BDP Mersin Milletvekili Ertuðrul Kürkçü, Mersin Akkuyu’da kurulması planlanan Nükleer Güç Santrali’nin bölgeye ve insan saðlıðına zararlarının araştırılması ve oluşabilecek tehlikelerin önlenmesi için Meclis Başkanlıðına araştırma önergesi verdi
Ertuðrul Kürkçü, önergede, yaşam hakkını tehdit eden, bölgede tarım ve turizmine büyük darbe vuracak olan Akkuyu Nükleer Santraline karşı başta Mersin ve Türkiye’den yükselen halkın itirazlarının görmezden gelindiðini belirtti.
Kürkçü, ÇED sürecinde yapılması gereken halk toplantısının itirazlar sonucunda yapılamamasına raðmen, resmi görevlilerin toplantıyı yapılmış gibi kabul ederek yola devam etmeye çalıştıklarına da dikkat çekti.
Kürkçü önergesinde, nükleer santrallerin, bilimin bütün dallarını ve toplumun bütün çıkar gruplarını ilgilendiren teknik bir konu olduðunu vurgulayarak, “Çevreye yayılan zararlı radyasyonun en önemli kaynaðı olan nükleer santral kazaları ve radyoaktif atıkları, karşılaştıðımız çevre saðlıðı riskleri bilimsel tabloda en aðır risk grubu olan hem gözlemlenemez, hem de denetlenemez riskler arasındadır. Nükleer santral ve zararlı radyasyon konusunda Türkiye’nin hukuk metinlerinde nükleer suç ve cezası tanımlanmamıştır” dedi.
Türkiye’de bireylerin, çevreyi ve saðlıðı etkileyen nükleer santral gibi önemli yatırım kararlarına katılımının engellerle dolu olduðuna işaret eden Kürkçü, “Enerji ve nükleer enerji yalnızca sanayi sektörünün deðil; tarım, orman, turizm, saðlık gibi tüm sektörlerin içinde bir yerdedir” görüşünü dile getirdi.
Küresel ısınmanın çözümü diye nükleer santral yatırımını gündeme getirmenin ‘yaðmurdan kaçarken bataklıða saplanmak’ olacaðını belirten Kürkçü, şu noktalara dikkat çekti:
“-Nükleer santraller, hiçbir ülkede sigorta şirketlerince sigortalanmaz; çünkü bir nükleer kaza sonucunda oluşacak ve kuşaklar boyu sürecek, Çernobil felaketinde olduðu gibi bir kaç ülkenin ekolojik felâket bölgesi ilan edilmesine neden olabilecek insan ve çevre saðlıðı kayıplarının maddi ve manevi boyutu, tahmin edilemeyecek ve karşılanamayacak ölçüde büyük olabilir.
-Riskin en büyüðü atıkların yönetimi ile ilgilidir. Ne yazık ki, bazılarının yarısının yok olması için 210 bin ila 15,8 milyon yıl gereken radyasyonlu atıkları tehlikesiz olarak yöneten bir teknoloji henüz geliştirilememiştir.
-Nükleer santraller, gerek yatırım ve işletme aşamasında; gerekse atıkları ve ekonomik ömür sonu sökümü yüzyıl süren radyasyonla kirlenmiş santral parçaları nedeni ile kirli, yatırımı ve ürettiði enerji maliyeti pahalı olduðu kadar tümüyle dışa baðımlı ve yakıt kaynakları sınırlı teknolojilerdir.
-Tüm bu nedenlerle, Türkiye‘ye nükleer santral yapma kararı bilimsel deðil, siyasal bir seçimdir. Bu gerekçe ile Mersin Akkuyu’da kurulması planlanan Nükleer Güç Santrali’nin bölgeye ve insan saðlıðına zararlarının araştırılması ve oluşabilecek tehlikelerin önlenmesi için meclis araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.”
ANF NEWS AGENCY