'Maraş’ta Sünnileştirme projesi devrede'

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün, Maraş’ta Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Pazarcık’ta AFAD Mülteci kampının yapılmasının Sünnileştirme projesi olduğuna dikkat çekti.

Konuyu ANF’ye değerlendiren Düzgün, Maraş’ta devreye sokulmak istenilen projenin, Cizre, Sur, İdil, Nusaybin, Gever’de yaşanan gelişmelerden bağımsız olmadığını vurguladı. Düzgün, AKP’nin bu politikasının 12 Eylül darbesiyle yürürlüğe sokulan Türk-İslam sentezinin bir devam projesi olduğuna işaret etti.

“Muhalefeti bastırarak, Kürt bölgelerini Kürtsüzleştirip, Alevi bölgelerini ise Sünnileştirmeyi amaçlıyorlar” diyen Düzgün, tarihi iyi okuyanın Alevilerin, Kürtlerin ve sosyalistlerin teslim olmayacağını da iyi bilmesi gerektiğini hatırlattı.

Maraş’ın 1978 yılında büyük bir katliamın yaşadığını hatırlatan Düzgün, bu katliamının sorumluları henüz yakalanmamışken, yaşanan yoğun travma atlatılmamışken, bugün aynı zihniyeti taşıyan ve mülteciler kamplarını bir araç olarak kullanan IŞİD barbarlarına Alevi köylerine yerleştirilmesini kabul edilemez olduğunu altını çizdi. Kampın yapılacağı Pazarcık’ta tam 3 bin Alevi yurttaşın yaşadığını aktaran Düzgün, kampa yerleştirecek mültecilerin sayısının ise 27 bin olduğuna dikkat çekti. Mülteci kamplarının yapımın sadece Maraş ile de sınırlı olmadığını, Sivas Divriği ve Zara ilçelerinde, yine Tokat’ta Alevilerin yaşadığı bölgelerini de kapsadığına işaret eden Düzgün, bu kampların özellikle Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerde yapılmak istenmesinin yeni bir katliam hazırlığı mı yapılıyor sorunu akla getirdiğini belirti.

TÜRK-İSLAM SENTEZİNİN DEVAM PROJESİ!

Maraş’ta devreye sokulmak istenilen projenin, Cizre, Sur, İdil, Nusaybin, Gever’de ki yaşanan gelişmelerden bağımsız olmadığına vurgulayan Düzgün, Kürdistan’da uygulamaya konulan acele kamulaştırmalar ve ilçelerin boşatılmasıyla dayatılan zorunlu göç politikasının aynısının Alevilerin oturduğu bölgeler için de geçerli olduğunu söyledi. Bu zihniyetin 12 Eylül’de yürürlüğe konulan Türk-İslam sentezi bir devam projesi olduğuna dikkat çeken Düzgün, “ Muhalefeti bastırarak, Kürt bölgelerini Kürtsüzleştirip, Alevi bölgelerini ise Sünnileştirmeyi amaçlıyorlar. Böylece yıllarca başaramadıkları asimilasyon politikalarını sistematik olarak uygulamaya sokacaklar. Zaten Türkiye genelinde kamplara yerleştirilen toplam 3 milyon Suriye mülteci Türkiye vatandaşı yapılmak isteniyor ki bu hazır oy deposu potansiyeli demek. O zaman bu vesileyle proje de hayata geçirilmiş olacak” diye konuştu. Tarihi iyi okuyanın ne Alevilerin, ne Kürtlerin ne de sosyalistlerin teslim olmayacağının da iyi bilinmesi gerektiğini hatırlatan Düzgün, bu zihniyete karşı Alevilerin, Kürtlerin, sosyalistlerin ve demokrasi güçlerinin acilen ortak bir cephede bulaşması gerektiğini altını çizdi. Düzgün, “Ne tek başına Aleviler bu sorunun altından kalkabilirler, ne tek başına Kürtler , ne demokratlar, ne sosyalistler kalkabilir . Bu ancak ortak bir cephede örgütlenmiş tüm kesimlerin bir araya gelip ortak mücadeleyi esas almasıyla olur” dedi.

İÇ SAVAŞ UYARISI!

Cumhurbaşkanı makamının tansiyonu yükseltmek değil düşürmekle hükümlü olduğunu belirten Düzgün, ancak Erdoğan’ın başkanlık sevdası uğruna kutuplaşmayı derinleştirerek ülkeyi bir iç savaşa sürüklemeye çalıştığını dile getirdi. Bundan kimsenin kazançlı çıkmayacağını hatırlatan Düzgün, çözüm masasının devrilmesiyle başlayan savaşı örnek göstererek, “Dolmabahçe’de 10 maddelik barış deklarasyonu açıklandıktan hemen sonra masa birden devrildi. Ne oldu? O gün bugündür kan hiç durmadı. Gerek asker, gerek gerilla, gerek polis ülkenin dört bir yanına her gün cenazeler gidiyor. Hepsi bu coğrafyanın insanı. Bundan kim, nasıl kazanç sağlayabilir?” diye sordu. Saray ve hükümette bu düşmanca uygulamalardan vazgeçme çağrısı yapan Düzgün, Alevilerin kendi bölgelerinde kamp yapılmasına asla izin vermeyeceğini vurguladı.

‘BİZ MAZLUM HALKLARA DEĞİL CİHATÇILARA KARŞIYIZ !’

Maraş’ta Alevileri savaş mağdurlarına kapıyı kapatmakla itham eden Sünni ve Şafilere de cevap veren Düzgün, “Bizim savaştan kaçan mazlum halkla hiçbir sorunumuz olamaz. Biz Aleviler de çok ezilmiş bir halkız ve i inancımızın merkezimizde insan vardır. Bizim karşı olduğumuz nokta yapılan mülteci kamplarının DAİŞ ve benzeri cihatçılar tarafından kullanılmasıdır. Bunu örneklerini sınırda kurulan kamplarda çok yaşadık. Kampta kalanlar silah eğitimi alıp gidip Suriye’de çatışıyor, sonra gidip kampa geri geliyordu. Yani bu ülkede Denizli’de ya da Muğla’da kamp yapmak için boş araziler yok mu? Var ama bu kamplar bilinçli olarak Kürt ve Alevi nüfusunun yoğun yaşadığı bölgelere inşa ediliyor. Reyhanlı’da son yaşananları herkes biliyor. Bırakın Reyhanlı’yı biz kendi tarihimizden de biliyoruz” şeklinde konuştu.

‘TESLİM OLMAYACAĞIZ !’

Türkiye’de zulmün, sömürünün, baskının bitmediği sürece hak arama taleplerinin de bitmeyeceğini vurgulayan Düzgün, “Bu ülke 12 Eylül faşizmi yaşandı. Yüzlerce insan zindanlara atıldı, işkencelerden geçirildi, sakat kaldı, yüzlerce insan katledildi ama buna rağmen mücadeleden hiç vazgeçmediler, teslim olmadılar. Nasıl ki 12 Eylül faşizmi muhalefeti teslim alamadı, bugün de AKP faşizmi de teslim alamayacak” dedi.