Kyoto Protokolü’nün yerini alacak antlaşmanın taslağında uzlaşma

Kyoto Protokolü’nün yerini alacak antlaşmanın taslağında uzlaşma

2020 yılından itibaren küresel ısınma ve iklimsel değişimlerle mücadele için alınacak tedbirleri içerecek yeni bir uluslararası iklim antlaşmasının taslağında uzlaşıldı. Kyoto Protokolü’nün yerini alacak antlaşmanın taslağı Haziran ayında Bonn’da son kez müzakere edildikten sonra, Aralık ayındaki Paris BM İklim Zirvesi’ne sunulacak.

İsviçre’nin Cenevre kentinde Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülkeden 190’ının katıldığı müzakerelerin sonunda, Kyoto Protokolü’nün yerini alacak yeni bir antlaşmaya ilişkin taslakta uzlaşı sağlandı. Aralık ayında Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenecek İklim Zirvesi’nde tartışılarak onaylanması planlanan yeni taslak ile giderek korkutucu senaryoların konuşulmasına yol açan iklimsel değişimlerin önlenmesi hedefleniyor.

1 hafta boyunca süren müzakereler sonucunda üzerinde uzlaşılan yeni antlaşma taslağının BM üyesi ülkeler tarafından farklı algılanmasının ise henüz önüne geçilebilmiş değil. Aralık ayında yeniden müzakere edilerek Kyoto’nun yerini alacak yeni antlaşma taslağında, üye ülkelerin ne gibi hukuki sorumluluklara tabi olacağı ve yükümlülüklerin yerine getirilmesinin nasıl denetleneceği konusu netleştirilemedi.

İklimsel değişimlerle mücadele kapsamında oluşacak giderlerin hangi ülkeler tarafından nasıl finanse edileceği konusu da Paris’teki iklim zirvesinde netleştirilmeyi bekliyor.

YÜKSELMEKTE OLAN EKONOMİLER İÇİN DE İKLİM HEDEFLERİ İÇERİYOR

Aralık ayında sonuçlandırılması halinde 2020 yılında Kyoto Protokolü’nün yerine geçecek yeni antlaşmanın bu ilk en kapsamlı taslağı geçtiğimiz hafta 40 sayfa iken, dün itibariyle 86 sayfaya ulaştı. Taslağın ilk kez Çin, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Türkiye gibi ülkelerin de içerisinde olduğu ‘yükselmekte olan ülkeler’ kategorisi için de net iklimsel hedefler içerdiği bildiriliyor.

Taslağa, Haziran ayında Almanya’nın Bonn kentinde yapılacak bir ara zirvedeki tartışmalarla, Paris’teki 2015 İklim Zirvesi öncesindeki son şekli verilecek.

SICAKLIK ARTIŞININ 2 DERECEYİ AŞMASI FELAKETLERİ GETİREBİLİR

Uzmanlar, küresel ısınmanın 2100 yılına kadar ilk ölçümlerin yapıldığı 19’uncu yüzyıl sonlarına oranla en fazla 2 derece olması gerektiği uyarısını yapıyorlar. Isınmanın 2 derecenin üzerinde olması halinde kutuplardaki buzulların erimesi, iklimsel değişimler ve bununla bağlantılı doğal afetlerin artması ile deniz ve okyanuslardaki birçok ülkenin kıyılarının sular altında kalması gibi birçok felakete yol açılacağı görüşü paylaşılıyor.

Bu durumda, dünya üzerindeki birçok tarımsal faaliyet alanının yok olacağı ve yüz milyonlarca kişinin topraklarını terk ederek, ‘iklim mültecisi’ konumuna düşmesi de kaçınılmaz olacak.

Son yapılan bir araştırmaya göre, 2014’deki yeryüzü sıcaklığının, ilk ölçümlerin yapıldığı 1880’li yıllardan bu yanaki en yüksek seviyesinde olduğu ortaya çıkmıştı.

Atmosferdeki sera gazı oranının artışı, yeryüzünü güneş ışınlarının zararlı etkilerinden koruyan tabakaları etkisiz hale getiriyor ve bundan kaynaklı olarak da küresel sıcaklığın artacağı tahmin ediliyor. Özellikle dünya üzerindeki tüm karbondioksit (CO2) salınımlarının dörtte üçüne yakınının nüfusun yüzde 30’undan azının yaşadığı Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Avrupa Birliği ülkelerinden kaynaklandığı da biliniyor.