BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, AKP faşizmi ile bölgedeki despotik yönetimlerin neler yapmak istediklerini bildiklerini belirterek, bu diktatörlüðü hak etmiyoruz. Buna karşı isyan etmeliyiz. HDK bir isyan hareketidir” dedi.
HDK 1. Genel Kurulu'nda delegeler ve katılımcılar, genel kurula sunulan siyasi durum raporuna ilişkin görüşlerini açıkladı.
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, tarihsel bir dönüm noktasında olunduðuna dikkat çekerek, "AKP faşizminin, bölgedeki despotik yönetimlerin neler yapmak istediðini biliyoruz. Geriye kalan bunları alaşaðı etmek için dinamik bir mücadele yürütmektir. Bunun dinamiklerinin Türkiye ve Kürdistan'da bulunduðuna sonuna kadar inanıyorum. Bu diktatörlüðü hak etmiyoruz. Buna karşı isyan etmeliyiz" dedi.
"Halklarımıza karşı sadece yaptıklarımızla deðil, yapmadıklarımızla da sorumluyuz" diyen Kışanak konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu tekçi, katliamcı zihniyeti alaşaðı etmeyi başarmalıyız. HDK bir isyan hareketidir. Zenginliklerimizi yok etmek isteyen bu düzene karşı da bir isyan hareketidir. Yüreðimiz Artvin'de, Munzur'da, Hopa'da da en güçlü şekilde atmalıdır. HDK, yoksulluða karşı da bir isyan hareketidir. Yoksulların, mülksüzlerin sesi olmalıyız. Emek mücadelesini teslim almaya çalışan düzene karşı yoksullarla birlikte mahallerde olacaðız. HDK bunu başarabilirse, görevini yerine getirmiş olabilir."
HDK'nin gündeminde bulunan parti konusuna da deðinen Kışanak, halkın örgütlenmesi gerektiðini belirterek, "Halkın örgütlenmesini saðlayamazsak, temsili demokrasiye mahkum oluruz. Bu kongreden bir siyasi parti kararının mutlaka çıkması gerekiyor. Ama bunu kongrenin mücadelesinin hizmetinde araç olarak kullanacak şey, halkın örgütlülüðüdür" dedi.
Yıldız Ýmrek ise anayasa yazım sürecinin başladıðını hatırlatarak, anayasaların güçler dengesine göre yapıldıðını söyledi. Ezilenlerin, HDK'nin birleştirmeye çalıştıðı toplumsal mücadele dinamiklerinin başlı başına özgürlükçü bir anayasa yapacak güçte olmadıðını kaydeden Ýmrek, "Ama bugün yapabileceklerimiz olmadıðı anlamına gelmiyor" dedi. Ýmrek, HDK'nin, eşitlikçi-özgürlükçü bir anayasa için bu sürece aktif bir şekilde katılması gerektiðini söyledi.
"Bölgemizde devrimci bir durum var" diyen Ýbrahim Çiçek, "Ortadoðu'da iktidarlar deðişti. Kürt özgürlük mücadelesi, bütün gerici diktatörlükleri tehdit ediyor. Filistin direnişi sürüyor. Newrozu ve Küba'yı dışta tutarsak, dünyanın bir numaralı 1 Mayıs'ı Türkiye'de yaşadık. Biz toplumsal muhalefetin tamamını, HDK'de buluşturabilirsek, bütün gerici planları bozabiliriz" dedi. Anayasa tartışmalarına deðinen Çiçek, "Anayasa meselelerinde ve diðer meselelerde önemli bir tutumun ortaya konulması için, HDK Kürt halkının taleplerinin kabulü için, eylem özgürlüðü için büyük bir mücadele başlatmalıdır. Eðer bunları yapmazsak, anayasa mücadelesinin anlamı kalmaz. Ulusal demokratik mücadele ile emeðin hakları mücadelesini birleştirilmelidir. Somut siyasi bir kampanya örgütlenmelidir" diye konuştu.
Selma Gürkan ekonomik ve siyasi alanda halkın AKP tarafından zulüm altında tutulduðunu belirterek, "Yargı ve hukuk sistemi, ordu, kamu, emniyet, düzenin ihtiyaçlarını görecek şekilde yeniden yapılandırıldı. Onlar görevlerini yapıyorlar. Bunun karşısında bizlerin görevlerini getirip getirmediðimiz, asıl kritik noktadır. HDK, bütün ezilen kesimler için umut oldu. Ezilenlerin yaşamına nüfus eden bir çalışmayı yürütmeliyiz. Yaptıðımız çaðrıları örgütlemek üzere somut görevler almalıyız" diye konuştu.
Alp Altınörs ise 2002'den 2012 arasındaki dönem, geçiş dönemi olduðunu hatırlatarak, "Fakat, 12 Eylül referandumu ile bu parantez kapandı. Egemenlerin zulmü artık tekleşti. Bütün zulüm yolları AKP'ye çıkıyor. Bu da ezilenlerin mücadelesinde bir kaynaşmanın zemini oluyor. Dink ve Sivas davasındaki adalet arayışı, gerici eðitim yasasına karşı Kızılay'daki direniş, Bosh işçilerin sendika deðiştirmesi, Newroz'daki halkların birleşik direnişi, bunu bize gösteriyor. Ýstanbul Taksim 1 Mayıs'a bu noktada zirve olmuştur" dedi. "Daha fazla siyasi kararlılık gösteren HDK su yolda yürüyebilir" diyen Altınörs, "Birbiriyle müttefik bütün halk hareketlerini birleştirme, zalimlerin hükümetine karşı direnme günüdür. Ne Yunanistan, ne de Tunus bize uzak deðil" diye konuştu. 2 Temmuz Sivas Katliamı'nı yıldönümü olduðunu ve Ýstanbul 1. KCK Davası'nın 2 Temmuz'da görüleceðini hatırlatan Altınörs, "Haziran ve Temmuz ayı, TMY'ye karşı adalet mücadelesini yükselteceðimiz dönem olacaktır" dedi.
Rıdvan Turan, hükümetin Suriye'ye yönelik savaş hazırlıklarını hatırlattı, "Böyle bir iktidar, nasıl demokratik anayasa yapar? Çukurova'da Kürtlere ve sosyalistlere yönelik tasfiye operasyonları başlatıldı. Bundan savaş hazırlıðını çok açık bir göstergesi" diye konuştu.
ANF NEWS AGENCY