyla bir yetkili karşıladı ve bana şu teklifte bulundu; 'Sana Tahran'a gitmeyi öneriyoruz, pasaport ve bilet ayarlarız. Seni orada adamlarımız karşılayacak, gitmeden önce başkan Hafız Esat ile de görüşebilirsin.'
Bunun üzerine onlara şunu söyledim; Davetiniz için teşekkürler. İran'daki Kürt sorununun çözümü için beni çağırdığınızı düşünmüştüm, fakat yanılmışım. Tahran'da hiç bir işim yok. Başkan Esat'ın İran hükümeti ve demokrat parti arasında arabuluculuk yapmasını, Kürt sorunun barışçıl yollarla çözülmesi için çaba sarf etmesi dışında başka bir isteğim yok."
Şam üzerinden PDK-İranlıları Tahran'a peşkeş çekmenin karşılığında Bedrettin'e ne verildiği bilinmez, ama Husami'nin anılarında da görüldüğü gibi Baasçılarla içli dışlıdır. Daha sonraki yıllarda bir televizyon kanalına verdiği söyleşide Bedrettin "1980'lerde Yunan pasaportuyla ara sıra Suriye'ye gidiyordum" itirafını ağzından kaçıracaktır. Yasaklı bir Kürt partisinin lideri olmasına rağmen Suriye'ye sık sık gittiği doğruydu, fakat bir Yunan pasaportuyla değil, bunu Suriye istihbaratı Muhaberat'ın verdiği özel bir kimlikle yapıyordu. İşte ANF'nin Salah Bedrettin'e ilişkin ele geçirdiği belgelerin dökümü:
1. BELGE: MUHABARAT'TAN ÖZEL KİMLİK
Suriye istihbarat örgütü Muhaberat'ın Salah Bedrettin'e verdiği bu belge aslında özel bir kimlik niteliğinde. Bedrettin'in fotoğrafının yer aldığı belgede şu ifadeler yer alıyor; "Genel çıkarlarımız için Salah Bedrettin Lübnan'a ait "3901092 numaralı plakalı araçla Suriye'ye girebilir." Belli aralıklarla uzatıldığı anlaşılan bu kimlik kartı 17 Temmuz 1983'te verilmiş. 16.01.1984'e kadar geçerli olan bu kartın sol yüzünde ise şu bilgiler yer alıyor;
"Arabanın özellikleri: Türü; Volvo GL244. Model; 1979. Rengi: Beyaz, 244M410262. Motor numarası; 498760-089095. Bu kartı bulanlar istihbarat merkezine veya en yakın polis birimine ulaştırmalı, aksi taktirde cezaya tabii tutulacaklar."
2. BELGE: IRAK'TAN PASAPORT
Irak devleti tarafından 29 Mart 1974'te verilen bu pasaport 1944 Dihok doğumlu "Anwar A. Shiro" adıyla düzenlenmiştir. Ancak pasaportta Salah Bedrettin'in fotoğrafı var. Bu pasaportla sık seyahat yapılmış, birçok ülkeye girişler-çıkışlar olmuş. Örneğin 1977'de Bağdat'tan çıkış yapılmış, aynı yılda Mısır'ın başkenti Kahire'ye bir giriş var. Ayrıca sayfaların birisinde "Kasım 1976, düzenlenen yer; İstanbul" notu var. Fakat notun ayrıntıları okunmuyor.
3. BELGE: HESABINDAKİ 111 BİN DOLAR
Irak'ın verdiği pasaporttaki ismi "Enwer Ali Şiro" ile Arab Bankası'nın Beyrut Şubesi'nde "44277" numaralı bir hesap açılmış. Kayıt numarası "3765" olan bu belgede hesap numarasında 111 bin 509 Dolar para miktarının bulunduğu görülüyor. Bu miktar ve hesaba yatırılan meblağlar o yıllarda yasaklı Kürt partisinin liderinin çapını aşacak nitelikte. Belgede hesaba değişik tarihlerde, özellikle de 1975 yılında şu meblağların yatırıldığı görülüyor:
24.04.1975; 38 bin Dolar. 13.06.1972; 2 bin Dolar. 21.06.1975; 224 Dolar faiz. 15.07.1975; 5 bin Dolar. 31.07.1975; 10 bin Dolar. 21.08.1975; 10 bin Dolar. 13.10.1975; 5 bin Dolar. 27.17.19975; 1284 Dolar faiz. 20.02.1976; 30 bin Dolar. 03.03.1976; 40 bin Dolar.
4. BELGE: TÜRKİYE'YE PKK MEKTUBU
Kuzey Kürdistan hareketinin yükselişte olduğu yıllarda Salah Bedrettin'in yeniden ortaya çıktığının belgesidir bu. Çünkü Sovyetler yıkılmış, doğu bloğu yıkılmıştır. Gerçi 1991 yılında verdiği bir söyleşide "Sosyalizm güç olmayı sürdürecek, Sovyetler dağılmayacak" der. Ama dediği çıkmaz, Bedrettin bu kez 'durumdan vazife çıkararak' Suriye'den PKK'yi çıkartabileceğini iddia eder. O yıllarda PKK hareketinin batı Kürdistan'da ev ev örgütlendiğini unutan Bedrettin, büyük konuşur.
Bu belge ilk kez geçtiğimiz Nisan ayında 'lekolin.org' isimli internet sitesi ve ANF'de yayınlandı. Belgede Bedrettin Halk Birlik Partisi adına "Doktor Ahmet Bin Meizi" isimli kişiye 29 Mart 1994 tarihinde mektup yazdığı görülüyor. Bedrettin'in imzası ve mührünü taşıyan mektup şöyle:
"Kardeşim Doktor Ahmet Bin Meizi; Selamlar. Tunus'ta bulunan Türk büyükelçiliğine gönderdiğiniz mektubunuzu memnuniyetle aldım. Ve size teşekkür ederim. PKK’ye karşı mücadele konusunda İttihat Eşhap Partisi (Halk Birlik Partisi) ile Türk elçiliğini tartıştırdığınız için size teşekkür ederim. Mektupta belirttiğiniz konuları ,Türk tarafının da kabul etmesiyle biz de kabul ediyoruz. Bu konular nelerdir?
1- Türkler bize bu konuda silah ve destek verecek. Ve örgüt için Almanya, Polonya, Bulgaristan, Lübnan’da büro açılacak.
2- Türk subaylar Türkiye ve Lübnan topraklarında askeri eğitim verecek, nasıl ki geçmişte Filistinliler eğitim gördülerse.
3- Türkiye bize diplomatik pasaportlar versin. Biz de örgüt olarak garanti veriyoruz ki PKK’yi Suriye topraklarından çıkaracağız.
Biz bu konularda diyalogun devam etmesini istiyoruz ve Türk elçiliği de bu konuda bilgilendirilsin."
ROJAVA DEVRİMİYLE YENİDEN SAHNEDE...
Salah Bedrettin 2000'lerin başında -güney devrimi sırasında Saddam rejimiyle ilişkilerini unutup- Güney Kürdistan'ın Salahattin kentine yerleşmiş, örgüt işlerini bırakıp "saygın Kürt aydını" olmaya karar vermişti. Bu yıllarda ne iş yaptığı bilinmeyen Kawa kültür derneğini kurdu, başına geçti. Ara sıra Kürtçe internet sitelerinde geçmişi hakkında polemiklere girmekten zevk alıyor ve ne gariptir kendisini eleştirenlere "ajan" diyordu. Taa ki Suriye krizi patlak verene kadar.
2012 yılının başında bir televizyon kanalına verdiği söyleşide "Aslında siyasetten elimi eteğimi çekmiştim, fakat Suriye devrimi başlayınca baktım olmuyor, gençlere yardım etmek için tekrar siyasi çalışmalara başladım" diyecekti. Fakat gerçek öyle değildir. O aylarda Suriye iç savaş sarmalı içindedir ve Batı Kürdistan'da devrimin patlak vermesi an meselesidir. Bu arada Hewlêr'de Türk istihbaratının sponsorluğunda Hewlêr'deki gizli toplantıların aranan ismi olmuştur bile.
26 Haziran 2012'te ANF "gizli" ibareli bir belge yayınladı. Türk Dışişleri'nin Hewlêr'deki Türk Konsolosluğu’na yazılan belge, Güney Kürdistan’da tartışmalara neden oldu. Çünkü Türkiye’nin Suriye’ye ilişkin izlediği politikalar ve oluşturduğu konsept ayrıntılı şekilde belgede yer alıyordu. Aynı günlerde ise Federe Kürdistan Hükümeti Başkanı Mesut Barzani'nin şemsiyesi altında Batı Kürdistan için Yüksek Kürt Konseyi'ni kurma girişimleri vardı.
Dört sayfalık belgede Batı Kürdistan'da PYD, Doğu Kürdistan'da ise PJAK karşıtı yapılacak faaliyetler sıralanıyor ve ne gariptir ismi geçenlerin başında Salah Bedrettin vardı. Belgede Kürtlerin rejime karşı Sünni Arap milliyetçileriyle birlikte silahlı mücadeleye girişmesi için Türk istihbaratının “Kürt kökenli Suriye vatandaşı Selahattin Bedrettin” ile görüştüğü belirtiliyor. Belgeye göre MİT, Bedrettin'den Suriye'de Kürtleri silahlı Arap muhalefeti ile birleştirmesini istemiş.
Bedrettin'in MİT ile gerçekten görüşme yapıp yapmadığı veya anlaşıp anlaşmadığı bilinmiyor. Ancak bir süre sonra Türk basınında "Suriyeli önde gelen Kürt siyasetçi" şeklinde boy vermeye başladı, PYD ve Rojava devrimine ise kin kusuyordu. Muhaberat'ın kendisine verdiği özel kimlik kartının unutulduğunu sanan Bedrettin, Nisan 2013'teki bir söyleşide şu ithamlarda bulunacaktı: "PYD, rejimin projesiydi. PKK’nin Suriye’de kaç grubu var bilmiyorum ama hepsi Kürt meselesi için çalışmıyor. Bazıları rejiminin çıkarları için çalışıyor. Aslında açık bir şekilde Hafız Esad’la birlikteydiler. "
21 Mayıs 2013 günü ise Salah Bedrettin, Özgür Suriye Ordusu'nun Kürt düşmanı-Türkiye hayranı olan komutanı Selim İdris'le poz verdi. Antalya'da yaşayan Esat'ın eski generali Selim İdris, Serêkaniye'de çatışmaları bitiren YPG ve ÖSO arasındaki anlaşmayı tanımayan, bu anlaşmanın kendileri için geçersiz olduğunu, Türkiye’ye yaptıkları yardımlardan dolayı teşekkür eden ve amaçlarının Türkiye sınırlarını korumak olduğunu söyleyen bir isim.
Hewlêr'deki Bedrettin-İdris görüşmesinin hemen ertesinde, 25 Mayıs günü ÖSO adına hareket eden bazı silahlı grupların Afrin'de Kürtlere ve YPG'e karşı saldırıya geçmesi tesadüf müydü bilinmez. Fakat Hewlêr merkezli PYD karşıtı bütün faaliyetlerde Salah Bedrettin isminin geçmesi, onun geçmişine ve çizdiği "Kürt Josep Fouche'si" portesine bakıldığında, bunun hiç de tesadüf olmadığı görülecektir.
Zira o da Fouche'nin Fransız devrimi sonrasında oynadığı rolün benzerini Kürdistan'ın dört parçasında, kritik dönemlerde, rejimlerin "gizli ve has adamı" misyonunu üstlenerek oynamaya çalışmıştır. Ekranlarda, gazete manşetlerinde ve başkentlerin kulislerinde ateşli "Kürtçülük" nutukları atarken, kapalı kapılar ardında ise her zaman bir şeylerin pazarlığını yapmıştır, gizli bir ajandası hep olmuştur. Ama hatırlatmakta yarar var; Salah Bedrettin'in karşısında olduğu, karşıtlarıyla ahbap olduğu bütün Kürdistan devrimleri de başarıya ulaşmıştır...
Kaynaklar;
1- Salah Bedrettin ile söyleşi, Kurd1, "Dîroka me" (Tarihimiz) programı, Şubat 2012
2- "Kürt Halkın Birliği Partisi’nin eski lideri ve önde gelen Suriyeli Kürt siyasetçi Salah Bedrettin ile söyleşi", Orsam'ın "Ortadoğu Analiz" dergisi, Nisan 2013
3- "Le bîreweriyekanim" (Hatıralarım), Kerim Husami, Stockholm, 1993
4- "Kürt Dosyası", Rafet Ballı, Salah Bedretin ile söyleşilerin yer aldığı 555 ile 566 arasındaki sayfalar, Cem Yayınevi, İstanbul, 1992