Kürt gazetecilerin rehin alınması protesto edildi

16 Kürt gazetecinin tutuklanması, Amed başta olmak üzere pek çok yerde protesto edildi.

 

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ile Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran'da gözaltına alınan 20 gazeteciden JİNNEWS Müdürü Safiye Alagaş, DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, MA Editörü Aziz Oruç, Xwebûn Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş,  Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin’in tutuklamasını protesto etti.

DFG önünde yapılan eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) Amed Milletvekili Remziye Tosun, kentteki siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri, gazeteciler ve yüzlerce kişi katıldı.  Eylemde "Susturamayacaksınız" yazılı pankart açıldı.

Mezopotamya Ajansı(MA) Editörü Fahrettin kılıç, "Bizler tutuklanan arkadaşlarımızın kalemlerini yerde bırakmayacağız" dedi.
 
DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Özgür Basın geleneğinin '90’lı yıllardan bu yana gerçekleri halka ulaştırmak için mücadele ettiğini belirterek, "Yeri geldi sokakta katledildiler, yeri geldi işyerleri bombalandı. Yeri geldi gazetecilerin kapısına kilit vuruldu. Evet, saldırıların ve baskıların rengi değişti ama özü değişmedi. Dün bizi sokak ortasında katletmeye çalışanlar bugün gözaltına alıp tutukluyor" şeklinde konuştu.
 
Günümüzde gazetecilerin kopyala yapıştır yargı sistemi ile tutuklandığına dikkat çeken Müftüoğlu, tutuklanan gazetecilere atfedilen suçlamaların gazetecilik faaliyeti olduğunu söyledi. Müftüoğlu, "Tutuklama gerekçesi ise tahammülsüzlüğün ve anti-demokratik yaklaşımın sonucu olduğu bir kez daha açığa çıktı. Daha bir-iki gün önce, İçişleri Bakanı ısmarlama operasyonların nasıl olması gerektiğini TV programlarında açıklıyordu. Özgür basına dönük bu operasyonun da kimlerin ısmarlama operasyonu olduğunu biliyoruz" dedi.
 
'ÖZGÜR BASINA SALDIRMAK DA İKTİDARI KURTARAMAYACAK'

Özgür basının hiçbir saldırıya boyun eğmediğini ifade eden Müftüoğlu, aksine saldırıların özgür basını daha da büyüttüğünü kaydederek, "İktidar içine girdiği bataklıktan gazetecileri susturarak çıkmak istiyor" diye konuştu.
 
Gazetecilerin tutuklandığı saatlerde Meclis’te  "Medyaya sansür yasasının" Adalet Komisyonu’ndan geçtiğini hatırlatan Müftüoğlu, "Her açıklamasında Abdülhamit’i kendine referans olarak gösteren Erdoğan, Abdülhamit'in istibdat düzenini kurmak için her yola başvuruyor. Her yere Erdoğan fotoları astırarak korku ve baskı iklimini oluşturma gayretindeler. Ülke tarihine 'Erdoğan Yasaları' olarak geçecek bu uygulamalar ülkeyi her yönden adım adım felakete doğru götürüyor. Fakat felaketi 'ülke büyüyor' diye kamuoyuna açıklıyorlar. Gerçekte ise kimlerin ne kadar büyüdüğünü gizlemek için özgür basına bu kadar yöneliyorlar” diye konuştu.

İktidarın sadece kendi haberlerini yapan basın ve yayın organlarına müsaade ettiğini ifade eden Müftüoğlu, konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Halk sadece onların söylediklerini dinlesin. Ama biz de diyoruz ki gerçeğin ifadeye kavuşması için ne bedel gerekiyorsa vereceğiz ve yalanlarınızla baş edeceğiz. Her koşulda bu yalan düzenine, özgürlükleri kafeslemeye çalışan çürümüş zihniyete karşı hakikat mücadelemizi sürdüreceğiz."
 
Konuşmanın ardından oturma eylemi yapıldı. Oturma eyleminde tutuklanan 16 gazetecinin isimleri okunarak, hep bir arada " Burada" denildi. Açıklama "Özgür basın susturulamaz", "Berxwedan Jiyanê","Amed uyuma basınına sahip çık" sloganlarıyla son buldu.

Amed Barosu da 16 gazetecinin tutuklanmasına ilişkin sanal medya hesabı üzerinden açıklama yaparak, “Diyarbakır CBS'nin yürüttüğü soruşturma kapsamında 16 gazeteci hakkında tutuklama kararı verilmiştir. Gazetecilere, mesleki faaliyetleri nedeniyle başlatılan soruşturma ve tutuklamalar basın özgürlüğüne ve haber alma hakkına müdahaledir. Tutuklu gazetecileri serbest bırakın” dedi.
 
MERSİN

Mersin’deki gazeteciler de Amed'de 16 meslektaşının tutuklanmasını protesto etti.
 
Mersin Güney Gazetesi ve Cumhuriyet Muhabiri Abidin Yağmur, gazetecilerin tutuklanmasının hukuki olmadığını belirterek, “Tamamen siyasi bir karardır. Karara ilişkin ilgili bakanlıklar, 'Onlar gazeteci değil, gazetecilik nedeniyle tutuklanmadılar' gibi bahaneler sunacak. Bundan eminiz çünkü 1990'lardan beri muhalif basına, Kürt gazetecilere yönelik baskılar hep aynı bahaneyle önemsiz gösterilmek isteniyor ya da kriminalize ediliyor" dedi.
 
Gazeteci Gamze Şimşek, tutuklamaların halkın haber alma hakkına yönelik olduğunu kaydetti.
 
Gazeteci Mahmut Sönmez de meslektaşlarının hakikati yazdıkları ve şeffaf bir şekilde mesleğin gereğini yerine getirdikleri için tutuklandıklarını belirtti.

İleri Haber Editörü Ayşenur Önal da şöyle dedi: "Verilen bu kararın hukuksuz olduğunu ve AKP’nin seçim arifesinde halkın gözünü korkutmak, doğruların yayımlanmasını engellemek için yaptığını biliyoruz. Bütün meslektaşlarımız serbest bırakılana kadar direnişte olacağımızı tüm kamuoyu bilmelidir.”

İZMİR

İzmirli gazeteciler de Kürt gazetecilerin tutuklanmasını protesto etti.
 
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, gazetecilik için çemberin daraldığını, yoğun baskı yaşandığını söyledi. Gappi, "Haksızlıklara karşı sessiz kalmayacağız. Meslektaşlarımızın birer meta gibi kullanılmasına izin vermeyeceğiz. Bunların hepsi Türkiye’nin ifade özgürlüğü hanesine çok büyük eksiler yazıyor. Zaten 180 ülke arasında ifade özgürlüğünde 149’uncu olan Türkiye, yakında 180’inci ülke olacak” diye belirtti.
 
Basın meslek örgütlerine de seslenen Gappi, tüm alışkanlıklar ve gerekçelerin bir kenara bırakılarak mesleğin geleceği için birleşilmesi çağrısında bulundu.
 
Evrensel Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi Özer Akdemir, Kürt gazetecilere baskıların on yıllardır süren bir pratik olduğunu söyledi. Akdemir, "Seçim sürecine girilince yargıdan da arka arkaya siyasi kararlar çıkmaya başladı. Bu sürecin seçime kadar ivme arttırarak devam edeceğini öngörüyorum. Basına ise Kürt gazetecilerin tutuklanmasıyla başladılar” dedi.
 
Akdemir, gazeteci örgütlerinin ciddi bir tavır takınması gerektiğini vurguladı.
 
Gazeteci Mazlum Vesek de "Gazeteciler, hangi kurumda çalıştığına, hangi politik görüşe mensup olduğuna bakmaksızın sadece mesleğini icra ettiği için tutuklanan gazetecilerin yanında olmalı. Bunu söylemekten de imtina etmemeli” diye konuştu.
 
İzmir İlkses Gazetesi Muhabiri Çağla Geniş  de "Yaşananları basın özgürlüğü adına utanç ve öfkeyle takip ediyoruz. Özgür basını, Kürt basınını susturmaya çalışıyorlar. Ancak Apê Musa’nın çocuklarını bu yollarla hakikatin peşinden alıkoyacaklarını sananlar yanılıyor. Herkesi hakikatin gücüne sahip çıkmaya çağırıyoruz” diye belirtti.

GAZETECİ VE YAZARLARDAN TEPKİ

Gazeteci-Yazar Hüseyin Aykol, "Daha çok çalışacağız, daha çok. Çünkü cezaevlerindeki 12 hükümlü gazeteci arkadaşımıza 16 tutuklu gazeteci daha eklendi. Tam 28 gazeteci arkadaşımız cezaevlerinde; haberiniz var mı" dedi.
 
Prof. Dr. Yaman Akdeniz, sanal medya hesabından, "8 gündür gözaltında tutulan 16 Kürt gazeteci dün gece tutuklanmıştır. Asla sessiz kalmayacağız” ifadelerini kullandı.

BASIN ÖRGÜTLERİ: HER KOŞULDA SAVUNACAĞIZ
 
DİSK Basın-İş, resmi sanal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Sansür yasasının komisyondan geçtiği gün 16 gazetecinin sabaha karşı tutuklanmasından 2 saat sonra gazeteci İnci Hekimoğlu evinden gözaltına alındı. Gazetecilerin yeri adliyeler, cezaevleri değil; haber merkezleridir. Gözaltındaki, cezaevindeki tüm gazeteciler serbest bırakılsın. Hakikati, halkların haber alma hakkını her koşulda savunacağız” dedi.
 
MLSA, “8 Haziran'da evlerine ve iş yerlerine yapılan baskın ile gözaltına alınan 20 Kürt gazetecinin 16'sının bu sabaha karşı tutuklanması ile birlikte Türkiye'de artık en az 56 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde bulunuyor” açıklamasında bulundu.
 
Gazeteci Dayanışma Ağı da “Gazetecilikten suç çıkarmaya çalışanlara karşı hakikati, gazeteciliği savunmaya devam edeceğiz. Gazeteciler hukuksuz tutuklamalar ve baskılarla susturulamaz” mesajını verdi.
 
İHD VE BARIŞ AKADEMİSYENLERİ DE SESSİZ KALMADI
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, “Oysa katledilen gazeteci davaları için delil toplamak değil delil kararttılar. Suçlular aramızda. Özgür basın- Kürt basını ise biatsız mücadeleye devam ediyor” sözleriyle tepki gösterdi.
 
Barış Akademisyenleri de hem kendi sanal medya hesaplarından hem de “Barış Akademisyenleri” isimli ortak hesaplarından gazetecilerin tutuklanmasına tepki gösterdi. Ortak hesapta, “8 Haziran’da Diyarbakır’da, başlıbaşına hukuksuz ev baskınları ve uzun gözaltı süresinin ardından, gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklanan 16 gazeteci dostumuzun yanındayız. Gazetecilik suç değildir, özgür basın susturulamaz” denildi.
 
VEKİLLER, PARTİLER VE SENDİKALAR DA TUTUKLAMALARI KINADI
 
Çok sayıda milletvekili ve siyasi parti de tutuklamalara sanal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımlarla tepki gösterdi.
 
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), “Tutuklanan 16 gazeteci ve özgür basınla dayanışıyoruz. Tüm gazetecilere özgürlük” diye belirtti. Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de “Kürt gazeteciler serbest bırakılsın! -Halkın haber alma hakkına kelepçe vurulamaz" dedi.
 
Kürdistan Komünist Partisi (KKP) ise "Bu kararla, açıkça Kürt basını susturulmak istenmektedir. Ama Kürt basını onca ağır bedellere rağmen özgür haber yapmaktan hiç geri durmadı, durmayacak. Susturamayacaksınız” açıklamasında bulundu.
 
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Kadın Sekreteri Simge Yardım, “Özgür basının sesi, yürütmüş olduğu hakikat mücadelesi gözaltı ve tutuklamalar ile susturulamaz! Basın emekçileri serbest bırakılsın! Gazetecilik suç değildir” diye belirtti.

Çok sayıda muhalif gazeteci de tutuklamalara tepki göstererek, özgür basının susturulamayacağı mesajını verdi.
 
KADIN ÖRGÜTLERİ: HAKİKATİ SUSTURAMAZSINIZ
 
Kadın örgütlerinden de tepkiler geldi. Mor Dayanışma, “8 Haziran'da gözaltına alınan 20 gazeteciden 16’sı tutuklandı. Bugün yine hukuksuz bir şekilde gözaltına alınan gazetecileri de derhal serbest bırakın. Gazetecilere, halkın haber alma hakkına yapılan bu saldırı tesadüf değildir. Gazeteciler yalnız değildir. Gazetecilik suç değildir” dedi.
 
Rosa Kadın Derneği “Mesleki faaliyetlerinden ötürü gazetecilerin maruz kaldığı yargısal şiddeti kabul etmiyoruz. Özgür basının sesi, yürütmüş olduğu hakikat mücadelesi susturulamaz. Gazetecilik suç değildir” ifadelerine yer verdi.
 
Diyarbakır Newroz’unda katledilen Kemal Kurkut’un kardeşi Ercan Kurkut da tutuklanan gazetecilerin fotoğraflarını paylaşarak, “Onlar bizim aydınlığımızdır. Gerçeklerin peşinden canları pahasına bıkmadan usanmadan koşan basın emekçileridir. Gazetecilik suç değildir” notunu düştü.