11 Ağustos 2014 tarihinde Maxmur’da DAİŞ’e karşı elde edilen başarının Kobanê ve Şengal başta olmak üzere Rojava ve Güney Kürdistan’da işgal altında bulunan bölgelerin özgürleştirilmesinde örnek teşkil ettiğini ve halklara büyük bir moral kazandırdığını kaydeden gerillalar, DAİŞ’in Maxmur’da gerilla güçleri karşısında başarısızlığa uğramasıyla çözülme sürecine girdiğini kaydetti.

Maxmur’un özgürleştirilmesi operasyonunda yer alan HPG, YJA-STAR gerillaları ile Maxmur asayiş güçleri, Maxmur’un DAİŞ’in üç günlük işgalinden kurtarılmasının ikinci yıldönümünde ajansımıza konuştu.

DILSOZ: DAİŞ GERİLLA KARŞISINDA TUTUNAMADI

YJA-STAR gerillası Şimal Dilsoz: Xakurkê alanından bir grup HPG ve YJA STAR gerillası olarak Maxmur’daki halkımızı savunmak için Şehit Rüstem kampına geldik. Geldiğimizde DAİŞ çeteleri Maxmur’a girmişti. Halk Maxmur’u bırakmıştı, yalnızca savunma güçleri kampa hakim tepelerde savunma yapıyorlardı. Ardından hamle başlattık ve kampa inmemizle birlikte DAİŞ çeteleri tutunamayarak kaçtılar. DAİŞ’i bölgeden uzaklaştırdık. Daha sonra halk tekrar geri döndü. Şimdiye kadar da HPG gerillaları olarak halkımızı korumak için Maxmur’da mevzilenmiş durumdayız.

DOĞAN: HPG, ‘DAİŞ NEREYE GİTSE ALIR’ ALGISINI YIKTI

HPG gerillası Mazlum Doğan: Çeteleri, gerillanın üstün savaş taktiğiyle yenilgiye uğrattık. Bu mücadelede milisler, Maxmur gençliği ve peşmergeler de yer aldı. O günden beridir halkımızı korumak için buradayız. ‘DAİŞ nereye gidiyorsa orayı alıyor’ deniliyordu. Ama HPG’nin olduğu yerlerde tutunamadıklarını Maxmur, Kobani, Şengal, Kerkük ve Rojava’da gördük. Maxmur başarısı bir ilk örnek oldu.

MAXMUR’U ÇETELERİN ELİNDEN BİR GÜNDE ALDIK

HPG gerillası Delil Cudi: DAİŞ çetelerini Kürdistan topraklarından atmak için şehirlere geldik. Biz öncelikle Maxmur’un çevre tepelerine yerleştik. Bir süre bu tepelerde konumlandıktan sonra DAİŞ’e saldırdık. HPG’nin üstün savaş kabiliyetiyle Maxmur’u bir günde DAİŞ’in elinden kurtardık. Daha sonra Maxmur’un çevresinde temizlik operasyonları yaptık. Kürdistan topraklarını işgal etmenin öyle kolay olmadığını gösterdik. Bundan sonra da şehitlerimizin izinde yürüyerek hiçbir güce geçit vermeyecek, halkımızı ve topraklarımızı savunacağız.

MARAŞ: ZARAR GÖRMESİNLER DİYE HALKIMIZI TAHLİYE ETTİK

Asayiş üyesi Xelat Maraş: DAİŞ Musul tarafından Maxmur’a doğru yaklaşıyordu. Halkımız üzerinde gelişebilecek katliamları engellemek için tedbirler aldık. Kampta yaşayan halkta tedirginlik vardı. Kandil’den bir grup arkadaş Maxmur’a geldi. Bu grup mevzilendirme çalışmalarını yürüttü. 6 Ağustos akşamı kampı taktik gereği olarak tahliye ettik. Ama eli silah tutan halkımız kampta gerillanın yanında kaldı. En büyük sorunumuz cephane sorunuydu. DAİŞ çeteleri araçlarla aşağı Maxmur’a girmişti. KDP Peşmergeleri orayı bırakıp kaçtı. Halkı savunmadılar. Halkı ölümle yüz yüze bıraktılar. Oysa birlikte Maxmur’u savunsaydık durum daha farklı olacaktı. 8 Ağustos’ta çeteler Maxmur kampına girdi. Aynı gün DAİŞ bulunduğumuz bir tepeye saldırdı. Bu tepede yarım saatlik bir çatışma yaşandı. Bu saldırı püskürtüldü. Tepeye saldıran çeteler öldürüldü. Fakat Deniz arkadaşın şehadeti yaşandı.

GUYİ: TEHLİKE KARŞISINDA GÜNEYLİ GÜÇLER HİÇBİR TEDBİR ALMADI

Asayiş üyesi Aslan Guyi: Kamp halkı çok büyük bir tehlikeyle yüz yüze kalmıştı ve güneyli güçler halkın güvenliğini sağlamak için hiçbir şey yapmadı. DAİŞ’in Maxmur’a neden saldırdığı, güçlerin neden tehlike ortada olmasına rağmen bir şey yapmadığı aydınlatılması gereken bir husustur. Bu saldırılar karşısında kampta bulunan halkımızın can güvenliğini sağlamak amacıyla kampı tahliye ettik. Bu, toprağımızı savunmak için gerekli bir adımdı. Halkımız ferdi silahlarıyla tepelere çekilerek gerillanın yanında yer aldı. HPG ve YJA STAR güçlerinin takviyesiyle güçlü bir savaş hazırlığına giriştik. Gerilla gücünün gelişiyle DAİŞ’e karşı saldırı planlamaları yapıldı. Bu planlamalar çerçevesinde gerilla saldırıya geçerek DAİŞ’i kamptan çıkardı.

‘GERİLLANIN BAŞARISI BÜTÜN IRAKLILARA MORAL OLDU’

DAİŞ’in kamptan çıkarılması bütün Irak halkına büyük bir moral oldu. Herkeste büyük bir coşku ve moral oluştu. Halkımız ve gerilla kendi imkanlarıyla hala kampı savunuyor. Ben de bu süreçte bu mücadelenin içinde oldum. Maxmur’un, DAİŞ’ten temizlenmesiyle halkımız tekrar kampa gelip yerleşti. Olağan yaşam düzenini kurdu. Biz de bu süreçten sonra halkımızı daha iyi savunabilmek için savunma tedbirleri geliştirdik. Kamp halkının güvenliği için çok güçlü tedbirler aldık. Güvenlik sistemini bir düzene kavuşturduk.

MIZGİN: ŞENGAL’DEKİ İHMALİN BİR BENZERİ MAXMUR’DA YAŞANDI

Asayiş güçleri sorumlusu Heci Mizgin: Burası siyasi mültecilerin kaldığı sivil bir kamptı ve o günlerde kendimizi savunabileceğimiz silahlarımız ve güvenlik mekanizmalarımız yoktu. Hemen yan tarafımızda bulunan Aşağı Maxmur halkı saldırılar karşısında ilçeyi terk etti. Peşmergelerle birlikte milislerimiz DAİŞ’i orada tutmak istediler ama sonra peşmergeler de çekildi. Maxmur kampı, DAİŞ tehlikesiyle yüz yüze kaldı. Aslında Şengal benzeri bir katliam olabilirdi. Sivilleri tahliye edin talimatı gelince tahliyeye başladık. KDP, takviye amaçlı gelen gerillaların bir kısmını engelledi. Ancak gerillalar alana ulaşınca hem moral olarak hem de savaş gücü olarak hamle yapabilecek noktaya geldik.

‘HER TÜRLÜ SALDIRIYI BOŞA ÇIKARACAK SAVUNMA GÜCÜNE SAHİBİZ’

DAİŞ havanlarla saldırılar yapıyor, doçkalarla tarama yapıyordu. Hemen planlama yapılarak harekete geçildi ve DAİŞ’liler bir gün bile direnemeden kaçarak kampı terk ettiler. Ardından çevrede bir dizi operasyon yaparak Maxmur’u yeniden güvenli bir hale getirdik ve halk döndü. Mesud Barzani de bizzat kendisi kampa gelerek gerillaya bir teşekkür ziyareti gerçekleştirdi. Daha önce peşmergelerin tuttuğu kontrol noktalarını biz asayiş güçleri olarak tutuyoruz. Gerillalar, kampın çevresinde sıkı güvenlik tedbirleri almış durumda. Gelebilecek her türlü saldırıyı kırabilecek güçteyiz.