Mehmet Bozgeyik: Reform söylemi yeni saldırıların parolası

İç ve dış kamuoyunda zorlanan AKP’nin, daha önce de reform söylemlerini birçok sefer dile getirdiğini belirten KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, "Reform söylemi yeni saldırıların parolası" dedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, AKP’nin reform söylemini ve kamuda güvenlik soruşturması yasasına yönelik görüşlerini ANF’ye aktardı. AKP'nin reform söylemlerinin samimi olmadığını vurgulayan Bozgeyik "AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı ne zaman insan haklarından, reformdan bahsetse ya aynı gün ya da birkaç gün içerisinde asgari demokratik haklara, emek ve demokrasi güçlerine yönelik yeni bir saldırı dalgası gerçekleştirilmektedir" dedi.

Salgının otoriter politikaların uygulanması için kullanıldığını belirten Bozgeyik "Türkiye’de de otoriter tek adamın resimleri kurumsal anlamda güçlenerek işçiler emekçiler üzerinde bir baskı aracına dönüşmüştür" diyerek AKP'nin ekonomi yönetimini eleştirdi.

PARTİ DEVLETİ VE OHAL KALICI OLUYOR

AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın, 2 Mart’ta çalışmalarına başladıklarına yönelik iddiada bulunduğu ‘İnsan Hakları Eylem Planının’ iç ve dış kamuoyunda zorlanan AKP’nin, daha önce de reform söylemlerini birçok sefer dile getirdiğini belirten KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, şunları söyledi: "Türkiye’de İnsan Hakları Eylem Planı açıklandığı günden bu yana anti demokratik uygulamalara ve baskı politikalarına her gün bir yenisi ekleniyor.

15 Temmuz Darbe girişimi ve ardından ilan edilen OHAL ve sivil darbe süreci yaşanmış, Anayasa uluslararası sözleşmelere aykırı yüz binlerce işlem yapılmıştır. ILO’nun 87 sayılı örgütlenme, 98 sayılı toplu sözleşme ve 111’nolu ayrımcılık sözleşmeleri hiçe sayılarak yüz binlerce kamu emekçisi işten çıkarılmış, yüzlerce kurum kapatılarak sivil darbe süreci bu beş yıllık süreçte kurumsallaştırılmak istenmiştir."

‘FİŞLENME UYGULAMASI YARATILDI’

Anayasa Mahkemesi 19 Şubat 2020 tarihli; 'kişisel veri niteliğindeki bilgilerin kötüye kullanımı engellemeye yönelik güvenceler verilmeden yapılan düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğu' gerekçesiyle kamuda güvenlik soruşturması ve arşiv kaydının incelemesini içeren uygulamayı kaldırmıştı. Anayasa Mahkemesi’nin iptaline karar verdiği bu uygulama, AKP-MHP’nin oylarıyla meclis genel kurulunda kabul edilip tekrar yürürlüğe girmesine ilişkin Bozgeyik, şunları belirtti: "Daha önce sadece kamu kurumlarının gizlilik dereceli birimlerinde uygulanan ‘güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak’ şartı kamuya alınacak tüm personeli kapsar hale getirilmiştir.

Söz konusu hukuksuz düzenleme ile hiçbir objektif kriteri olmayan, hiçbir yargı kararına dayanmayan, tamamıyla keyfi, tamamıyla haksız, hukuksuz bir "fişleme" uygulaması yaratılmıştır. Adli sicil kaydında hiçbir sorun olmamasına rağmen sadece adayı değil, birinci hatta ikinci derece yakınlarını da kapsayan güvenlik soruşturmaları ile binlerce kişi mağdur edilmiştir."

ÇALIŞMA HAKKI İKTİDARIN ONAYINA BAĞLI

Güvenlik soruşturmasının darbe uygulaması olduğunu vurgulayan Bozgeyik "Konfederasyonumuz ve diğer tüm emek örgütleri, demokrasi güçleri yönetmelikte yapılmak istenen değişikliğin darbe uygulamasına denk düştüğünü, tüm vatandaşların fişleneceğini, anayasada tarif edilen çalışma hakkının iktidarın onayına bağlı hale geleceğini ifade etmiştir. Tasarı, tek parti devleti ve fiili OHAL uygulamalarını kalıcı hale getirmeyi hedeflemektedir.

Anayasanın 70. Maddesinde, "Her Vatandaş kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez" hükmüne yer verilmektedir. Değişiklik anayasanın bu temel maddesini hiçe saydığı gibi şimdiye kadar sayısız örnekte karşılaştığımız üzere oldukça sübjektif, iktidarın politikalarına uygun olarak yorumlanmaya açık, hukuk dışı kararları mümkün kılan bir nitelikte hazırlanmıştır" şeklinde konuştu.

BÜTÜN VATANDAŞLAR GÜVENLİK RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA

Gelecek için kaygılı olduğunu belirten Bozgeyik, konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: "Güvenlik soruşturması gibi uygulamalar gizlilik gerektiren ya da hassas sayılan sınırlı ölçüde görevlerde kullanılabilecek istisnai bir durum iken, kanun teklifi ile OHAL döneminde olduğu gibi muğlak ifadelerle kapsam içine sokulacak kamu alımlarında genel bir uygulama haline getirilmektedir. Düzenleme ile kişilerin çalışma hakkına, kamu görevine girme hakkına, kendi kişiliğini, sosyal varlığını, onurunu koruma hakkına ciddi engelleme getirilmektedir. Muhalif olsun olmasın bütün vatandaşlar güvenlik riskiyle karşı karşıyadır" dedi.