AKP iktidarının baskıcı, yasakçı, gerici ve cep yakıcı politikalarının cenderesinde doğup büyüyen gençler, değişim talebiyle ayakta. Bu gençlerin başını çeken üniversite öğrencileri bütün gözaltı ve tutuklama terörüne rağmen iktidarın, “Ya biat ya bertaraf” dayatmasına karşı kampüslerden sokağa taşıdıkları protestoları kararlılıkla sürdürüyor. Dışarıda olduğu kadar içeride de mücadeleyi büyütme perspektifine odaklanmış olan öğrenciler, yaşanabilir bir ülke yaratmak için bir çıkış yolu arıyor. Bu öğrencilerden Marmara Kadın Kapalı Hapishanesi’nde 5 gündür hukuksuz bir biçimde tutsak olanlar, ANF’ye konuştu. Akılları geride bıraktıkları boykotta olan öğrenciler, akademik boykotun başarılı olması için mutlaka bir genel grevin örgütlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
İŞÇİLERE ÇAĞRI!
Seçil Murtazaoğlu, değişim ve adalet talebiyle kampüslerden Saraçhane’ye akın eden üniversite öğrencilerinden biriydi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kimya Mühendisliği ikinci sınıf öğrencisi olan Murtazaoğlu, boykotun startını Beşiktaş’ta vermeye hazırlanırken, 24 Mart sabahı yapılan ev baskınlarıyla gözaltına alındı. Götürüldüğü Vatan Emniyet Müdürlüğü siyasi şubesinde bir gün mevcutlu olarak tutulan Murtazaoğlu, çıkarıldığı Çağlayan Adliyesi’nde önce adli kontrol ile serbest bırakıldı, daha sonra karar değiştirilerek hukuksuz bir biçimde tutuklandı. Marmara Kadın Kapalı Hapishanesi’nin C-8 blokunda 4 gündür hukuksuz bir biçimde tutsak olan Murtazaoğlu, tutuklanmalarının nedeninin genel bir gözdağı olduğunu belirterek, yılmayacaklarını vurguladı. Yollarının mücadele yolu olduğunu ve bu gerçeği hiçbir keyfi baskı, yasak ve tutuklamanın değiştirmeyeceğini kaydeden Murtazaoğlu, “Bu hukuksuz uygulamalar nasıl ki bugüne kadar bizi yıldıramadı, bugünden sonra da yıldıramayacak. Yolumuz mücadele yoludur ve bu yoldan kimse bizi döndüremez. Baharı biz gençler getireceğiz” dedi.
Akademik boykotun bütün ülkeye yayılması ve genel bir greve dönüşmesi gerektiğini belirten Murtazaoğlu, işçilere destek çağrısı yaparak, “İşçileri, öğrencilerle el ele mücadele etmeye çağırıyoruz” duyurusunda bulundu.
‘ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYLE KAZANACAĞIZ!’
Tutsak öğrencilerden Tutku Kırcalı da, boykotun genel bir grevle taçlandırılması gerektiğini kaydetti. Boğaziçi Psikoloji Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi olan ve 1 Mayıs’ta da tutsak edilen Kırcalı, Saray rejiminin baskı politikalarının yıllardır sertleştiğinin herkesin malumu olduğunu hatırlattı. İktidarın yaratmak istediği korku iklimine teslim olmayacaklarının altını çizen Kırcalı, “İktidar hepimizin üstüne bir korku barikatı çekmeye çalışsa da, Ekrem İmamoğlu süreciyle birlikte toplumsal muhalefet biz öğrencilerin başını çektiği mücadele ivmesiyle korku duvarını ve barikatlarını yıktı. Bu ayağa kalkışın ikinci bir Gezi Direnişi yaratmasından korkan Saray rejimi, başta biz öğrenciler olmak üzere her kesimden insanları tutuklattı ya da yaka paça gözaltına aldırdı. Ancak bu nafiledir; öğrencilerin, işçilerin ve kadınların haklı mücadelesi engellenemeyeceği gibi hapsedilemez de. Biz tıpkı dışarıda olduğu gibi hapishanede de mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu kararlılıkla dışarıda boykotu örgütleyen öğrenci arkadaşlarımız başta olmak üzere tüm direnenleri selamlıyorum” dedi.
Boykotun mutlaka bir genel greve dönüşmesi gerektiğinin de altını çizen Kırcalı, örgütlü mücadeleyle kazanacaklarını vurguladı.
‘DIŞARIDA VERİLEN MÜCADELE GÜCÜMÜZE GÜÇ KATIYOR’
Tutsak edilen İstanbul Üniversitesi öğrencileri ise bir kez daha mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı. Hapishanede dayanışma ve mücadele içerisinde olduklarını ifade eden İÜ öğrencileri, şunları kaydetti: “Kimse merak etmesin, endişe etmesin. Bizim moralimiz iyi ve her alanda olduğu gibi mücadelemiz burada da sürüyor. Burada tek endişe edilecek nokta, haksızlık karşısında sessiz kalmaktır. Bu yüzden bu haksızlığa, hukuksuzluğa karşı hep birlikte ses çıkartmak gerek. Gözümüz arkada kalmadı. Dışarıda verilen mücadele gücümüze güç katıyor. Sokağa çıkmanın kriminalize edilmeye çalışılması bizi yıldıramaz. Bu baskılarla yılacak ve sindirilecek gençler değiliz. Hep birlikte omuz omuza mücadele edeceğimiz günlerde görüşmek üzere. Dayanışmayla kalın!”