MAKALE-Zilanvari mücadele etmek
Şehadetinin yirmi birinci yıldönümünde Zilan gerçeğini ve eylem çizgisini her zamankinden çok daha iyi anlamak ve uygulamak gerekiyor.
Şehadetinin yirmi birinci yıldönümünde Zilan gerçeğini ve eylem çizgisini her zamankinden çok daha iyi anlamak ve uygulamak gerekiyor.
30 Haziran Malatyalı Kürt kadın devrimci Zeynep Kınacı(Zilan)’ın fedai eylem günü oluyor. Kürdistan Özgürlük Hareketi tarafından “Fedailik Günü” olarak tanımlanıyor ve kutlanıyor. 6 Mayıs 1996’da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik Şam’da bomba dolu bir minibüs ile gerçekleştirilen saldırı ardından, Zilan isimli kadın gerilla Dersim’de sabah içtima alan bir askeri birliğe yönelik misilleme amaçlı fedai eylem yapmış ve birliği tümden tasfiye etmiş bulunuyor. Bu yıl 30 Haziran Fedailik Gününün yirmi birincisi yaşanıyor. Şehadetinin yirmi birinci yıldönümünde Özgürlük Tanrıçamız Zilan’ı saygı ve minnetle anıyor, anısını yaşatma ve amacını başarma sözümüzü yineliyoruz.
Evet, yiğit Kürt kadını Zilan’ın fedai eylemi üzerinden tam yirmi bir yıl geçmiş bulunuyor. Ancak anısı bugün de taptaze yaşıyor. Bugün Zilan ve Zeynep adları binlerce ve belki de on binlerce Kürt kızında ve kadınında yaşatılıyor. En güzel Kürt şiirleri ve şarkıları Zilan üzerine yazılmış ve söylenmiş bulunuyor. Özgürlük için mücadeleye başlayan Kürt kadınları ve erkekleri başarı yeminini Zilan adı üzerine yapıyor. Avrupa başta olmak üzere birçok alanda “Zilan Kültür Festivalleri” düzenleniyor. Zilan adı özgürleşen Kürt toplumunda ve özgürlük mücadelesinde ölümsüzleşmiş bulunuyor. Kürt kadını her türlü kölelik ruhunu Zilan ruhuyla kırıyor, kendine güveni ve yaratıcılığı Zilanlaşarak kazanıyor.
Dikkat edilirse, Zilan gerçeği çoktan zaferi kazanmış olan bir hakikati ifade ediyor. Evet, bugünün Tayyip Erdoğan Yönetimi de yirmi bir yıl önceki faşist-soykırımcı yönetimi aratmıyor. Her yerde faşist terör ve katliam var. Kürtler yine sokakta kurşunlanıyor ve zindanlara dolduruluyor. Kürt kadınlarına ve gençlerine hakaretler ediliyor. Eskinin köy yakmaları gibi, şimdi de mahalleler yakılıp yıkılıyor, yüz binlerce insan evinden ve yurdundan sürülüyor. Yani vahşi zulüm ve katliam uygulamasında pek bir fark yoktur. Fakat faşizme karşı direnmeyi ve direnip kazanmayı öğrenmiş bir halk var. Bu da her gün artan oranda Zilanlaşarak oluyor. Kürdistan’da derinleşmiş bir fedailik yaşanıyor.
Zeynep Kınacı’nın fedai eylemi Kürdistan özgürlük mücadelesinde gerçekleştirilmiş ilk bireysel fedai eylemi oluyor. Yoksa özgürlük mücadelesinin tümü fedai çizgisinde ve fedai ruhuyla yürütülüyor. Tabi ilk bireysel fedai eylemi bir kadın gerillanın yapmış olması etkisini çok daha fazla artırıyor. Özgürleşen kadının cesaretini ve yenilmez gücünü ortaya koyuyor. Kadını köleleştirmiş ve hep zayıf görmüş olan erkek egemenliği üzerinde müthiş korkutucu bir etki bırakmış bulunuyor. Kürt insanı ve toplumu moral ve güç alırken, Kürt düşmanları da büyük korku ve çöküşü yaşıyor.
Bugün AKP-MHP faşizminin Kürdistan’a dayattığı zulüm ve katliam, tamı tamına Zilanvari bir duruşu ve mücadeleyi gerekli kılıyor. Çünkü Zilan çizgisi başarı ve zafer çizgisi oluyor. 30 Haziran’da yapılan eylem askeri açıdan tam bir başarı kazanmış, siyasi açıdan Kürdistan Özgürlük Hareketini ciddi biçimde güçlendirmiş, psikolojik açıdan ise Özgürlük Mücadelesine çok büyük bir moral üstünlük kazandırmış bulunuyor. Zilan fedai eylemi tam yerinde ve zamanında, büyük amaçlar için ve başarıyla gerçekleşen bir eylem oluyor. Tam bir misilleme ve intikam eylemi olarak gerçekleşiyor. Zilan eylemciliği zafer kazanan bir gerillacılığı temsil ediyor.
Bazıları Zilan eylemciliğini “İntihar eylemi” denilen kategori içindeki eylemlerle aynılaştırıyor. Bazıları sadece askeri açıdan başarılı olduğu için büyük sanıyor. Bazıları da Zilan adının yücelişine heveslenerek yüzeysel bir yaklaşımla öyle olmak istiyor. Halbuki bunların hiç birisi yalnız başına doğru ve yeterli değildir. Zilan eylemciliği sadece askeri başarı kazanan değil, yerinde ve zamanında gerçekleşen bir eylem olarak her türlü başarıyı kazanan bir eylem oluyor. Ölümde özgür yaşamı yaratmayı ifade ediyor. Kemal Pir’in dediği gibi, özgür yaşamı uğruna ölecek kadar sevmenin sonunda gerçekleşiyor.
Zilan eylemciliği üzerine en kapsamlı ve çarpıcı değerlendirmeleri Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan yapmış bulunuyor. Önder Abdullah Öcalan, söz konusu eylem nedeniyle Zilan’ı “Özgürlük Tanrıçası” olarak tanımlıyor. “Zilan özgür yaşam kanunudur” diyor. “Zilan komutan, biz onun emir erleriyiz” diye ekliyor. En önemlisi de, eşi olmayacak ve tekrarlanamayacak bir eylem olarak tanımlıyor. Oysa bazıları taklit edilir ve tekrarlanır sanıyor. Özellikle de örgütlü eylemden kaçmanın vesilesi yapılmak isteniyor. Oysa Önder Abdullah Öcalan, mevcut eylemin sahibi olan Zilan’ı “Komutan ve Özgürlük Tanrıçası” olarak tanımlıyor. Yani eğiten, kendine çeken, örgütleyen ve tabi emrederek yöneten olarak görüyor.
Bir şehadetin yıldönümünde peki bunları niçin belirtiyoruz? Esas olarak iki nedenledir. Birincisi, çünkü mevcut faşist-soykırımcı saldırganlık karşısında Zilanvari her bakımdan başarılı olan ve kazandıran bir eylemlilik gerekiyor. İkincisi ise, Zilan eylem çizgisi doğru ve kazanan gerilladan kaçışın aracısı yapılıyor. Zilan eylem çizgisi daraltılarak, sadece askeri başarıya ve düşmana darbe vurmaya indirgeniyor. Zilan eylemciliğinin eğiten ve örgütleyen gerillacı gerçeği görülmek ve anlaşılmak istenmiyor.
Kuşkusuz bütün bu konularda yanlış ve yanılgıların aşılması ve Zilan gerçeğinin doğru ve yeterli anlaşılması gerekiyor. Dahası içinde bulunulan mücadele koşulları tam Zilan eylem çizgisine ihtiyaç duyuyor. Çünkü faşizme karşı direniş muzaffer bir savaşçılık istiyor. Bunun da ancak düşmana darbe üstüne darbe vurarak yenilgiye götüren ve halkı eğitip örgütleyen bir gerillacılıkla mümkün olduğu görülüyor. Zilan çizgisi işte böyle bir gerillacılığı ifade ediyor.
Bugün Kürdistan gerillacılığı Agit ve Zilan çizgisinde bir zafer ordusu haline gelmiş bulunuyor. Buna da Zilan çizgisinde şekillenen Kadın Gerilla Ordusu öncülük ediyor. Dikkat edilirse Zilan adı ve gerçeği müthiş eğitiyor ve örgütlüyor. Zafer çizgisi olması söz konusu eğiticiliğinden ve örgütleyiciliğinden ileri geliyor. Çünkü ancak örgütlü savaş düşmanı yenebilir ve zafer kazanabilir. Örgütlü olunmazsa nasıl savaş kazanılacak? Bireysel savaşçılıkla düşmana darbe vurulup intikam alınabilir. Yine düşman siyasi uzlaşmaya zorlanabilir. Ancak hiçbir zaman o tür savaşçılık düşmanı yenemez ve nihai zaferi kazanamaz.
Yine Zilan eylemciliğinin müthiş cesaret ve fedakârlığı ile çareyi kendinde yaratma gerçeği önemlidir. Dikkat edilirse, Zilan çizgisi cesaret ve fedakârlığın en üst zirvesi oluyor. Ondan daha yükseği yoktur. Yine uygun ortam ve bol imkânla değil, en büyük teknik olan insan gücünü zirvede harekete geçirerek gerçekleşmiştir. Bu anlamda hedefe kilitlenmenin, amaca bağlanmanın, kendini eğitip örgütlemenin, planlı hareketin, inceliğin, gizliliğin, disiplinin sembolüdür. “Ne ararsan kendinde bul” ve “Çareyi kendinde ara” felsefesinin en mükemmel uygulanmasıdır. Günümüzün faşist-soykırımcı saldırganlığına karşı direniş de tamı tamına böyle bir mücadelecilik istemektedir. Çünkü Erdoğan-Bahçeli faşizmini yenmenin başka çaresi yoktur.
Şehadetinin yirmi birinci yıldönümünde Zilan gerçeğini ve eylem çizgisini her zamankinden çok daha iyi anlamak ve uygulamak gerekiyor. Çünkü her zamankinden daha fazla Zilanlaşılması gereken bir süreçte bulunuyoruz. Zilan gözü pekliği, yaratıcılığı, disiplini ve cesareti her zamankinden çok daha fazla gerekiyor. Bununla birlikte tüm şehadetlerden dersler çıkartarak zafer çizgisine ulaşmayı başarmamız zorunlu oluyor. Çünkü, sadece Zilanların, Nudaların, Nalinlerin ve Hêlinlerin temsil ettiği mücadele çizgisi kazandırıyor. Bugün de AKP-MHP ve DAİŞ faşizmini yenilgiye uğratacak, Kürdistan Devrimini zafere götürecek ve Önder Abdullah Öcalan’ı özgür yaşar ve çalışır koşullara kavuşturacak olan tek çizgi bu oluyor.
Kaynak: Yeni Özgür Politika