Mersin’de hasta tutsaklar için çağrı: İnfaz yakmalara son verilsin

"İnfaz yakmalara son" sloganıyla açıklama yapan sivil toplum örgütleri, ağır hasta mahpusların derhal tahliye edilmesini ve İmralı tecridinin kaldırılarak barışçıl çözüm sürecinin önünün açılmasını istedi.

Mersin’de İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çukurova Yaşamını Kaybedenlerin Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, TUHAY-DER, Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Mersin Barış Anneleri Meclisi, hasta mahpusların durumuna dikkat çekmek amacıyla DEM Parti Akdeniz İlçe Binası önünde ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.

Eylemde "Hasta mahpuslara özgürlük, infaz yakmalara son" yazılı pankart açılırken, "Siyasi tutsaklar onurumuzdur" ve "Bijî berxwedana zindana" sloganları atıldı.

‘KEYFİ UYGULAMALARA SON VERİLSİN’

Kurumlar adına açıklamayı yapan Avukat Lokman Şaman, infaz süresi dolmuş çok sayıda mahpusun, cezaevi idareleri ve İdare ve Gözlem Kurulları’nın keyfi kararlarıyla tahliye edilmediğini vurguladı.

Şaman, belirsizleşen infaz sürelerinin özgürlük ve güvenlik hakkının yanı sıra adil yargılanma hakkını da ihlal ettiğini belirterek, “Kuralsız ve keyfi infaz politikaları, devletin cezalandırma gücünü sınırsız şekilde kullanmasına neden oluyor. Bu durum temel hak ve özgürlüklerin açıkça gasp edilmesidir. İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi uygulamaları derhal sona ermelidir” dedi.

‘ADLİ TIP TEKELİ KALDIRILMALI’

Cezaevlerinde binlerce hasta mahpusun yaşam hakkının ihlal edildiğini ifade eden Şaman, hastanelerden alınan sağlık raporlarının yalnızca Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından onaylandığında geçerli sayılmasının tedaviye erişimi engellediğini söyledi.

ATK’nin tarafsız bir kurum olmadığını ve bürokratik gecikmelerin mahpusların yaşamını riske attığını dile getiren Şaman, “Ağır hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalı. İnfaz erteleme kararları, bağımsız ve bilimsel sağlık kurulları tarafından verilmelidir. Adli Tıp Kurumu'nun tek yetkili makam olması uygulamasına son verilmelidir” çağrısında bulundu.

‘TECRİT POLİTİKALARINA SON VERİLMELİ’

Açıklamada, İmralı tecridine de de değinildi. Şaman, barışçıl çözüm süreçlerinin ilerleyebilmesi için tecrit koşullarının sona ermesi ve Öcalan’ın toplumsal katkı sunabileceği koşulların sağlanması gerektiğini dile getirdi.

Şaman sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de barışçıl çözüm yollarının açılması, eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamın sağlanması ve hukukun üstünlüğünün yeniden tesisi için hapishaneler dahil tüm devlet kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalıdır. Toplumu bu hak ihlallerine karşı duyarlılık göstermeye, demokratik hukuk devleti mücadelesine destek olmaya ve sorumluluk almaya davet ediyoruz.”