Kuzey Suriye heyeti Fransa Cumhurbaşkanı ile ne görüştü?

Fransa Cumhurbaşkanı ile görüşen heyette yer alan QSD Dışilişkiler Sorumlusu Rêdur Xelil, görüşmenin olumlu geçtiğini ve ayrıntılarını açıkladı.

Kuzey Suriye ve Rojava yönetimini temsilen bir heyet, başkent Paris’teki Elysee Sarayı’nda Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüştü.

QSD Dışilişkiler Sorumlusu Rêdur Xelil, görüşmeye ilişkin ANF'nin sorularını yanıtladı...

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile ne görüştünüz?

Kuzey Suriye'deki askeri ve siyasi güçlerin temsilcilerinden oluşan heyet olarak, Fransa Cumhurbaşkanı'nın resmi davetlisi olarak Elysee Sarayı'na çıktık. Fransa Cumhurbaşkanı ile görüştük. Bu önemli görüşmede çok olumlu sonuçlar ortaya çıktı. Kuzey Suriye, özellikle Efrîn özel bir süreçten geçiyor. Görüşmenin gündemi de bu konuydu. Daha çok Türk devleti ve çetelerinin Efrîn işgali üzerinde durduk. Türk devletinin Efrîn işgali ile amaçladığı, 'Özgür Ordu' adı altında getirdiği çetelerin gerçekte kim oldukları ve neyi temsil ettikleri konularını ele aldık. Efrîn'in eski haline dönmesi ve Efrîn halkının geri dönüşünün sağlanabilmesi için, uluslararası garantinin gerekliliği üzerinde durduk. Efrîn'den göç etmek zorunda kalan halkımıza yardımlar da görüşmenin temel konu başlıklarından biriydi.

Sizlere ne tür vaatlerde bulunuldu?

Efrîn ile ilgili sonuna kadar yardım edeceklerini söyledi. Uluslararası koalisyonun içinde yer alan ve Avrupa'da da önemli etkisi bulunan bir ülke olarak Fransa'nın bu dosyada yardımcı olacaklarını belirtti. Kuzey Suriye Özerk Yönetiminin Suriye'deki sorunların çözümü için örnek olduğu vurgulandı. Ayrıca, Türk devleti tarafından tehdit edildiği bu süreçte özerk yönetimin savunulması gerektiği belirtildi. Minbic'ten Qamişlo'ya, Amude'den Derik'e ve Irak sınırına kadar QSD güçlerinin kontrol ettiği tüm bölgeler Türk devleti tehdidi ile karşılaşıyor. Fransa Cumhurbaşkanı'nın tavrı, genel olarak resmi duruşları, bu bölgelerin desteklenmesi, savunulması ve garanti altına alma yönünde idi. DAİŞ ile mücadelenin sonuçlandırılması için de askeri yardımların devamı konusu konuşuldu. Görüşme genel olarak bu gündem üzerinden yapıldı.

Heyetinizin resmi açıklamasında, yapılan bir saatlik görüşmede insani ve tıbbi yardım ile Efrîn güvenliğinin garanti altına alınması konularına ağırlık verildiği belirtildi. Aynı anda Elysee Sarayı'na dayandırılarak yapılan açıklamada ise Mibinc'e Fransa'nın asker göndereceği söylendi. Bu görüşmenin askeri açıdan nasıl bir etkisi olacak?

Doğrudur, o konuyu da açıkça dile getirdiler. Biz de dillendirdik. Bölgenin savunulması için askeri olarak sonuna kadar destek sunacaklar. Minbic'ten diğer bölgelere kadar. Bu ne anlama geliyor? Birincisi, Türk devletinin 'Minbic'i işgal edeceğim, Kuzey Suriye'yi ele geçireceğim' iddiası boşa çıktı. Türk devleti bunu oradaki halkımızı sindirmek için yapıyor, şantajda bulunuyor. Ancak Türk devletinin böyle bir girişimde bulanamayacağı netleşti. Bu durum Sayın Macron'un konuşmasında net bir şekilde görüldü. Bunun başka anlamı da var; Kuzey Suriye'de var olan yönetim, resmi statüye doğru ilerliyor. Kuşkusuz bu Kuzey Suriye için değişim dönüşümdür. DAİŞ terör örgütü ile tüm terörist örgütlere karşı verilen altı yıllık mücadeleden sonra resmi olarak uluslararası düzeyde kazanımlar elde ediliyor. Dolayısıyla bu hassas dönemde gerçekleşen görüşme olumlu sonuçlandı.

Fransa'nın bu açık desteği diğer güçlere özellikle Amerika ve Rusya'ya nasıl etkide bulunacak?

Görevlerini yerine getirmek için onlara sorumluluk yükleyecektir. YPG, YPJ ve QSD olarak özgürleştirdiğimiz bölgeleri uluslararası koalisyonun desteği ile kurtardık. Uluslararası koalisyonun artık bu bölgeleri koruması gerektiği sürecine girilmiştir. Her şeyden önce bu onlar için ahlaki sorumluluktur. Rusya'nın tehditlerine etki edeceğine inanıyorum. Çünkü Rusya bu dönemde gerçekten de ileri gitti, özellikle Efrîn'de Türk devletine izin vererek bunu gerçekleştirdi. Guta gibi bazı bölgeler karşılığında anlaştılar. Bu durum Rusya, rejim ve İran siyasetine de sınır belirleyecektir. Sadece ABD değil, uluslararası koalisyonda yer alan tüm güçlerin Kuzey Suriye'ye destek ve yardımda bulunması açısından sorumluluk yükleyecektir.

Heyetiniz Suriye toplumunun tüm kesimlerinden oluşuyor. Heyetin bu yapısından yola çıkarak, Fransa'nın resmi olarak Kuzey Suriye Federasyonu'nu karşıladığını söyleyebilir miyiz?

Heyet kuşkusuz resmi olarak kabul edildi. Kendileri de Suriye'de var olan sorunların ancak Kuzey Suriye tarız proje ve yönetim ile çözüme kavuşabileceğini belirttiler. Askeri, siyasi ve toplumsal tüm kesimlerden oluşan heyetin karşılanması, Fransa hükûmetinin resmi olarak yönetim ile ilişki içine girmeye hazır ve açık olduğunu gösteriyor.

Yapılan görüşme Türkiye'ye ne tür mesaj verdi?

'Terör örgütüne karşı sınırımı koruyorum' iddiasında bulunan Türk devletine büyük bir cevap olduğunu düşünüyorum. Türk devletinin iddiası boştur. Bölgede toplumun tüm kesimlerinden oluşan yönetim mevcut. Ve bu yönetim teröre karşı savaşıyor. Türk devletinin bundan sonra haddini bilmesi gerekiyor.

Kuzey Suriye'deki direnişi, yapılan diplomatik çalışmaları ve ülke dışındaki Kürdistanlıların eylem, etkinliklerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Suriye 7 yıldır şiddetli bir süreçten geçiyor. Hem bölge devletleri hem de uluslararası devletlerin müdahalesine maruz kaldı. Suriye halkları açısından çok trajik bir durum ortaya çıktı. Kaos ve çatışmalardan kendisini koruyabilen bölgeler, QSD ve Kuzey Suriye yönetimi kontrolü altındaki bölgelerdir. Bu da yürütülen politikanın baştan beri doğru ve başarılı olduğunu kanıtlıyor. Suriye'nin yarısından fazlası yıkılmış, halkın yarısı göç etmiş durumda. Ancak bölgelerimiz kendisini koruyarak diğer bölgelere örnek oldu. Kuşkusuz bu kolay gerçekleşmedi. Askeri olarak yürütülen mücadele ve direniş ile esasen halkın direnişi sahiplenmesi sayesinde meydana geldi. Bunlar halkımızın mücadelesinin sonuçlarıdır.