Mahkemede Kürtçe tercüman krizi
Mahkemede Kürtçe tercüman krizi
Mahkemede Kürtçe tercüman krizi
Batman Cezaevi’nde kaldıkları koğuşlardaki yatakları ateşe vererek protesto eylemi yaptıkları gerekçesiyle Ankara Sincan Kadın Cezaevi’ne sürgün edilen tutuklu kadınların yargılandığı davada tercüman krizi yaşandı. 14 tutuklu kadın “Tercümanın polis olduğunu düşünüyorum ve tercümanlığını kabul etmiyorum” diyerek savunma yapabilmeleri için yeni bir tercüman talebinde bulundu. Mahkeme, talebi reddetti ve “savunma yapmaktan vazgeçmiş” saydı!
14 Temmuz 2012’de Amed’de yapılmak istenen “Özgürlük İçin Demokratik Direniş” mitingine polisin izin vermemesi ve kitleye müdahale etmesini protesto etmek amacıyla Batman M Tipi Cezaevi’nde bulunan kadın tutsaklar bulundukları koğuşlarda 15 Temmuz 2012’de yatakları ateşe vermişti. 29 kadın tutuklu, 18 Temmuz 2012’de Ankara Sincan Kadın Cezaevi’ne sürgün edilmişti.
Batman 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin “isyan”, “kamu malına zarar vermek”, “kamu görevlisini tehdit etmek”, “hakaret” suçlamasıyla açtığı davanın talimatla ifadeleri alınması işlemi Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada ifadeleri alınacak olan Songül Enüştekin, Selamet Akyüz, Sultan Şaman, Gülistan İnan, Güler Özbay, Meryem Soylu, Derya Arslan, Makbule Bayındır, Ayşegül Ayaz, Berivan Elter, Selver İspir, Meryem Akpolat, Güli Kara ve Hülya Dursun ile avukatları Şivan Cemil Özen ve Emel Sayın da hazır bulundu.
Tutsak 14 kadın, duruşmada Kürtçe ifade vermek istemişti. Bunun üzerine hazır edilen tercüman gerginliği yaşandı. Mahkeme salonundaki 14 tutuklu kadın, “Tercümanın polis olduğunu düşünüyorum ve tercümanlığını kabul etmiyorum. Başka bir tercüman görevlendirilmesini ve o şekilde savunma yapmak istiyorum” dedi.
Av. Özen, müvekkillerin taleplerinin haklılığına inandıklarını belirterek, savunmaların yapılmasının ardından savunma yapacaklarını kaydetti. Özen, anadilde savunma sırasında tercümanlık yapacak kişilerin yetkin olması yasa gereği olup özel olayda Kürtçe diline vakıf olduğuna ilişkin sertifikalı tercüman görevlendirilmesini talep etti.
Av. Sayın da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebe ilişkin emsal kararını mahkemeye sunarak, “Aynı talep 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul gördü. Mahkemeden de talebin kabulünü istiyoruz. Yasada anadilde savunma yapmak isteyenler için görevlendirilecek tercüman ücretinin kendilerince karşılanması öngörülmüşse de emsal olacağını düşündüğümüz 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin aynı kararında AİHM gerekçe gösterilerek sanıklardan tercüman ücretinin tahsil olunamayacağı ve hazine tarafından karşılanması gerektiği yönünde karar varılmıştır. Bu davada da bu yönde karar alınmasını istiyoruz” dedi.
Hakim, tercümanın resen seçilmiş olması, sanıkların tercümana yönelik itirazlarının soyut oluşu ve tercümanın Kürtçe diline hakim olduğu hakimliğimizce biliniyor olması ve yasal ret sebeplerini taşımayan yeniden tercüman atanması isteklerinin reddine karar verdi.
Songül Enüştekin’in talebini yinelemesi üzerine tercüman Osman Ulutaş, “Özel olarak Kürtçe tercüman sertifikam olmamakla birlikte Ankara Adliyesi bilirkişi listesinde kaydım mevcuttur” dedi. Av. Sayın, “Tercümanın yeterince Kürtçeye vakıf olmayıp tam bir tercüme yapamadığını müvekkillerim bana aktardı. Müvekkillerimle tartışmaya girerek gerilimli bir durum yaratmıştır” dedi.
‘YASA İHLALİ VAR’
Tutuklu kadınlar savunma yapmak istediklerini ancak mevcut tercümanın değiştirilmesi talebini yineledi. Tekrar söz alan Av. Özen, müvekkillerinin ısrarla vurguladıkları üzere tercümanın kendileri ile diyaloga girdiğinde söylenenleri çevirmenin ötesinde sorgular tarzda diyalog geliştirdiğini belirterek, “B da müvekkillerin haklı olarak kendisinden kuşku duymalarına yol açmıştır. 6411 sayılı yasanın anadilde savunmayı olanaklı kılan hükmüne ilişkin yönetmelikteki tercüman görevlendirilmesi ilkelerinin ihlal edildiği kanaatindeyiz. Eğer başka bir tercüman görevlendirilmiş olsaydı müvekkillerim savunmalarını yapacaklardı. Bu hususun değerlendirilmesini ayrıca müvekkillerimin yerel mahkemede savunma yapma isteklerini bildiririz” diye kaydetti.
Talepleri reddeden hakim, “Savunma yapmaması halinde savunma yapmaktan vazgeçmiş sayılacağını” ifade etti. Böylelikle ifadeleri almayan mahkeme heyeti, talimatın Batman 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne iadesine karar verdi.