Pir Sultan Abdal Kültür Derneði (PSAKD), Madımak katliamının 20. yılında adaletin yerini bulması için yürütülen mücadele kapsamında bu yıl boyunca çeşitli etkinlikler gerçekleştirecek. Katliamın 20. yılında devletin 20 milim ilerleme saðlamadıðının altını çizen PSAKD Genel başkanı ve Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Sekreteri Kemal Bülbül, “Kitlesel salon ve açık alan etkinlikleri, çeşitli bilim insanlarımızın katılacaðı sempozyumlar, paneller gerçekleştireceðiz. Madımak’ta yitirdiðimiz canlardan bize kalan şiir, kitap, müzik çalışmaları var. Bunları külliyata dönüştürme çalışmalarımız olacak” dedi.
Aleni ve bariz bir biçimde gerçekleştirilen Sivas Madımak’taki katliamın ardından 19 yıl boyunca verilen hukuk mücadelesi süresince Türkiye’de adalet saðlanamadı. Ancak Türkiye’de yargının gelinen aşamada hukukun tecellisinin aksi yönündeki kararına raðmen adalet arayışçıları için ne bu dava ne de bu yürüyüş bitmedi. PSAKD de adaletin yerini bulması, katliamın üzerinin örtülüp sorumluların aklanmaması, ayrıca davayı gündemde tutmak için yürüttüðü mücadeleyi 2013 yılında da sürdürecek. PSAKD Genel Başkanı ve ABF Genel Sekreteri Kemal Bülbül, AKP’nin katliama nasıl baktıðının göstergesinin başbakanın “hayırlı olsun” sözleri olduðuna dikkat çekerek, hukukun insan haklarının gerektirdiði bir sürecin işlemediðinin altını çizdi.
20 YILDA 20 MÝLÝM ÝLERLEME OLMADI
Tespit edilmiş, belirlenmiş katillerin birçoðunun dışarıda kaldıðını ifade eden Bülbül, “Henüz yakalanmayıp, cezasını çekip çıkmadılar. Hiç tutuklanmadılar. Aranırken askerlik yapan, nikah kıyan, çocuðunu nüfusa kaydedenler, Ýstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde temizlik şirketinde çalışanlar oldu. Üstüne insanlık suçu hiç tartışmasız zaman aşımına uðraması ayrı bir vaka. Katliamın 20. yılında devlet, hukuk kurumu yapması gereken noktada yirmi milim ilerlemedi” diye konuştu.
YIL BOYU ETKÝNLÝKLER OLACAK
Bugüne kadar Alevi toplumunun, demokrat çevrelerin, kurumların yürüttüðü mücadeleyle belirli yere gelindiðini dile getiren Bülbül, “Ancak Madımak halen müze olmuş deðil. Hem katliamı unutturmamak hem müze talebimiz için insan hakları baðlamında tartışma yürütülmesi sürecinde olduðumuz için 20. yılda tüm yıl boyunca yapılacak anma programı gerçekleştirmek istiyoruz. Sivas etkinliðine ilişkin Ýstanbul, Ýzmir, Ankara gibi yerlerde kitlesel salon etkinlikleri, açık alanda etkinlikler, çeşitli bilim insanlarımızın katılacaðı sempozyum, paneller gerçekleştireceðiz. Madımak’ta yitirdiðimiz canlardan bize kalan şiir, kitap, müzik çalışmaları var. Bunları külliyata dönüştürme çalışmalarımız olacak” ifadelerinde bulundu.
CAMÝ, KÝLÝSE VE HAVRA NEYSE CEMEVÝ DE ODUR
Cemevleri konusunda yaşadıkları sıkıntılara dikkat çeken Bülbül, “Geçtiðimiz ay Kadıköy şubemizin cemevinin elektriði kesildi. Gerekçe de faturasının ödenmemesi. Lokma hizmeti, cenaze ve cem hizmeti yürütülüyor ve devasa bir elektrik faturası ortaya çıkıyor. Cemevi döner sermayesi ve geliri olan bir işyeri deðil. Market deðil. Maðaza ya da şirket deðil, cemevi. Elektrik parasını ödeyemiyor. Devlet kilise, cami ve havra için almıyor fatura parası. Ama tahsil ettiði cemevleri bu borçları ödeyemediði için elekriði kesiliyor. Ayrıca cenaze töreni de olmasına raðmen bu yapılıyor. Oruç açımı için hizmet yürütülecek ama yapılamıyor. Türkiye genelindeki cemevlerinde aynı şey sözkonusu. Cemevi ibadethane statüsünde görünmediði için alınıyor bu paralar. Gelir getirici bir şeyi yok ki. Alınmamalı. Yasal olarak cami, kilise ve havraya tanıyor ama cemevine tanımıyor” dedi.
CEMEVÝNE YAPILANLAR HAKARETÝ AŞIYOR
Bülbül, cemevleri hususunda defalarca girişimleri, eylemleri, mitingleri olduðunu belirterek, AKP hükümetinin ipe un sermeye çalıştıðına dikkat çekti. Cemevinin ibadethane talebi karşısında Meclis başkanının Diyanet Ýşleri başkanına bu durumu sorduðunu dile getiren Bülbül, şunları söyledi: “Osmanlı’da padişahın şeyhülislama sorması gibi. Şeyhülislamın sürdürücüsü de bugün diyanet. Bu durum karşısında ne diyor diyanet; cami var. Bu artık hakareti aşan bir tavır. Aşaðılık bir tavır bu.”
KATLÝAM VE SONRASINDA NELER OLMUŞTU?
Sivas’ta PSAKD’nin organize ettiði “Pir Sultan Abdal Şenlikleri” için kente gelen Alevi yazar, ozan, düşünürerden oluşan sanatçılardan 33’ü, 2 Temmuz 1993 tarihinde Madımak Oteli’nin ateşe verilmesiyle katledilmişti. Ýki otel görevlisiyle birlikte 35 kişinin katledildiði katliamdan sonra 124 kişi hakkında yalnızca "Laik anayasal düzeni deðiştirip din devleti kurmaya kalkışma" suçlamasıyla dava açıldı. Ýlk duruşması 21 Ekim 1993’te Ankara 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) görülen Sivas Davası’nın karar duruşması 13 Mart 2012’de Ankara 11. Aðır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme, sanıklar Cafer Erçakmak ve Yılmaz Bað'ın ölmeleri, Şevket Erdoðan, Köksal Koçak, Ýhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Necmi Karaömeroðlu yönünden ise “zaman aşımı” nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar vermişti. Kararın ardından Ankara Adliyesi önünde bulunan binlerce kişiye ise polis, biber gazı, basınçlı su ile müdahalede bulunmuş, çok sayıda kişi yaralanmıştı. Toplumun her kesiminden tepki çeken karar ise Başbakan RecepTayyip Erdoðan tarafından “Memlekete hayırlı olsun” sözleriyle adeta kutlanırcasına karşılandı.