Marmara cezaevlerinde ihlaller sürüyor

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Ekim ve Kasım aylarını kapsayan Marmara cezaevleri hak ihlali raporunu açıkladı. Rapora göre, cezaevlerinde hak ihlalleri artarak sürüyor.

ÖHD’nin Marmara cezaevlerinde son iki ay içerisinde yaşanan hak ihlallerini kapsayan rapor, Taksim’deki ÖHD şubesinde açıklandı.

Açıklamayı ÖHD Genel Merkez Yöneticisi Rengin Ergül, cezaevlerindeki insanlık onurunu kırıcı uygulamalara dikkat çekerek, hak ihlallerinin azalmadan devam ettiğini kaydetti.

Ergül, 28 Kasım tarihinde Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde kalan Esin Kavruk’un DNA örneği alınacağı gerekçesi ile koğuşun robokop giysili gardiyanlar tarafından basıldığını hatırlattı.

16 kadın tutsağa kaba dayak uygulandığını ve Kavruk’tan zorla DNA örneği alındığını belirten Ergül, saldırının ardından B-6 koğuşunda bulunan 16 kadın tutsağın hücrelere konulduğunu vurguladı. ÖHD yöneticisi Rengin Ergül, tutsaklar Akgül, Dilek Geçkin, Zeynep Gerçek ve Esin Kavruk’un yürümekte zorlandığını ve bu işkence karşısında suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve İmralı’daki diğer tutsaklar üzerindeki tecride dikkat çeken Ergül, şunları ifade etti: “Bir ada hapishanesi olarak tamamen kendi özgün koşulları olan bu yerde aynı zamanda avukat ve aile görüş hakkı kaygı verici düzeyde kısıtlanmaktadır. Bilindiği üzere 2011 yılından itibaren uygulanan mutlak tecrit binlerce mahpusun açlık grevine girmesi sonucu 2 Mayıs 2019’da ilk avukat görüşüne izin verilmiş ve devamında avukat görüş yasağı kaldırılmıştır. Ancak İmralı adasında avukat görüşü en son 7 Ağustos 2019’da yapılabilmiş, 7 Ağustos sonrası avukat görüş başvuruları yanıtsız bırakılmıştır. Geçmişte uygulanan mutlak tecridin yeniden uygulanmaya başlayacağından kaygı durmaktayız. Derneğimiz ve birçok STK, adada kalanların sağlık durumundan endişe duyduklarını’ defalarca kez belirtmiştir.”

PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL SORUNLAR KAÇINILMAZ

ÖHD’nin raporunda F Tipi cezaevlerinin durumu ele alınarak, şunlar belirtildi: “İmralı tecridine paralel olarak 3 kişinin ya da tek kişinin kalmasına olanak sağlayan F tipi hücreler, şehirlerden uzak kampüs tipi hapishaneler, mahpusların ailelerinden çok uzak yerlere sürgün edilmesi tabloyu açıkça gözler önüne sermektedir. Söz konusu hapishanelerde sosyal izolasyon çok yoğun olarak yaşanmaktadır. Sınırlı sayıda kişiyle, çok küçük boyuttaki hücrelerde yaşayan mahpusların psikolojik ve fiziksel olarak sorunlar yaşamaları kaçınılmazdır”

F Tipi cezaevlerinde kalan tutsakların haftada 10 saatlik havalandırma hakkı ve bir araya gelmesinin engellendiğine vurgu yapılan raporda, ihlallerden bir kısmı şöyle aktarıldı: “Bolu F Tipi Cezaevinde ayda 40 saatlik havalandırma hakkının 4 saatte indirildi. Silivri 5 Nolu L tipi ve Kapalı Hapishanesi’nde haftalık spor etkinliği saatinde koğuşta arama yapılarak spor etkinliği engellenmektedir. Yine açık görüş haftalarında yeterli memur yok denerek spor etkinliğine mahpuslar çıkarılmamaktadır. Maltepe Hapishanelerinde her bir koğuş ayrı olmak üzere haftalık 1 saat spor dışında herhangi bir kültürel veya sosyal aktivitenin ve ortak alan kullanımının olmadığı öğrenilmiştir. Kandıra 2 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde sosyal faaliyet hakları keyfi olarak kısıtlanmıştır. Son dönemlerde meydana gelen özgün tecrit durumları devam etmektedir. Cezaevlerinde tutukluların sağlık hakkına erişim noktasında ciddi sıkıntılar ile karşılaştığı tutukluların rutin sağlık kontrollerine ve revire getirilmesi ve götürülmesi esnasında kelepçeleri çıkarılmadığı, hekim önünde kelepçeli bir şekilde tedavi edilmeye zorlanmaktadır. Hekimlere bu hususun iletilmesi halinde büyük bir çoğunlukla hekimler güvenliklerini bahane ederek kelepçeli tedavi uygulamasında pay sahibidir.”

Raporda cezaevlerinde yaşanan ihlal vakalarına geniş yer verildi.