22 Ocak 1946 günü Mahabad'ın tarihi Çarçira meydanında sehpaya çıkan Qazi Muhamed, elindeki bildiriyi okuyarak cumhuriyeti ilan ediyordu. Kürtlerin 20. yüzyıldaki tek cumhuriyet sevinci, 11 ay sonra ne acıdır ki aynı meydanda kurulan idam sehpasıyla son bulacaktı. Geride ise Kürtlerin kısa süreli cumhuriyet ve devlet tecrübeleri kalacaktı.
22 Ocak 1946 günü Mahabad'ın tarihi meydanında toplanan binlerce kişi önünde 46 yaşındaki Qazi Muhamed, "Kanımın son damlasına, alacaðım son nefesime kadar Kürdistan'ın baðımsızlıðını ve cumhuriyeti koruyacaðıma Allah'ıma, Kürt ulusuna ve kutsal Kürdistan bayraðı üzerine yemin ederim" sözleriyle cumhuriyeti ilan etmişti. O küçük cumhuriyetin ise sadece 10 bin tüfeði, 20 kamyon cephanesi ve kuruluşu ilan eden ilanların basıldıðı bir matbaası vardı.
Ýlandan birkaç gün sonra 14 bakandan oluşan hükümet kabinesi kuruldu. Kürtlerin birliði sembolize eden renkler ilk kez bir devletin bayraðına yansımış, ünlü şair Dildar'ın 1938 yılında hapisteyken kaleme aldıðı "Ey Reqip" şiiri ulusal marş olarak kabul edilmişti. Okullarda Kürtçe eðitim görülüyor, milisler düzenli orduya geçmiş, operalar, çocuk dergileri, bilimsel kitaplar, şiirler basılıyordu.
CUMHURÝYET'E GÝDEN GÜNLER...
1900 yılında dünyaya gelen Qazi Muhamed, bölgedeki köklü ve dindar bir aileden geliyordu. Amcası Fetah Qazî, 1916'da Rusya'ya karşı savaşta hayatını kaybetmiş, dedesi Şêx Elmeşayêx 1930'da Diwander kentinde Kürt aşiretlerini bir araya getirmiş, Ýngilizlere karşı "ortak cephe" kurma önerisini yapmıştı. Ancak 1941 yılına gelindiðinde Rus birlikleri doðudan, Ýngilizler de güneyden Ýran'ı işgal ettiler. Ýngilizlerin yaptıðı ilk iş ise bölgedeki petrol kuyuları açmaktı.
Ýngiliz işgalinin yaşandıðı günlerde 2 Eylül 1941'de Türk hükümeti, Londra'ya bir not gönderdi. Notta bölgedeki Kürtlerin örgütlemelerine dikkat çekiliyor, Ýngiliz hükümeti uyarılıyordu. Aynı yıl Qazi Muhammed başkanlıðında Kürt heyeti, Sovyetlerle görüşme amacıyla Bakü'ye gitti. Azerbaycan başbakanı Bakırof ile görüşen Kürt heyeti, Sovyet idaresiyle başta ekonomi olmak üzere birçok anlaşma imzaladı.
Kürtler, Sovyetler'den destek sözü alarak dönmüşlerdi. 16 Aðustos 1943'te ise Komela (Kürdistan Diriliş Topluluðu) kuruldu. 1944'te ise üç Kürt örgütü Komela, Xoybun ve Hevi bir araya gelmiş, güçlerini birleştirme kararı almış ve 'üç sınır' adlı bir anlaşma imzaladılar. Mahabad'a giden süreç, işte böyle Kürtler arasındaki birlik ve bölgedeki dengelerin getirdiði 'fırsatlar' olmuştu.
DENGELER DEÐÝŞTÝ, KÜRTLER UNUTULDU!
Ancak 2. Dünya Savaşı'nın bitiminden hemen sonra dünya dengeleri deðişti, Hitler Almanyasının korkusu yerini doðu-batı arasındaki soðuk savaşa bıraktı. Sovyetler, Ýran'la yanaştı, Tahran ile petrol anlaşmaları yaptı ve güçlerini bölgeden çekme kararı aldı. Kürtler yüzüstü bırakılmış, kazanımları masa üstünde yapılan görüşmelere kurban edilmişti.
Kızıl Ordu 9 Mayıs'ta Ýran topraklarından çekilmeye başladı, 17 Aralık'ta ise Mahabad'a giren Ýran ordusu cumhuriyetin önderlerini esir aldı. Cumhuriyetin genelkurmay başkanı olan Molla Mustafa Barzani 500 Peşmerge ile uzun ve zorlu yürüyüşten sonra, Aras nehrini geçerek Sovyetler Birliði'ne sıðındı.
Cumhuriyetin kurulmasından tam bir yıl ve bir gün sonra, 23 Ocak 1947'de Qazi Muhamed'e Ýran askeri mahkemesi idam cezası verdi. Aynı yılın 31 Mart gününde ise cumhuriyetin ilan edildiði meydan olan Çarçira'da Qazi ve 2 arkadaşı idam edildi. Qazi Muhamed, 20. yüzyılda idam edilen son Kürt önderiydi. Geride ise 11 aya sıðan Kürtlerin 'baðımsız devlet olma' ve cumhuriyet mutluluðu kaldı.
O yıllarda bölgede görev yapan ve Mahabad'ı ziyaret eden Tahran'daki ABD Büyükelçiliði'nin askeri ataşesi Archie Roosevelt Jr. daha sonra kaleme aldıðı kitaplarında Kürtlerin bu tecrübesini şöyle tarihe not düşecekti: "Kürtlerin liderleri ve öncü kadroları aydın şehir halkı içinden gelmesi gerekiyor. Ancak hiçbir eðitime sahip olmayan aşiret liderleri öncü rolünü üstlenmek zorunda kalıyorlar. Maalesef askeri güçleri ise iktidar boşluklarından dolayı başarılı oluyor ve daha sonra da kaybediyorlar."